İç Hastalıkları Uzmanı Dr. İsmail Erbaş, Koronavirüs salgının ardından insanların gelişigüzel şekilde vitamin kullanmaya başladığını belirterek “C, E ve D vitaminlerinin Covid-19’dan koruyucu etkisi çeşitli araştırmalarla ortaya konulmuştur. Ancak vitamin kullanımı, çok titiz ve çok düzenli aralıklarla yapılmalıdır. Eksikliği veya fazlalığı, kan testleri ile belirlenip tedavi planı uzman hekimlerce yapılmalıdır. Rastgele alınan vitaminlerin vücuda toksik etkisi bilinmelidir. Kontrolsüz vitamin kullanımının ölümcül sonuçlarının olacağı akılda tutulmalıdır” dedi.
C, E ve D vitaminlerinin Covid-19’dan koruyucu etkisinin bulunduğunu belirten Uzm. Dr. İsmail Erbaş, ancak bu vitaminlerin gelişigüzel değil, hekim kontrolünde alınması gerektiği uyarısında bulundu. İç Hastalıkları Bölümü Uzmanı Dr. Erbaş, Koronavirüse karşı etkili olan vitaminleri şöyle sıraladı:
“C Vitamini: Özellikle viral enfeksiyonlarda C vitamini besin kaynaklarından olan kuşburnu, hibiskus, kızılcık, brokoli, karnabahar, renkli biberler, maydanoz, kivi, ıspanak, alabaş, limon, portakal, greyfurt gibi besinleri ve bunlardan yapılmış sebze sularını tüketmek vücutta birikmiş ağır metalleri ve toksin atıklarını temizleyerek virüslerle savaşır.
“E Vitamini: E vitamini yeterli miktarda alındığında enfeksiyon hastalıklarına karşı vücudu korur. Soğuk sıkım zeytinyağı, avokado yağı, çörek otu yağı, Hindistan cevizi yağı, balık yağları, kabuklu yemişler ve tohum yağları gibi iyi kalite olan fonksiyonel yağları beslenmenizde bulundurmanız önerilir.
“D Vitamini: Yeterli D vitamini seviyesine sahip kişilerin Covid-19’a yakalanma oranı yüzde 52 azalıyor. D vitamini bağışıklık sisteminde kritik bir rol oynuyor. Yapılan araştırmalar yeterli D vitamini alamayan kişilerin hastalığı daha ağır geçirdiğini kanıtlıyor. D vitamininin en iyi kaynağı güneştir. Öğle saatlerinde 30 dakika güneşlenmek ve D vitamini yönünden zengin olan besinlerden; somon, alabalık, pisi balığı, kılıç balığı, yumurta, süt çeşitleri (yağ oranı düşük sütler, badem sütü, soya sütü) ve kültür mantarlarını beslenmenizde bulundurmak bağışıklık sisteminizi güçlendirir.”
Vitaminlerin fizyolojik ve patolojik yolaklar ile ilgili olması ve bazı enzimatik reaksiyonların tetikleyici olması nedeninin altını çizen Uzm. Dr. İsmail Erbaş, “Vitamin kullanımı, çok titiz ve çok düzenli aralıklar ile yapılmalıdır. Eksikliği veya fazlalığı kan testleri ile belirlenip tedavi planı kişiye özel olarak uzman hekimlerce yapılmalıdır. Rastgele alınan vitaminlerin vücuda toksik etkisi bilinmelidir. Kontrolsüz bir vitamin kullanımının ölümcül sonuçlarının olacağı akılda tutulmalıdır” ifadelerini kullandı.
Tükettiğimiz bazı yiyeceklerin vitamin ve mineraller açısından daha zengin olduğunu dile getiren Uzm. Dr. İsmail Erbaş, vitamin eksikliklerinin ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini söyledi.
Vitaminlerin yaşamsal süreçlerin işleyişinden sorumlu olduğunu belirten Uzm. Dr. İsmail Erbaş, “Vücudumuz vitaminleri büyümek ve gelişmek için kullanır. Her vitaminin vücudumuzda ayrı bir görevi vardır, bazıları da birbirlerini desteklemek üzere birlikte çalışır. Vücudumuz D vitamini haricindeki vitaminleri üretemez. Bu yüzden bu vitaminleri tükettiğimiz gıdalarla birlikte almamız gerekir. Bu, vücudumuzun hem fiziksel hem de zihinsel sağlığı için çok önemlidir” diye konuştu.
B grubu vitaminlerinin enerji salınımı reaksiyonlarında ve enerji metabolizmasında görev aldığına dikkat çeken Uzm. Dr. Erbaş, bu vitaminlerin yediğimiz büyük besinleri küçük parçalara ayırarak vücudun yiyeceği yakıta dönüştürme görevini üstlendiğini belirtti.
Uzm. Dr. İsmail Erbaş, 4 gruba ayrılan B grubu vitaminleri şöyle anlattı:
“B1 Vitamini (Tiamin): Karbonhidratların parçalanması gibi pek çok metabolik yolak için önemlidir ve normal enerji oluşum metabolizmasına katkıda bulunur. Tam tahıllı ürünler, börülce ve midye, bu vitamin için önemli kaynaklardır.
“B3 Vitamini (Niasin): Yorgunluk ve bitkinliğin azalmasına katkıda bulunur. Niasin açısından zengin bazı yiyecekler, kümes hayvanları, fıstık, süt, balık, esmer pirinç ve tam tahıllı ürünlerdir.
“B6 Vitamini: Özellikle karbonhidratlar olmak üzere besinlerin parçalanmasında önemli bir role sahiptir. Bunun yanı sıra yorgunluk ve bitkinliğin azalmasına da katkıda bulunur. B6 vitamini kaynakları ağırlıklı olarak kırmızı et, pirinç, patates ve ay çekirdeğidir.
“B12 Vitamini: Normal enerji oluşum metabolizmasına ve normal kırmızı kan hücrelerinin oluşumuna katkıda bulunur. Bunun yanı sıra yorgunluk ve bitkinliğin azalmasına da katkıda bulunur. B12 vitamini açısından zengin yiyecekler, alabalık, somon ve dana etidir.”
A vitamininin vücutta çeşitli formlarda bulunduğunu vurgulayan Uzm. Dr. İsmail Erbaş, “Vitamin A karotenoid denilen bir madde içerir, bu madde vücutta A vitaminine dönüştürülerek göz sağlığına katkı sağlar. Hayvansal gıdalardan elde edilen A vitamini retinol olarak adlandırılırken, bitkisel kaynaklı A Vitamini provitamin A karotenoid olarak adlandırılır. Karotenoidler insan hücrelerinde retinole dönüşerek A vitamini aktivitesi gösterirler. Antioksidan özelliği olan karotenoidlerin, en fazla A vitamini aktivitesi gösteren formu beta karotendir” şeklinde konuştu.
Vücuttaki A vitaminin fazlasının karaciğerde depolandığını söyleyen Uzm. Dr. İsmail Erbaş, “Görme için gerekli likopen prostat kanseri riskini azaltabilir. Dokuları ve cildi sağlıklı tutar. Kemik büyümesinde ve bağışıklık sisteminde önemli bir rol oynar. A vitaminin hafif yetmezliğinde göz kuruluğu oluşabilirken, ciddi yetmezliklerde gece körlüğü ortaya çıkabilir. Havuç, tatlı patates, kabak, yeşil yapraklı sebzeler, kavun, dolmalık biber, Çin lahanası, sığır eti, yumurta, şeftali A vitamininden zengin gıdalardır. Antioksidan özelliği sayesinde A vitamini ve bazı yağ moleküllerini korur” dedi.
Kan, kalsiyum ve fosfor seviyelerinin korunmasına yardımcı olarak kemikleri güçlendiren D vitamininin, diş ve yeni kemik oluşumunda da önemine değinen Uzm. Dr. İsmail Erbaş, şu bilgileri paylaştı:
“Çocuklarda D vitamini eksikliği raşitizm, kemik deformitesi ve diş hasarına neden olabilir. Yetişkinlerde D vitamini eksikliği osteomalazi, kemik kırıkları ve diş çürümesine neden olabilir. Bebekler, yaşlılar, koyu tenli bireyler, yeterli güneş ışığına maruz kalmayan kişiler, yağ emilim bozukluğu olan kişiler, inflamatuar bağırsak hastalıkları ve böbrek yetmezliği olan kişilerde D vitamini eksikliği riski daha fazladır. D vitamini sentezi için güneş ışığı gereklidir. Mantar, somon, uskumru, sardalye, ton balığı, yumurta D vitamini kaynakları arasındadır.”
E vitamini yönünden zengin beslenmenin Alzheimer hastalığının önlenmesine yardımcı olabileceğini dile getiren Uzm. Dr. İsmail Erbaş, yeşil yapraklı sebzeler, badem, ayçiçeği çekirdeği, zeytin, yaban mersini, fındık, domates ve avokadonun E vitamini içerdiğini belirtti.
K vitaminin bir kısmının bağırsak bakterileri tarafından sentezlendiğini bildiren Uzm. Dr. İsmail Erbaş, “Kan pıhtılaşması için K vitamini gereklidir. Osteoporoz ve kemik kırıklıklarının önlenmesine yardımcı olur. Eksikliğinde kanama bozuklukları ve anemi görülebilir. Lahana, karaciğer, yumurta, süt, ıspanak, brokoli ve diğer yeşil sebzeler önemli K vitamini kaynaklarındandır” diye konuştu. (DHA)