Aylardir Istanbul'da stil sahibi ne kadar az insan oldugundan bahsediyoruz. Birçok kadin özellikle Nisantasi kadinlari, adeta ayni tornadan çikmis gibi. Herkesin saçi sari, herkes hangi çanta moda ise onu kullaniyor. Hatta ayni kuaföre ve ayni estetikçiye gidiliyor. Bu sürüden ayrilan, gerçekten stil sahibi olan kadin sayisi oldukça az. Hande Ataizi ise stil sahibi kadinlar listesinde üst siralarda yer aliyor.Çok hos bir tarzin var. Çesitli markalari çok güzel harmanliyorsun. Özellikle vintage modasini en iyi yorumlayanlardan birisin. Bu içten gelen bir sey mi, yoksa sürekli markalari, dergileri takip mi ediyorsun?Tabiî ki dergileri ve dünyayi takip ediyorum. Ama kiyafet seçimleri, insanin renkleri, yasam tarzi ve moduyla ilgilidir. Ben kendimi bildim bileli cesaretli oldum. Bu konuda konservatif kaliplarin disina çikmayi seviyorum. Gece ayakkabilarini gündüz giymeyi seviyorum mesela, sapka çok seviyorum. Binlerce sapkam var giyilmemis, yerini bekleyen. Vintage'i günlük kiyafetlerle birlestirmeyi seviyorum. Masalsi bir hava veriyor. Içimde binlerce kadin var ve hepsi de tarzima baska bir sey katiyor.Herkesin etkilendigi birileri vardir. Senin moda ikonlarin kimler?Benim moda ikonum Coco Chanel... Manastirda baslayip Paris'e uzanan yasam öyküsü beni hep etkilemistir. Konservatif motiflerin içinde bir genç kizin hayata, insanlara naif ve feminen haykirisi var. 1902?de manastirdan asik olup çiktiginda o da bir moda ikonu olacagini tahmin etmemistir herhalde...Istanbul'da tarzini begendigin birileri var mi?Renkleri iyi kullanan ve kendi tarzini yaratmis gençleri begeniyorum. Insanlar parasi varsa iyi markalari alabilme gücüne sahip oluyor. Ama asil önemlisi çok para harcamadan bir dünya yaratmak. Inanin o daha yaratici bir dünya ve tarz oluyor. Ünlü modacilarin ilham aldiklari yerde sokak modasi oluyor böylelikle..Sence moda kurbani olmamak, kendi tarzini yaratmak için neler yapmali? Stil tüyolari verir misin?Hiç pahali ucuz diye bakmam, aksine kiyafetin üstünde damgalanmis gibi logo tasimayi sevmem. Degisik parçalari birbiriyle tanistirmak güzel. Çanta ve aksesuarda da öyle. Bir markanin çantasini tasiyanlar, bana ayni tarikatin üyesiyiz hissi verir. Bir de o kadar para verip üç kadinin pisti diye çikmasi komik oluyor.Klasik olacak ama en sevdigin markalar ve en sevdigin modacilar kimler?Son zamanlarda ismi duyulmamis genç tasarimcilari begeniyorum. Onun disinda Gary Graham, John Galliano, Balenciaga...Türkiye'de yasamiyor olsaydin, daha özgür, daha çilgin giyinir miydin?Kesinlikle daha çilgin giyinirdim. Ister istemez bir yerde sinir koyuyorsun kendine. Teshirci bir tarafim var itiraf etmek gerekirse. Mesela Amerika da olsam Gwen Stefani'nin Galliano tasarimli klip kiyafetlerini giymek isterdim gece çikarken.Gardirobunun olmazsa olmazlari neler?Dar siyah jean'im, 1950'lerin tasarimi beyaz yün ceketim, eteklerimin altina giydigim kabarik jüponlarim, yillar önce Paul Smith'ten aldigim can küpelerim olmazsa olmazlarimdir.Bütün kadinlar gibi, senin de ayakkabi-çanta çilgini oldugunu biliyorum. Çilgin ayakkabilar giymeyi seviyor musun?Evettttttttt! Kesinlikle her sey düz olsa bile güzel bir ayakkabinin çekiciligini hiçbir sey veremez.En sevdigin ayakkabi ve çanta markalari neler?Her markanin ayakkabisi var hemen hemen ama en favorim Sonia Rykiel.Çok iyi bir aileden geldigini, Yeditepe'de dekan olan çok zarif bir annen oldugunu biliyorum. Keza anneannen de çok eski bir aileye mensup, çok zevkli bir bayanmis. Annen ve anneannenin senin zevkin konusunda etkileri oldu mu?Ikisinden de almisim. Annem daha ayaklari yere basan bir tarza sahiptir, klasiktir. Anneannemin Chanel tayyörlerini ise hâlâ giyiyorum. Küçüklügümde onun evinde yalniz kaldigim zaman sivri topuklarini ve kiyafetlerini giyer, aynanin önünde elimde ayakkabi çekicegiyle sarki söylerdim. Onun gardirobunu çok begenirdim.Günlük hayatta asla makyaj yapmamHer seyden önce iyi bir tarz ve iyi bir görünüs için iyi bir vücut gerekiyor. Senin vücudun ise mükemmel. Nasil oluyor da bu kadar fit olabiliyorsun?Çok tesekkür ederim. Proporsiyonu düzgün olan bir fizigim var. Bana da eldeki malzemeyi en iyi sekilde degerlendirmek kaliyor. Haftanin dört bes günü düzenli spor yapiyorum.Gym, cardio pilates'i içeren bir programim var. Onun disinda düzenli beslenmeye çalisiyorum ama asla yemeden yasayanlardan olamam. Çünkü keyifli bir yemegi hiçbir seye degismem. Bence vücudun ritmini bozmadan spor ve yemek diyebiliriz.Bu denli spora merakli olmanda, küçük yasta spora baslamis olmanin etkisi var mi?Annem küçük yasta beni spora yönlendirdi. Faydalarini simdi simdi anliyorum. DSI tenis takimin- daydim, yagmur çamur dinlemeden her hafta sonu antrenmanlarimiz olurdu. Onun disinda kayak yaptim. Ilk gym'e kaydimi yaptirdigim zaman lisedeydim. Hatta konservatuvari ilk yil kazanamazsam diye spor akademisi sinavlarina girmis ve kazanmistim. Yani spor hep hayatimdaydi...Saçin, cildin, vücudun konusunda mükemmeliyetçi oldugunu biliyorum. Spor disinda nasil diyet yapiyorsun, senin de sihirli formüllerin var mi?En önemli verebilecegim ipucu temizlik bence... Sabahtan aksama kadar makyajli spotlarin altindayim. La Praire'nin cilt bakim ürünlerini kullaniyorum. Degisen hava kosullarina göre serumlarimi degistiririm ve genelde günlük hayatimda makyaj yapmam. Zaten yapmakta istemiyorsunuz. Makyaj bana is gibi geliyor. O yüzden tatillerde nemlendiricimi sürer çikarim. Günesten dozunda yararlanmak da çok önemli. Beni kimse bronz göremez.