İçişleri Bakanı Efkan Ala, Doğu ve Güneydoğu’daki operasyonlar, PKK'nın iç dinamikleri, HDP'lilerin tutumuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Ala, HDP'nin teröristlere silah bırakmamalarını söylediğini ileri sürdü. HDP’ye büyük sorumluluk düştüğünü de sözlerine ekleyen Ala, ‘’Terörün karşısında cesaretle durmalılar. Onlara cesaret vermemeliler. Millet de onlardan demokrasinin geliştirilmesini istiyor, silahsız çözüm istiyor’’ dedi.
Sabah’tan Erkam Çoban’a konuşan Ala, HDP’nin ‘Silahlar sussun’’ çağrısını da ‘kurnazlık’ olarak nitelerken, silahların bırakılıp üzerine beton dökülmesinin ardından devletin çözüm üreteceğini de söyledi.
Ala’nın açıklamaları şöyle:
Demokratikleşme hamleleri arttıkça teröre olan toplumsal destek azaldı. Ortadan kaldıran da güvenlik güçlerinin mücadesidir. Terörle Türkiye'ye maliyet ödettiriliyor ve zaman kaybettiriliyor.
Sokağa çıkma yasaklarının, operasyonların uzaması neden? Sivil vatandaşlarımıza zarar gelmesin. Biz bu operasyonları vatandaşlarımızı teröristlerden kurtarmak için yapıyoruz.
Herkesin şu soruyu kendisine sorması lazım. Teröristin olduğu yerde milletvekilinin, belediye başkanının işi ne? Niye "Derhal bırakın bu silahları, teslim olun, insanlara zulmetmeyin, terör eylemlerine son verin" demiyorlar. Ortaya koydukları tavırla teröristlerin manevra kabiliyetini artırıyorlar. Bir de yetmezmiş gibi Cizre'ye yürüme çağrıları yapıyorlar. Oraları yürünmez hale siz getirdiniz, ne diye yürüyüş yapıyorsunuz? Bunlar arka çıkmasa, oradaki teröristler terk edecek.
"Silahın sustuğu süreç" diye bir şey olmaz. Kimin silahı susacak? Terörist silahını bırakacak. Terörist silahını susturduğu zaman, onlara dur diyen mi var? Demokrasi halka yetiyor fakat teröristlere yetmiyor. Onlar, "Biz zorla yöneteceğiz" diyor. Senin de desteklediğin HDP sandıktan çıktı ve şehir yönetiminin bir parçası oldu. Belediye başkanı HDP'li, milletvekili HDP'li. O da yetmiyor... Burası sözün bittiği ve demokrasiyi çukurlara gömdükleri noktadır.
Sorunların çözülmesine katkıda bulunması gerekenler sandıktan çıkmış olanlardır. HDP'ye büyük sorumluluk düşüyor. Terörün karşısında cesaretle durmalılar. Onlara cesaret vermemeliler. Millet de onlardan demokrasinin geliştirilmesini istiyor, silahsız çözüm istiyor.
"Silahlar sussun" diyerek kurnaz cümlelerin arkasına sığınıyorlar. Bu cümle ile teröristin silahı ile meşru devlet güçlerinin silahı eşitlendiği an sen aslında "Çatışma devam etsin, insanlar ölsün" diyorsun. Ailelerinden oy alıyorsun ama çocukları terörist olarak ölsün istiyorsun. Hiçbir devletin sokağında gayri meşru güçler Kalaşnikofla, silahla, bombayla dolaşamaz. Terörist silahı bırakacak. Bu ülkenin kırsalında, kentinde terörist barınmayacak.
Silahlar bırakılıp, üzerine de beton döküldükten sonra, silahlarını bırakanlar için çözümü bu devlet üretecek. 'Silahı bıraktın, üzerine beton döktün ama ne halin varsa gör' demeyeceğiz. Kim çatışma istemiyorsa bu yol haritası eşliğinde elinden geleni Türkiye'nin lehine kullanmalı. Şehitlerimiz geliyor, Allah'tan rahmet diliyorum. Peki oradaki insanlar çocuklarının terörist olmasını ister mi? Aileler çocuklarının gazeteci, milletvekili, doktor olmasını istiyor. Türkiye problemleri demokrasi içinde çözebileceği standartlara kavuştu.