Jandarma Havacılık Okul Komutanlığı Pilot ve Teknisten Yetiştirme Temel Kursu Mezuniyet törenine katılan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Soylu, 'Barış Pınarı Harekatı’na sosyal medyadan hakaret ettikleri belirlenen 500’e yakın hesaptan 121’nin gözaltına alındığını belirtti.
Mezuniyet törenine Soylu’nun yanı sıra Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş, Jandarma Genel Komutanı Arif Çetin, Sahil Güvenlik Komutanı Ahmet Kendir, askeri erkan ve mezun olan personelin aileleri katıldı. Dönem Birincileri Jandarma Pilot Teğmen Emre Kayaer ise Astsubay Çavuş Hüseyin Karayılan yaş kütüğüne plaketlerini çaktı. İçişleri Bakanı Soylu yaptığı konuşmada, “Dünyanın, insanlığın, ülkelerin, medeniyet değerleriyle ve inançlarıyla sınandığı, çok özel günlerden geçiyoruz. Bu, bir samimiyet testinin son ayağıdır. Gelişmiş batı medeniyeti; 40 yıldır PKK terörüne karşı verdiğimiz mücadelede, bu samimiyet testini kaybetmiştir. Aynı medeniyet; 15 Temmuz’da ve öncesi darbelerde sessiz kalarak, hatta doğrudan destekleyerek de bu samimiyet testini kaybetmiştir” dedi.
Batı medeniyetinin 2011 yılında başlayan Suriye ve Ortadoğu kaynaklı göç meselesinde de samimiyet testini geçemediğini belirten Bakan Soylu, “Ve bugün Türkiye, hem kendi ülkesinden hem de Ortadoğu’dan terör belasını kazımak üzere yola çıkmışken, öyle görünüyor ki batı medeniyeti, bu samimiyet testinde yine kaybedecektir. Yine kendi değerleriyle; yıllarca savundukları terör ve şiddet karşıtlığıyla ters düşen açıklamalarını duyuyoruz. Daha da acıklısı, bizim içimizden de bize karşı pozisyon alan, terör örgütünün propagandasından vazgeçmeyen; terör örgütünü temsil eden yapılarla yan yana duran; ikircikli cümleler kuran; içleri yana yana evet diyen; güya askerimizin yanında olan ama kafası rahat olmayan, birtakım anlayışları hep beraber görüyoruz” diye konuştu.
Batı'nın Türkiye’nin düzenlediği sınır ötesi operasyonlara yönelik tavırlarını değerlendiren Soylu, “Bu tavırlar yeni değil, Fırat Kalkanı Harekâtı'nda da; Zeytin Dalı Harekâtı'nda da böyle yaptılar. Bugün de barış pınarı harekatında aynı çizgiyi; terör örgütüne moral veren, uluslararası kamuoyu sağlamaya çalışan, hatta mümkünse lojistik destek vermeye çalışan; Türkiye’yi baskılamaya çalışan tavırlarını sürdürüyorlar. Biliyor musunuz, artık hiçbirisi umurumuzda değil. Yıllardır bu safsataları dinliyoruz ve artık hiçbirisini benimsemiyoruz” şeklinde konuştu.
“Biz bu dünyaya dün gelmedik. Bu devleti dün kurmadık. Bu bölgeye dün gelmedik” ifadelerini kullanan Soylu, “Bu bölgede kimin kim olduğunu, kimin kiminle ortak olduğunu, sivilin nerede, teröristin nerede olduğunu; kimin hangi etnik kökenden olduğunu; kimin Arap, Kimin Türkmen, Kimin Kürt olduğunu; sokak sokak, mahalle mahalle, köy köy biliyoruz. Biz bu coğrafyanın çocuklarıyız. Biz kırk yıldır PKK terör örgütüyle mücadele ediyoruz. PKK’nın güya uyanık sözcüleri, bugün verdiğimiz mücadeleyi 'Türk-Kürt kavgası' diye dünyaya pazarlamaya çalışıyorlar” sözlerine yer verdi.
Bütün dünyaya seslenen Soylu, “Biz bin yıldır birlikte yaşıyoruz. Ben şimdi ‘Kürt kökenli kardeşlerim elini kaldırsın’ desem, belki de şu salonun yarısı elini kaldırır. Türkiye’nin her yerinde, devletin her mevkisinde, bakanlarımızın arasında, gündelik hayatımızda, çarşıda pazarda, Kürt kökenli ve diğer etnik gruplardan, farklı mezhep gruplarından arkadaşlarımızla, Alevisiyle, Sünnisiyle, Lazıyla, Pomağıyla, Zazasıyla birlikte çalışıyoruz, birlikte yaşıyoruz” dedi.
Soylu konuşmasına şöyle devam etti:
“Birkaç gündür uluslararası kamuoyuna bir şeyler söylüyorlar. Ne dediler? Efendim Türkiye sivilleri vuracakmış... Dünyaya sesleniyorum, bize laf söyleyenlere söylüyorum. Dün Akçakale’de sivilleri kimin vurduğunu hep beraber gördük. Barış Pınarı operasyonunun ilk şehidi, 9 aylık bir Suriyeli bebek oldu. İnancımız odur ki, 11 aylık Bedirhan bebeğimizle, bedeniyle karaya vuran Aylan bebekle hep beraber cennette oyun arkadaşı oldular. Dünya bana cevap versin, sivilleri vuran kimmiş? PKK’nın siyasi kolu cevap versin, sivilleri vuran kimmiş?”
“Sivil vatandaş dediğin, en fazla üzerinde ruhsatı varsa tabanca taşır, onu da devletin verdiği ruhsatla taşır. Roketatar taşıyan, bir devletin üniformalı resmi askeri de olmayan bir insana , terörist demeyelim de ne diyelim? Zor bir soru sormuyorum, bana bir isim söylesinler. Söyleyemezler. Her zaman yaptıkları gibi yine susarlar. Biz görevlendirme yaptığımız belediyelerin binalarında roketatar mühimmatı bulduk, sustular. Belediye meclis üyesinin evinin bahçesinde bomba malzemesi bulduk, sustular. Dünyada hangi belediye binasının içinde roketatar mühimmatı, Kalaşkinoflar, el yapımı patlayıcılar bulursunuz; hangi kamu görevlisinin evinin bahçesinde gömülü bomba kimyasalları, ateşleme tertibatları bulursunuz? Bunu sorduk, ağızlarını açmadılar. Kendi göbeğimizi kendimiz keseriz, kesmeye de devam ederiz Allah’ın izniyle.”
“PKK/PYD ile mücadele edersek bizi DEAŞ’tan kim koruyacakmış? Bunu da çıkıyorlar, utanmadan sıkılmadan o gazi meclisin kürsüsünden söylüyorlar. DEAŞ ile göğüs göğüse mücadele eden kendi evlatlarıyla bunu sağlayan bizim kahramanlarımız mücadele etti. Bizim kahramanlarımıza işgalci nitelemesi yapanlara hangi kuruluşun olursa olsun, hangi düşüncenin olursa olsun tahammül edemeyeceğimizi ve gereğini yerine getireceğimizi bütün milletimizin bilmesini istiyorum. Şu ana kadar sosyal medyada 500’e yakın Barış Pınarı Harekatı’na hakaret eden ülkemizi işgalci nitelemesi yapan ve milletimizin birliğine hakaret edenlere gerekli tespitleri ve işlemleri yaptık bunlardan 121’ni göz altına aldı arkadaşlarımız ve devam ediyoruz. Bizim evlatlarımız orada şehadeti göze alıyorlar. Onlara bu ülkenin içinde söz söylemelerine aman vermeyiz."