İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, adli tıp rakamlarına göre uyuşturucudan ölenlerin sayısının düştüğünü belirterek "Bu yıl Cumhuriyet tarihimizin eroin yakalamadaki rekorunu egale ettik. 2019 yılında 20 tondu. Şimdi, bu yıl toplam 22 tona çıkarttık" dedi.
Bursa Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde, ‘Türkiye Muhtarları El Ele’ projesi kapsamında düzenlenen toplantıda konuşan Bakan Soylu, muhtarların vatandaşla devlet arasındaki köprüyü kurduğunu vurguladı.
Muhtarlık kurumunda elde edilen başarıyı ülkenin diğer meselelerine yaymak istediklerinde anlaşılmaz bir tutuculukla karşılaştıklarını belirten Bakan Soylu, “Asayişi teminde, terörle mücadelede, uyuşturucuyla mücadelede, buna gönlü yatmayan, aklı yatmayan, siyasi hırslarının cazibesinden sıyrılıp bu ülkenin değerleriyle buluşamayan, Batı'yı kendine tapınak belirlemiş, Batı'dan gelen her şeyi baş göz üstüne kabul etmiş, öz güvensiz anlayışlarla bizler de sizler de dönem dönem karşı karşıya kalıyoruz. Sizler muhtarsınız. Hanginiz çarşı ve mahalle bekçilerinden rahatsız oldunuz? Tam tersi. Türkiye'de adım adım muhtarlar toplantıları yapıyoruz. İstanbul'dan Ankara'ya, Adana'dan Diyarbakır'a kadar. Mahallenin en ufak meselesinden asayiş meselesine kadar, elektrik lambasının yanıp yanmamasından, telefonun çekip çekmemesine kadar, bir sağlık ocağındaki eksiklikten veya ihtiyaçtan, bir spor salonundaki ihtiyaca kadar her şeyi sayın bakanlarımızla da her birinin huzurunda telefon açıp konuştuğumuz, 'Böyle bir mesele varmış, onu da hep beraber çözebilir miyiz?' dediğimiz, hemen hemen herkese her meseleyi iletmeye çalıştığımız, ardından da masada bırakmadığımız, takip etmeye çalıştığımız, sonuçlandırmaya çalıştığımız bir süreci ortaya koyuyoruz” diye konuştu.
Dünyada ele geçirilen eroinin yüzde 21’ini bu ülkenin polis, jandarma, sahil güvenlik ve gümrük muhafaza birimlerinin yakaladığını belirten Bakan Soylu, “Cumhuriyet tarihimizdeki eroin yakalamadaki rekorunu egale ettik. 2019 yılında 20 tondu, bu yıl ise toplam 22 tona çıktı. Bunun 20,5 tonunu güvenlik güçleri, 1,5 tonunu da gümrük muhafaza ekiplerimiz yakaladı. Bütün bu mücadele hep birlikte sürdürülmelidir. Türkiye’de 2017 yılında uyuşturucudan ölenlerin sayısı adli tıp rakamlarına göre 941’di. Biz 2020 yılını 314 ile tamamladık. İnşallah bu yıl daha az bir rakamla bunu bitireceğiz. Bu el birliğiyle olmaktadır. Bir taraftan meselenin arza yönelik mücadelesi, bir taraftan talebi düşürmeye yönelik mücadelesi, bir taraftan rehabilitasyonla bu işin hep birlikte içerisindeyiz. 28 Avrupa Birliği ülkesinde yakalanan ecstasy tabletin toplamından yaklaşık 2 kat fazlasını yine bu ülkenin güvenlik birimleri yakalamaktadır. Bunu biz mi üretiyoruz? Hayır. Bunların hepsi yurt dışından geliyorlar. Amerika, Afganistan'ı işgal ettiğinde 15 bin dekar ile 20 bin dekardı oradaki üretim, 200 bin dekara çıktı. Buradan bir siyaset ürettiler. Sadece insanların oradaki hayatını kabusa çevirip, göç etmesini temin etmediler. Aynı zamanda dünyaya uyuşturucu ihraç ettiler. Bunu kim yaptı? Amerika'nın bizatihi kendisi yaptı ve bunu bir politika olarak ortaya koydu. Derdi bu bölgeleri istikrarsızlaştırabilmek, bu bölgeleri ufka değil, vizyona değil sadece ayaklarının ucuna bakabilecek duruma getirmektir. Başka hiçbir tablo değil” dedi.
IŞİD, PYD ve PKK’nın Irak ve Suriye’nin devlet otoritesini yok ettiğini belirten Bakan Soylu, şunları kaydetti:
“Dünyanın 4 temel sorunu vardır. Salgın hâlâ sorun. İkinci temel sorunlardan bir tanesi, göç sorunu. Litvanya, Belarus, Polonya, Fransa, İngiltere, Almanya bizim yaşadıklarımızın yüzde 1’ini yaşadıkları halde hepsi korkmuş. Her yerde söylüyorum göç sorununu Türkiye ile Yunanistan arasına sıkıştırıp, cingözlük yapmaya çalışıyorlar. Kendilerini buradan kurtarmaya çalışıyorlar. Bir tane Angelina Jolie gibi bir aktrist gönderirler, o da bir fotoğraf verir. Onlar da oturup, ‘Ne güzel ilgilendik bu işlerle, ne güzel oldu’ derler. Ya kolları kopan çocuklar? Ya anne ve babalarını kaybeden evlatlar? Bütün bunlar ne olacak? Biz Suriye’de 1400 tane sanayi sitesi yaptık. Kendi paramızla değil. Orayı ilk önce huzura getirdik. Ondan sonra oranın meclisiyle ortak bir şekilde bir yer ayarlandı. 2 yıl önce gidip, ‘burada yapalım’ dedik. Şu anda bir bölümü bitti. Tam 25 bin kişi çalışacak. Şimdi orada evler yapılıyor. Biz Batı gibi Afrika’nın madenleri yüzünden bölgeyi sömüren, ondan sonra posasını orada bırakıp, ‘bu insanlar ne yaparlarsa yapsınlar, biz onların ucuz emeklerini istismar ederiz’ diyen millet değiliz. Biz Suriye’deki hayatın normalleşmesini sağlayacak adımlar attık. Biz buradan oraya dönüşün temellerini attık. Bunların hangisini Batılılar yaptı? Biz yaptık. Biz büyük ve asil bir milletiz. Benimle dalga geçiyorlar. ‘Şımarmadık diyordun’ diyorlar. 3 bin dolardan 10 bin dolara geldik biz şımarmadık. Şımarmadık. Atamıza, anamıza, komşularımıza sırtımızı dönmedik. Camilerimize, istiklal marşımıza, cumhuriyetimizi kuranlara kulaklarımızı tıkamadık. Dün ne biliyorsak, bugün ne yapıyorsak, yarın da aynı adımı atmaya devam edeceğiz.”
DEAŞ’ın bölgeden tasfiye edilmesi hakkında konuşan Bakan Soylu, “DEAŞ, coğrafyamız için tehdit miydi? Tehditti. Bunu söylüyorum, söylemeye devam edeceğim. Rakka'da yani Suriye'nin Rakka'sında bir tek mantar tabancası patlatmadan PYD/PKK terör örgütü, Rakka'dan DEAŞ'ı tasfiye etti, Amerika'nın gücüyle. Peki nasıl oldu bu? Peki nereye gitti bu insanlar? Yine onların yönlendirmesiyle beraber iki yere gittiler. Biri Sina Çölleri, birisi de Afganistan ile Çin arasındaki vadiye. Peki sonra ne oldu? Sonra Amerika, Afganistan'ı terk etti. Peki terk edince ne oldu? Orada Amerika'nın güdümündeki bazı komutanlar, enteresan gelecek size, Rakka'dan getirdikleri DEAŞ'ın içerisinde yöneticilik yapmaya başladılar. Şimdi dünya bunu görüyor. Büyük bir oyun, büyük bir tezgah. Bazen demokrasinin içerisine sızdırılmış bir tezgah, bir senaryo. Bazen barış ve kardeşlik içerisine istismar eden bir senaryo. Bazen bir şeyle mücadele ediyormuş gibi gösterilen bir senaryo tablosuyla karşı karşıyayız. Onun için dünyanın başka bir noktasında olan bir meselenin Türkiye'nin, sizin muhtarı bulunduğunuz bir mahalleyi etkilememesi artık mümkün değildir” ifadelerini kullandı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yurt dışından LGBT derneklerine yönelik ciddi bir fonlama olduğunu ifade ederek "Bunu dile getiriyoruz, burada bir sorun olduğunu paylaşıyoruz ama buna rağmen dönüp yine bizi linç etmeye çalışıyorlar." dedi.
Bakan Soylu, Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Türkiye Muhtarlarla El Ele" toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin ve milletin mayasının çok güçlü olduğunu söyledi. LGBT'nin Türkiye'de yayılması için yurt dışı kaynaklı faaliyetler yürütüldüğüne dikkati çeken Soylu, şöyle devam etti:
"Mahallenizde hangi anne baba, LGBT'nin bu ülkede yayılması, gelişmesi için size başvuruyor? Bir anne baba 'LGBT bu ülkede yayılsın? Bizim çocuklarımız bu işlerle daha çok ilgilensin.' diye bir tek kişi size başvurdu mu? Peki bu sevda nereden çıkıyor? Avrupa'dan ve Amerika'dan. Nasıl çıkıyor? Çok basit. Yurt dışında dernekler, vakıflar var bizatihi büyükelçilikleri var. Biz nasıl ayakta duruyoruz? Uyuşturucuyla saldırıyorlar ayakta duruyoruz. Terörle saldırıyorlar ayakta duruyoruz. Ekonomik olarak saldırıyorlar ayakta duruyoruz. Neden? Aile yapımız güçlü de onun için. Aile yapımız sarsılmıyor, ondan kalkınıyoruz. Zeminimizi oynak hale getirebilmek için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar ama başaramadılar. Sebep, medeniyetimiz güçlü, devletimiz güçlü ama en önemlisi milletimizin mayası güçlü. Yurt dışından bu derneklere yönelik ciddi bir fonlama var, bunu dile getiriyoruz, burada bir sorun olduğunu paylaşıyoruz ama buna rağmen dönüp yine bizi linç etmeye çalışıyorlar. Elin oğlu Türkiye'de bu tip meselelerin yaygınlaşması için niye para versin? Amerika hala bir terör örgütü olan PYD ile PKK'yı niçin desteklesin? Bir Amerikalı vatandaş kendi ülkesinin, bir terör örgütünü desteklemesini ister mi? Sadece para vermiyor, silah veriyor, mühimmat veriyor, eğitim veriyor, destek veriyor, moral veriyor, strateji veriyor, akıl veriyor. Bunların hepsini veriyor. Sonra dünyaya çıkıp demokrasi ve hukukun üstünlüğü vaazı vermeye çalışıyor."
Soylu, şu anda dünyanın 4 temel sorunu bulunduğunu dile getirdi. Bunlardan ilkinin Covid-19 salgını, ikincisinin göç sorunu olduğunu anlatan Soylu, şu ifadeleri kullandı:
"Litvanya, Belarus, Polonya, Fransa, İngiltere, Almanya, her biri bugün bizim yaşadıklarımızın ancak yüzde 1'ini yaşayabildikleri halde hepsi sinmişler, korkmuşlar. Göç sorununu Türkiye ile Yunanistan arasına sıkıştırmışlar, cingözlük yapmaya çalışıyorlar. Türkiye ile Suriye arasına sıkıştırmışlar. Türkiye ile İran arasına sıkıştırıp kendilerini kurtarmaya çalışıyorlar. Bir tane aktivist gönderirler, Angelina Jolie. Bir fotoğraf verir. Onlar da otururlar 'Ne güzel ilgilendik bu işlerle, ne güzel oldu.' derler. Ya kolları kopan çocuklar ya annelerini babalarını kaybeden evlatlar ya önümüzdeki yüzyıla travma olarak yansıyacak nesiller ya bu travmaların yaratacağı haller... Bütün bunlar nasıl olacak?"