İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Antalya Gazi Paşa İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde gözaltındayken pencereden atladığı iddia edilen M.A'nın ölümüne ilişkin açıklamada bulundu. Soylu, "Aranan kişi de olsa, suçlu da olsa böyle bir müessif olay hepimizi üzer. Onun için gerekli bütün soruşturmalar, araştırmalar yapılıyor" dedi.
İçişleri Bakanı 'karakoldaki intihar' açıklaması: Terör örgütünün böyle davranın diye talimatı var
PKK'nın yakalanan örgüt üyelerine "intihar edin" talimatı verdiğini iddia eden Soylu, "Son zamanlarda şöyle bir istihbarat var, buna ait bizim de birtakım tedbirlerimiz söz konusu; Özellikle PKK terör örgütü ‘Yakalanacağınız zaman bu konuda böyle davranın’ diye gerek telsiz görüşmelerinden gerekse de bizim özellikle Bingöl Şenyayla’da yakalamış olduğumuz, bizim ‘kütüphane’ diye nitelendirdiğimiz 552 bin dijital belgede net bir şekilde okuduğumuz bir değerlendirmesi var ve bunlar yeni" diye konuştu. Soylu, şu örneği verdi:
"Mesela İzmir’de polisin kuşattığı bir PKK terör örgütü mensubu biliyorsunuz boğazını kesti kendisi ve polis arkadaşlarımız onu hastaneye yetiştirdiler ve hayatını kurtardılar; teslim olmamak için boğazını kesti. Tabii, bu talimat hangi örgüt mensubuna ne kadar ulaşmıştır, bunu bilemeyiz ama böyle bir talimatın da varlığını arkadaşlarımıza biz ilettik, bu konuda gayet tedbirli olması lazım geldiğini de kendilerine, kendi talimatlarımızla beraber ortaya koyduğumuzu ifade etmek isterim."
İçişleri Bakanı Soylu, HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu’nun TBMM Genel Kurulu’ndaki bütçe görüşmelerinde gündeme getirmesinin ardından, şüpheli bir şekilde hayatını kaybeden M.A.'nın ölümüne ilişkin bilgi verdi. Soylu şöyle konuştu:
“Gerekli bütün soruşturmalar, araştırmalar yapılıyor ama olay olduğu andan itibaren bizim bilgimiz çerçevesinde, gerek Emniyet Genel Müdürümüzün gerek benim gerek Müsteşarımızın ve bu konudaki soruşturmalar da müfettiş marifetiyle tamamlanacaktır. Bu konuda da gerekli bütün araştırmaları yapıtıktan sonra değerlendirme yapılacaktır.
Genel Kurul tutanaklarında HDP Grup Başkanvekili Kerestecioğlu ile İçişleri Bakanı Soylu arasında şu konuşmalar geçti:
Filiz Kerestecioğlu Demir (İstanbul) - Bugün haber aldığımız elim bir olay var. İki buçuk yıldır kayıp olan, babasının kayıp başvurusu yapıp Emniyet'e başvurduğu Murat Araç, Antalya Emniyeti'nde intihar ettiği söylenerek babasına haber veriliyor. Fakat ilk önce Gazipaşa İlçe Jandarma perşembe akşamı babayı arıyor ve diyor ki kayıp başvurusu üzerine: "Sanıyoruz sizin oğlunuz bulundu." O da teyit etmek için "Fotoğrafını da bana yollar mısınız? Kendisiyle görüşmek istiyorum." diyor. Telefonla kendisiyle görüşüyor, ondan sonra Jandarmadan fotoğrafını da yolluyorlar ve ertesi sabahsa Jandarmaya baba kalkıyor geliyor Ceylânpınar'dan, ondan sonra Jandarmaya geçmek istiyor, onlar diyorlar ki: "Bizden Emniyete teslim edildi, şu anda bizde yok." Antalya'ya geçiyor, Emniyeti aradığında da orada kendisine böyle birinin olmadığı söyleniyor ve akabinde de sabah, bu sabah "Morgda birisi var, o olabilir. Bir cenaze var morgda, gidin teşhis edin." deniyor. Baba gidiyor "Fotoğrafta yani yüzünde hiçbir şey yoktu Jandarma bana fotoğrafını gönderdiğinde." diyor ama kafası paramparça, her yerinde darp izleri var ve bu şekilde teşhis ediyor bu ölümü. Şimdi, Sayın İçişleri Bakanı da buradayken hani bunu bir araştırıp açıklık getirmesini kendisinden istiyoruz.
Bir şey daha, müsaade ederseniz, ben ifade etmek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
Başkan- Tamamlayın lütfen Sayın Kerestecioğlu, bir dakika ek süre daha veriyorum.
Filiz Kerestecioğlu Demir (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Şimdi, gerçekten, bugünlere dönmememiz lazım. Yani bu, bu şekilde gerçekleştiyse çok vahim bir hadise. Gencecik bir çocuk, 1998 doğumlu Murat Araç. Ben aynı zamanda şununla ilgili de Meclise ve aslında savcılara bir çağrı yapıyorum: Daha çok yakın, birkaç gün öncesinde televizyonlardan Cem Küçük ve yanında da Fuat Uğur bir "İşkence nasıl yapılır?" anlatısı yaptılar. Ve bununla ilgili sadece Diyarbakır Barosu sağ olsun suç duyurusunda bulundu. Ama buradaki ifadeler hakikaten korkunç. Diyor ki: "Ya, adamları bir konuştursanıza. Elimizde çok önemli, üç kritik FETÖ'cü var. Bak, sana, işte, MOSSAD teknikleri anlatayım, işte, havlu tekniği var, biliyorsun, yüze havluyu atıyor." gibi ifadeler kullanıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
Filiz Kerestecioğlu Demir (İstanbul) - Yani buna, hani bugünlere döndüysek hakikaten hepimize yazık. Bu nedenle bununla ilgili de savcıların harekete geçmesi gerektiğini düşünüyorum.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu (Trabzon) - Sayın Başkan…
Başkan - Açıklama mı yapacaksınız?
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu (Trabzon) - Evet.
Başkan - Buyurun Sayın Soylu.
Bir açıklama yapacak Sayın Bakan.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu (Trabzon) - Özellikle sayın milletvekilinin söylemiş olduğu konuda bir açıklama yapma zarureti var. Dediğiniz doğrudur. Yani jandarma tarafından bir yol kontrolünde aranan bir şüpheli şahıs jandarma tarafından alınmış, daha sonra Antalya Emniyet Müdürlüğü Teröre gönderilmiştir. Ve o esnada 2'nci katta Terörde herhangi bir şey yokken… Ailesine haber verilmiş -çağrılması konusunda ailesinin- emniyet müdürlüğü de bu konudaki gerekli girişimleri ortaya koymuştur. 2'nci kattan camdan atlamak suretiyle intihar etme yolunu seçmiştir. Ve dün bütün uğraşılara rağmen -hastaneye kaldırıldı, kurtarılmak istendi- kurtarılamadı. Yani ne bu konuda -Allah muhafaza- sizin söylediğiniz gibi herhangi bir değerlendirme söz konusudur.
Orada şöyle bir fotoğraf ortaya koyarsanız bu bizi üzer. Yani on binlerce kişi gözaltına alınıyor Türkiye'de. Kimisi FETÖ'den, kimisi DEAŞ'tan, kimisi PKK'dan, kimi DHKP-C'den. Ve benim İçişleri Bakanlığım dönemimde de ondan önceki dönemlerde de bu olaylar yaşanmıyor. Yani sizin söylediğiniz gibi, "geçmiş dönemleri hatırlatır olaylar" gibi ifade ederseniz bu konuyla ilgili biz… Dün Emniyet Genel Müdürümüze de söyledim, hemen oraya müfettiş gitti yani bu, nasıl oldu, nasıl gerçekleşti ve nasıl bir dalgınlık esnasında buradan aşağıya atladı? Bu konuyla ilgili arkadaşlarımız bütün soruşturmaları yapıyor. Buradaki niyet apaçıktır, aranan bir kişi, ailesine de haber verilerek aslında kendisi de Antalya'ya çağırılıyor ama maalesef böyle bir… Aranan kişi de olsa, suçlu da olsaböyle bir müessif olay hepimizi üzer. Onun için gerekli bütün soruşturmalar, araştırmalar yapılıyor ama olay olduğu andan itibaren bizim bilgimiz çerçevesinde, gerek Emniyet Genel Müdürümüzün gerek benim gerek Müsteşarımızın ve bu konudaki soruşturmalar da müfettiş marifetiyle tamamlanacaktır. Biz olayın tüm çerçevesiyle, Jandarma, Emniyet noktasında böyle olduğunu biliyoruz ve bu konuda da gerekli bütün araştırmalar yapıldıktan sonra değerlendirmeler yapılacaktır.
Son zamanlarda şöyle bir istihbarat var, buna ait bizim de birtakım tedbirlerimiz söz konusu; Özellikle PKK terör örgütü ‘Yakalanacağınız zaman bu konuda böyle davranın’ diye gerek telsiz görüşmelerinden gerekse de bizim özellikle Bingöl Şenyayla’da yakalamış olduğumuz, bizim ‘kütüphane’ diye nitelendirdiğimiz 552 bin dijital belgede net bir şekilde okuduğumuz bir değerlendirmesi var ve bunlar yeni. Mesela İzmir’de polisin kuşattığı bir PKK terör örgütü mensubu biliyorsunuz boğazını kesti kendisi ve polis arkadaşlarımız onu hastaneye yetiştirdiler ve hayatını kurtardılar; teslim olmamak için boğazını kesti. Tabii, bu talimat hangi örgüt mensubuna ne kadar ulaşmıştır, bunu bilemeyiz ama böyle bir talimatın da varlığını arkadaşlarımıza biz ilettik, bu konuda gayet tedbirli olması lazım geldiğini de kendilerine, kendi talimatlarımızla beraber ortaya koyduğumuzu ifade etmek isterim."