İçişleri Bakanlığı, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Şırnak il yöneticisi Hurşit Külter'in Şırnak'ta kaçırılarak gözaltında tutulduğu, işkence gördüğü ve infaz edilmek istendiği yönündeki iddiaları propaganda aracı olarak kullandığı iddiasıyla, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ve Külter'in avukatı Mesut Gerez hakkında suç duyurusunda bulundu.
Tanrıkulu, suç duyurusuna ilişkin Twitter'dan yaptığı açıklamada "Keşke akıbetini sorduğum tüm kayıplar sağ çıksaydı da varsın bu uğurda binlerce dava açılsaydı hakkımda" ifadelerini kullandı.
İçişleri Bakanlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na bulunulan suç duyurusunda Demirtaş, Baluken, Tanrıkulu ile Gerez'in, Türk Ceza Kanunu'nun, "suç uydurma", "adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs", "yargı görevini yapanı etkilemeye teşebbüs", "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama", "suç işlemeye tahrik", "kanunlara uymamaya tahrik" ile "Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni, devletin kurum ve organlarını aşağılama" suçları ile Terörle Mücadele Kanununun ilgili maddeleri gereğince cezalandırılmaları istendi.
Suç duyurusu dilekçelerinde, Külter'in kaçırılması olayının "bir mizansen olduğu, hedefin Türkiye Cumhuriyetini zan altında bırakma, vatandaşlar arasında infial oluşturma amacı taşıdığının anlaşıldığı" belirtilerek, devleti ve güvenlik birimlerini hedef alan bir kampanya yürütüldüğü kaydedildi.
Partisinin 19 Haziran'daki grup toplantısında insanları bir gruba aidiyetleri üzerinden diğer sınıf veya gruplara karşı kışkırtacak türden söylemlerde bulunduğu belirtilen Demirtaş'ın sözlerinin, ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmeyeceği ifade edildi. Bakanlıkça, asılsız ve dayanaksız iddialarla, bilinçli olarak kampanyayı başlatmakla suçlanan avukat Mesut Gerez hakkında Türkiye Barolar Birliği ve Şırnak Baro Başkanlığı'na da işlem başlatılması için şikayette bulunuldu.
Demirtaş, İçişleri Bakanlığının suç duyurusuna konu olan grup toplantısında şu ifadeleri kullanmıştı: "Kürtler direnişi yükseltmezse Hurşit Külter gibi bir bir kaybettirilecekler." "24 günden bu yana DBP Şırnak il yöneticisi Hurşit Külter'den haber alınamıyor. Devletin Cizre, Silopi ve diğer yasaklı yerlerde zaten infazlar yaptığını biliyoruz. Söz konusu yerlerde sağ yakalandığı halde infaz edilen çok sayıda Kürt yurtseveri ve genci var. Bunların birçoğu da PKK kadrosu falan değil. Bu çok iyi biliniyor. Çoğu üniversite öğrencisi ve bunlar Cizre’de bodrumlarda yakıldı.", "Şimdi Şırnak'ta da sağ olarak gözaltına alındığına dair çok ciddi bilgilerin olduğu Hurşit Külter ile ilgili devletin bugüne kadar inkarcı bir tutum ortaya koyması, gözdağı ve infaz politikalarının bir devamıdır.", "Yani direnişe katılmayı, AKP faşizmine karşı direnmeyi düşünen Kürt gençlerine bir mesaj verilmek isteniyor; ‘Başınıza bunları getiririz ve hiçbir şey yapamazsınız, hiç kimse size sahip çıkamaz’ mesajı verilmek isteniyor."
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Hurşit Külter'in kaybolduğu iddia edilen tarihten sonra yaptığı açıklamada, "Sadece bir siyasetçi olarak değil, bir insan hakları savunucusu olarak da Külter’in akıbetini sormak benim açımdan ahlaki bir sorumluluktu. Ancak hükümetten, Külter’in gözaltına alınıp alınmadığı dahil hiçbir bilgi alamadık. Külter İsviçre'de değil, sayısız faili meçhul cinayetin yaşandığı Türkiye'de kaybolmuştu. Ailesinin de insan hakları savunucularının da tedirgin olması son derece doğaldı. Üstelik de sokağa çıkma yasağının uygulandığı Şırnak'ta kaybolmuştu Külter." ifadelerini kullanmıştı.
Tanrıkulu, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı bir paylaşımda ise "Külter 27 Mayıs tarihinde kaybolduğunda Şırnak'taki sokağa çıkma yasağı başlayalı (14 Mart) 3 ay olmuştu. Bölgede yaşanan hak ihlalleri, yargısız infazlar, gözaltında işkence vakaları göz önüne alındığında, insan hakları savunucularının ve siyasetçilerin Külter’in kayboluşunu sorgulamaları kadar doğal bir refleks olamaz." mesajına yer vermişti.
Suç duyurusunda HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken'in, Külter'in ortaya çıkmasının ardından yaptığı açıklamada kullandığı "Hurşit Külter yürütmüş olduğumuz kampanyaların neticesinde sağ kurtulmuştur. 13 gün boyunca orada bir çete yapılanması tarafından resmi kayıtlara geçmeyecek şekilde gözaltına alınmış, ağır işkencelere maruz kalmıştır. Hurşit Külter yürütülen kampanyalar neticesinde infaz edilememiştir." ifadelerinin de Külter'le ilgili iddiaların mizansen olduğunu ortaya koyduğu belirtildi.
Külter'in avukatı Mesut Gerez'in başvurusu üzerine harekete geçen İçişleri Bakanlığı, iddiaları araştırması için 14 Haziran'da müfettiş görevlendirdi. Mülkiye başmüfettişi tarafından yerinde yapılan detaylı araştırma sonucunda hazırlanan rapor İçişleri Bakanlığına gönderildi. Raporda, Hurşit Külter'in vekilinin dile getirdiği iddiaların herhangi bir tanık anlatımı, delil veya somut belgeye dayanmayıp, tamamen muhtelif gazete ve sosyal medyada yer alan hesaplarından derlenen yazı ve yorumlardan oluştuğu belirtilerek, yapılan araştırmada, müşteki vekilinin beyanı ile sosyal medyada yer alan haber ve yorumların dışında, söz konusu iddiaları doğrulayacak herhangi bir bulgu, bilgi ya da belgeye ulaşılamadığı kaydedildi. İddiaya dayanak gösterilen "@tweet_Guneydogu" isimli/rumuzlu twitter hesabının kullanıcı ya da kullanıcılarının kim/kimler olduğunun teknik olarak tespit edilemediği belirtilerek, Şırnak'ta görevli güvenlik görevlileri hakkında yapılacak hukuki bir işlem bulunmadığı kanaati bildirildi. Külter ise kaybolduğu iddia edilen tarihten tam 133 gün sonra 7 Ekim'de Irak'ın Kerkük ilinde ortaya çıkarak uluslararası kanallara açıklama yaptı.
27 Mayıs'tan 7 Ekim'e kadar haber alınamayan ve "gözaltında kaybedildiği" öne sürülen Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Şırnak İl Yöneticisi Hurşit Külter, Irak'ın Kerkük kentinde ortaya çıktı.
Fırat Haber Ajansı'nın yayımladığı haberde, Külter’in yaşadığına dair gün içinde basın toplantısı yapmasının beklendiği ifade edildi.
Diyarbakır Adliyesinde tutuklu yargılanan DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek’in duruşması için bulunan DBP’nin diğer Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, kendilerinin de konuyu basından öğrendiğini söyledi.
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, 27 Mayıs’tan beri kendisinden haber alınamayan DBP il yöneticisi için soruşturma başlatıldığını açıklamıştı. Bakan Işık, Meclis Genel kurulunda HDPMilletvekillerinin sorusu üzerine, İçişleri Bakanlığı’nın bir mülkiye müfettişini bu konunun araştırılması ve incelenmesiyle ilgili görevlendirdiğini belirterek, "Biraz önce bir sayın grup başkan vekili Hurşit Külter’le ilgili bir soru sordu. Bu Hurşit Külter’le ilgili, bir Twitter hesabından, özel harekt tarafından şahsın gözaltına alındığıyla ilgili bir iddia ortaya atılmış. Bu iddiayla ilgili savcılığa müracaatta bulunulmuş. Bunun üzerine İçişleri Bakanlığı bir mülkiye müfettişini bu konunun araştırılması ve incelenmesiyle ilgili görevlendirmiş, şu anda bu inceleme devam etmektedir. Biz AK Parti iktidarı olarak hiçbir hukuksuzluğa tahammül etmeyiz, izin vermeyiz ama terörle mücadelede de sonuna kadar bu mücadeleyi veririz, bu mücadeleyi veren insanların yanında ve arkasında oluruz" demişti.
Şırnak’ta 27 Mayıs’tan beri kendisinden haber alınamayan Hurşit Külter ile ilgili 27 Mayıs’ta ’BÖF’ adlı, özel harekatçılara ait olduğu iddia edilen bir Twitter hesabından, Külter’in gözaltına alındığına dair fotoğraflar paylaşılmış, daha sonra bu paylaşım geri çekilmiş ve hesap saatlerce askıya alınmıştı. Külter’in ise, ailesine gönderdiği sonmesajında etrafının sarıldığını ifade ettiği ve ’Hakkınızı helal edin’ dediği belirtilmişti. Avukatların başvurusu üzerine Şırnak Emniyet Müdürlüğü, Külter’in gözaltında olmadığı yanıtını verirken, Şırnak Valiliği’nden de Külter’in gözaltında olmadığı yönünde bir açıklama yapılmıştı. Yine İHD’li avukatlara da 23’üncü Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı "Bu isimde birisi gözaltında değil" demişti.