'İçkiyle mücadele eden Yeşilay işe 'Milli kimlik' ve 'Türk Bayrağı'ndan başlıyor...'

'İçkiyle mücadele eden Yeşilay işe 'Milli kimlik' ve 'Türk Bayrağı'ndan başlıyor...'

Kürşat Bumin (Yeni Şafak, 17 Temmuz 2012)

 

Eyüp ve bira tartışması çerçevesinde Yeşilay

 

"Eyüp ilçesi sınırları içinde bira içilir mi?" başlıklı dünkü yazımı söz konusu "bira karşıtı" kampanyaya Yeşilay'ın da katıldığını hatırlatarak bitirmiştim. Yazıyı bitirirken Yeşilay'ın bir zamanlar şehirlerde karşılaştığımız "Bira ile başlayan eroin ile bitirir" afişinden de söz etmiştim.

Bu son derece etkileyici afişin alkol tüketimi ile mücadele eden bir dernek tarafından hazırlanmış olması aslında bu derneğin söz konusu "mücadele"ye ilişkin yönteminin yanlışlığının bir delili gibiydi. Yanlış, çünkü "bira ile başlayanlar"ın yolunun "eroin"e ulaşacağını söylemek alkol tüketiminin azaltılması için gayret sarf eder bir derneğin bu meseleye ilişkin ne derece dünyadan habersiz olduğunun bir göstergesiydi. Tamam, "bira ile başlayanlar"ın içinden bir grup insan yolun sonunda "eroin" bağımlısı olmuş olabilir. Ama bu iki durak arasında zorunlu olarak bir bağ olduğunu ileri sürmek afişten beklenen yararı hemen o dakika sıfırlıyordu.

Başta gençler olmak üzere topluma alkol tüketiminin zararlarını anlatmak için uğraşmak tabii ki değerli bir uğraş. Ancak bu iş insanların karşısına bu türden "korkutucu" afişlerle çıkmak suretiyle mi sağlanır. Bu konuda doğru seçim toplumu alkol tüketiminin zararları hakkında (dini gerekçeler dışında) var olan doğrulardan hareketle aydınlatmak değil midir? "Tıbbi gerekçeler"i teker teker açıklayarak insanları ikna etmek zor geldiği için mi bu "korkutucu" afişlere başvuruluyordu.

Özetle şunu söylemek gerekiyor: Her zararlı tüketimde olduğu gibi bu konuda da işi "ciddiye" almak, konulara ilişkin "gerçekler"i abartmadan, fotoroman diline dökmeden insanların aklına hitap etmek gerekiyor. İşe "bira"den "eroin"e uzanan bir çizgiden söz ederek başlamak yerine, ara duraklar hakkında da insanları bilgilendirmek gerekiyor. Böylece insanlar işin aslını öğrenip ve seçimlerini bu sayfadan sonra yapabilsinler diye...

Son günlerin tartışmasına Yeşilay da katılınca, bu derneği resmi internet sitesine girerek daha yakından tanımak istedim. İlk izlenimimi gecikmeden söyleyebilirim: Bu dernek karşısında mücadele etmeye karar verdiği "tüketimler"i boyunu aşan bir biçimde fazla çeşitlemiş...

Sitede yer alan "Yeşilay'ın anlamı" başlıklı sayfadan devam edelim. Yeşilay'ın anlamı söyle tarif ediliyor:

"Yeşilay sembolündeki hilâl, Milli kimliğimizi ve Devletimizin bağımsızlığını temsil eden Türk Bayrağı'ndan alınmıştır. Hilâldeki yeşil renk, huzur ve mutluluğu temsil etmektedir. Bağımlı olan bir insan, huzurlu ve mutlu olamaz. Huzurlu ve mutlu olmayanlar, genel olarak başarılı olamazlar."

Siz söyleyin şimdi: Bu "anlam" tarifi alkollü içeceklerden uzak durmak için kendisine gerekçe arayan bir okur açısından ne derece ikna edecidir?

"Anlam"dan anlaşılan o ki, alkollü içki tüketimiyle mücadeleye için oluşturulmuş bir dernek bile her şeyden önce işe "Milli kimlik" ve "Türk Bayrağı"ndan başlıyor...

Siteden naklen yine:

"Yeşilay, hiçbir siyasi maksat takip etmez.

Her sınıf insan onun bayrağı altında toplanır ve bağımlılık yapan zararlı alışkanlıklarla mücadele eder."

Bu da şaşırtıcı değil mi? Anlaşılan o ki Yeşilay insanları sadece "siyasi" ve daha da önemli olarak "sınıfsal" açıdan sınıflandırıyor!

"Tüzük: Madde 3":

"Derneğin amacı, yurdumuzda ahlâkî ve kültürel bir kalkınma atmosferi içinde içki, uyuşturucu ve sigara bağımlılığı gibi toplum ve gençliğin beden ve ruh sağlığını tahrip eden bağımlılıklar yanında, kumar, fuhuş, internet ve ekran bağımlılığı gibi gençliğe ve topluma zarar veren bütün zararlı alışkanlıklarla mücadele etmek, millî kültürüne bağlı nesiller yetiştirmek amacı ile kurulmuştur."

Bu ne geniş bir "ilgi alanları yelpazesi"dir bu böyle! Ne ararsınız var içinde: İçki, uyuşturucu, sigara ile yetinilmeyip, "kumar, fuhuş, internet ve ekran bağımlılığı" da savaşılacak alanlar arasına girmiştir... Oldu olacak Yeşilay da kendi bünyesi içinde yasalarca yasak olan "kumar, fuhuş"la mücadele amaçlı bir tim oluştursun...

"Tüzük: Madde 3"te yer alan şu ifadeler de dikkatinizi çekmiştir mutlaka: "...millî kültürüne bağlı nesiller yetiştirmek amacı ile kurulmuştur."

Yoksa siz de benim gibi mi düşünüyorsunuz; yoksa siz de benim gibi içinizden ""Milli kültür' meselesinde bir Yeşilay eksikti o da tamam oldu!" mu diyorsunuz?

Benzer bir ifade ile resmi sitede yer alan "Başkanın Mesajı"nda da karşılaşıyoruz:

"Uluslararası şer odaklarının arzuladığı ahlâkî çöküntünün giderilmesine yönelik çalışmalarımızda her tür katkıyı yanımızda hissedeceğimiz inancını hiçbir zaman yitirmeyeceğimize inanıyorum..."

Şaşırtıcı değil mi? Asıl olarak alkollü içki tüketimiyle mücadele amacıyla kurulmuş bir derneğin "Uluslararası şer odaklarının arzuladığı ahlâki çöküntü" filan gibi malum klişelerle ne ilgisi olabilir?

Şu bilgiye de "resmi site" dışında ulaştım: Yeşilay'ın bir şube başkanı devletin de "güvenli internete" geçmesi gerektiğini şöyle temellendiriyor: "Biz millet olarak bu kadar iş zamanı kaybını kaldıracak zenginlikte değiliz. Tüm devlet dairelerini bir telefon ile acilen güvenli internete geçmeye davet ediyoruz."

Söylediğim gibi, "alkollü içecekler"den "güvenli internet"e uzanan çok mu çok geniş bir faaliyet alanı!

Resmi site ve diğer kaynaklardan Yeşilay hakkında edindiğim genel izlenim, her şeyi birbirine karıştırmış görünen bu derneğin (sitede yer alan "üye kayıt formu" türünden çağrılara rağmen) çok kapalı devre işlediği yönünde. Tüzük gereği olarak genel kurullar, seçimler vb. yok değil tabii ki. Ama dernek yine de tam manasıyla açık bir STK izlenimi vermiyor, çünkü yeteri kadar "sivil" değil.