İdam edilen Veysel Güney'in cenazesini sordu; hakkında 'terör' davası açıldı!

İdam edilen Veysel Güney'in cenazesini sordu; hakkında 'terör' davası açıldı!

12 Eylül darbesinden sonra idam edilerek öldürülen Devrimci Yol (Dev-Yol ) üyesi Veysel Güney'in anıt mezarındaki törene katılanlar hakkında 'terör' davası açıldı.Veysel Güney’in mezarının bulunması için uzun süre mücadele eden, elde ettiği binlerce sayfalık belgeyi ‘Sizin Veysel’ adlı kitapta toplayan Ethem Dinçer de hakkında dava açılanlar arasında yer aldı. Dinçer, Malatya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava kapsamında Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ifade verdi.

Cumhuriyet'in haberine göre, Gaziantep'de idam edilen Güney’in cenazesi ailesine dahi verilmedi. Arkadaşları, Güney’in vasiyeti üzerine doğup büyüdüğü Malatya’nın Hekimhan ilçesine 2013’tesembolik bir anıt mezar yaptırdı. Savcılık, 3 yıl sonra o mezar açılışına katılan ve konuşma yapanlar hakkında terör örgütü propagandası yapmak iddiasıyla soruşturma açtı.

Veysel Güney’in mezarının bulunması için uzun süre mücadele eden, elde ettiği binlerce sayfalık belgeyi ‘Sizin Veysel’ adlı kitapta toplayan Ethem Dinçer de hakkında dava açılanlar arasında yer aldı. Dinçer, Malatya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava kapsamında Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ifade verdi.

Mahkemedeki savunmasında “12 Eylül 1980 darbesinden sonra yargılanarak idam edilen ve cenazesi aradan geçen 35 yıllık süreye rağmen ailesine teslim edilmeyen Veysel Güney’in anıt mezarında bulunmaktan dolaya ‘terör örgütü propagandası’ yaptığım iddiasıyla karşınızda bulunuyorum” diyen Dinçer, Veysel Güney’in Gaziantep’te idam edildiğini ancak cenazesinin nerede olduğunu bilen tek kişinin, o dönemde yüzbaşı olan emekli albay Burhan Erdem olduğunu vurguladı.

Dinçer, “Veysel Güney 1980 darbesinden sonra ‘resmen’ idam edilen ve cenazesi ailesine teslim edilmeyen tek kişidir. Yine idam edilmesine rağmen ‘faili meçhul’ kaydıyla gömülen tek kişi Veysel Güney’dir. Güney’e göre çok daha sembolik sayılabilecek isimler Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın cenazeleri bile idamlarından sonra ailelerine teslim edilmiştir. Doğrusu da budur. Cenazenin teslim edilmemesi aileyi ikinci kez cezalandırmak anlamına gelir” dedi.

Dinçer, idamın 25. yılında, bilgi edinme yasası kapsamında Veysel Güney’le ilgili çok sayıda belgeye ulaştıklarını, Veysel Güney’in idamdan birkaç saat önce yazdığı son mektubunda bile Teğmen Şahin Akkaya’yı öldürmediğini anlattığını kaydetti.

Dinçer, “Ulaşabildiğimiz yargılama belgeleri ve yaptığımız araştırmalar dosyanın hızla kapatılması ve yeniden gündeme gelmemesi için Veysel Güney’in cenazesini kaybetmenin gerekçelerini ortaya koymuştur” dedi.

Mahkeme kayıtlarından Veysel Güney’in adil yargılanmadığının açıkça görüldüğünü kaydeden Dinçer, “Duruşma uzamasın diye Veysel Güney, ‘Devrimci Yol’ üyesi olmaktan beraat etmiştir. Şimdi ‘propagandasını’ yaparak suç işlediğimiz iddia edilen örgüte mahkeme kararına bakarsanız Veysel Güney üye bile değildir” ifadelerini kullandı.

Veysel Güney’in son mektubunda, ‘mezarının yol kenarına kazılmasını, üstüne yumruklu yıldız yapılmasını’ vasiyet ettiğini kaydeden Dinçer, “İdam mahkumlarının ‘son isteklerini’ yerine getirmek devlet görevlileri için bile bir gereklilik sayılırken, yoldaşları, arkadaşları ve ailesinin bu talebi yerine getirmesinin hangi gerekçeyle suç sayıldığını anlamak güçtür. Ben burada yaptığım konuşmada ‘insanları da cenazeleri de kaybetmenin insanlık suçu olduğunu’ vurguladım. Resmi belgelere göre Veysel Güney’in cenazesini kaybeden kişinin ‘Burhan Erdem’ olduğunu vurguladım. Yasalar önünde hesap vermesini ve mezarın yerini bir an önce açıklaması gerektiğini söyledim. Bana kalırsa soruşturulması gereken şey Güney’e ‘anıt mezar’ yapılması değil, devlete zimmetlenmiş ve resmen idam edilmiş bir kişinin mezarının nasıl kaybedildiğidir. Bu vesileyle Güney’in cenazesini kaybeden Burhan Erdem hakkında mahkemenizde bir kez daha suç duyurusu yapıyorum. Erdem bulunup yargılanmalı ve Güney’in cenazesini nereye gömdürdüğünü açıklamalıdır” dedi.

Dinçer savunmasında ayrıca ‘Devrimci Yol’ örgütünün propagandasını yapmakla suçlandıklarını vurgulayarak, “Devrimci Yol 30 yılı aşan bir süreden beri ‘fiilen’ ortada yoktur. Olmayan bir örgütün propagandasını da yapmak mümkün değildir. Kişisel olarak daha önce de bağlantımın olmadığı Devrimci Yol tarihsel süreçte yerini almış ve bildiğim kadarıyla eylemlerine 1984’te son vermiştir. Bu nedenle böyle bir propaganda yapabilmem mümkün değildir” dedi. Ethem Dinçer, mahkemeye Veysel Güney’in idamı ve cenazesinin kaybolmasıyla ilgili çok sayıda belgenin yanı sıra ‘Sizin Veysel’ adlı kitabını da delil olarak sundu.