'İdama bile razıyım'

'İdama bile razıyım'
T24 - Kurban Bayramı'nda ikiz çocuklarından birini sele kurban veren anne İnaltay'a açılan kamu davasında 6 yıl hapis istendi. Anne, "Kızımı kaybettikten sonra, isterse idam versinler, en büyük acıyı yaşadım" diyor Kocaeli'nde hatıra fotoğrafı çektirmek için çıktıkları tahta köprünün çökmesi sonucu, ikiz çocuklarından birini sele kaptıran anne Berat İnaltay'a "Taksirle ölüme neden olmak" suçundan dava açıldı. Sabah gazetesinde yer alan haber şöyle: Anne, "Ben zaten acıların en büyüğünü yaşamışım. İdam etseler umurumda değil" diye ağlayan annenin 6 yıl hapsi istendi. Özel bir dil kursunun sahibi olan İbrahim Çağdaş İnaltay, geçen Kurban Bayramı'nda, eşi Berat İnaltay, 5 yaşındaki ikiz kızları Miray ve Omay ile birlikte Karamürsel'deki bir alabalık tesisine gitti. Kahvaltının ardından aile tesisleri gezmeye koyuldu. Bir ara hatıra fotoğrafı çektirmek isteyen anne ve kızlar, akarsu üzerindeki tahta köprüye çıktı. Babanın fotoğrafı çekeceği sırada, yağmurun etkisiyle iyice yumuşayan toprak, köprü ayağını daha fazla taşıyamadı. Köprü yan yatınca ikizler suya düştü. Derhal suya atlayan baba İnaltay Miray'ı kurtarırken, Omay akarsuda kayboldu. Omay'ın cesedi tesislerin iki kilometre uzağında ağaç dallarına takılmış halde bulundu.  TAKDİR MAHKEMENİN  Olayla ilgili soruşturmasını tamamlayan Karamürsel Cumhuriyet Savcılığı, iddianamesini mahkemeye gönderdi. Savcı Avni Rıfat Baysal, anne Berat İnaltay ve tesis sahibi Mustafa Baş hakkında "Taksirle ölüme neden olmak" suçlamasıyla 6 yıl hapis istedi. Savcı Baysal, ölen kişinin Berat İnaltay'ın çocuğu olması nedeniyle ve annenin ceza verilmeyecek derecede mağduriyetinin oluşması yüzünden, anneye ceza verilip verilemeyeceğinin takdirini mahkemeye bıraktı. İddianamede, "Anne Berat İnaltay'ın, hava şartları müsait olmamasına rağmen, Omay ile köprüye çıkmasının tehlikeli olabileceğini öngöremediği ve olaya mani olamadığı" vurgusu yapıldı. İddianamede ayrıca, köprünün etrafında herhangi bir uyarıcı işaretin bulunmadığı ve tesis sahibinin köprünün bakımını yaptırmadığı gibi, üzerine çıkanları da uyarmadığı için kusurlu olduğu kaydedildi.  'MELEĞİMİ KAYBETTİM' İddianameyle ilgili SABAH'a konuşan anne Berat İnaltay, "Kızımın ölümünden daha büyük bir acı olamaz. Bu açılan dava, kızımın ölümü yanında bir hiç kalır. Biz Omay'ımızı, meleğimizi kaybettik. Böyle bir davanın bizim için bir anlamı yok. Artık idam etseler umurumda değil" diye konuştu. Anne İnaltay, "Ciğerimin bir parçası koptu sanki. Evimizin her köşesinde, gittiğimiz her yerde kızımız var. İkizi Miray kardeşini arıyor. Sürekli resimler yaparak, 'Anne Omay'ın resmini yaptım. Onu duvara asalım da unutmayalım' diyor. Bu acıyı kaldıramıyorum" diye gözyaşı döktü.  EMSAL DAVA İSTANBUL'DAN İstanbul Gültepe'de, evde yalnız bıraktığı iki küçük çocuğu yanarak ölen anne olayda sorumlu tutulmuş ve hakkında 25 yıl hapis istemiyle dava açılmıştı. Mahkeme heyeti, iki çocuğunu kaybeden anne Nimet Aksoy'a "Zaten en büyük cezayı çekti" diyerek ceza vermemişti.  'ACIYI TAZELER'   Ceza Avukatı Barış Çabuk: TCK'nın 22/6 maddesinde, taksirle hareket sonucu ortaya çıkan ölüm olaylarında bir cezasızlık hali öngörülmüştür. Özellikle kırsal bölgelerde, kadınların gündelik uğraşları ve hayat zorlukları itibariyle, sayısı çok olan çocuklarına gerekli dikkat ve itinayı gösterememeleri nedeniyle, çocuklarının yaralandıkları ya da öldükleri görülmektedir. Taksirle ölümüne neden olmaktan açılan davada verilen ceza, anne ve babanın çektiği acıyı şiddetlendirir.  'ANNEYE İNSAFSIZLIK'   Emekli Savcı Çetin Kezer: Anne köprünün yıkılacağını tahmin edemezdi. Her ne kadar annenin taksirle ölüme neden olmak suçundan cezalandırılması istenmişse de takdir mahkemeye bırakılmıştır. Yaşanan olay sonucunda anne zaten çocuğunun ölümü nedeniyle manevi olarak yıkılmış ve acıların en büyüğüne maruz kalmıştır. Verilecek ceza, evladını kaybeden annenin uğradığı acıyı şiddetlendirmekle kalmayıp, ailenin tümüyle ağır derecede mağduriyete uğramasına neden olacaktır.