İDAMLIK ÜLKÜCÜ DE REFERANDUMA ''EVET'' DEDİ ÇORUM (A.A)

-İDAMLIK ÜLKÜCÜ DE REFERANDUMA ''EVET'' DEDİ ÇORUM (A.A) - 16.08.2010 - 12 Eylül 1980 darbesi sonrası ''MHP ve ülkücü kuruluşlar davasında'' idamla yargılanan ve uzun süre hapis yatan Mustafa Seyrek, halk oylamasında Anayasa değişikliğine ''evet'' diyeceğini bildirdi. 1977 yılında Çorum Ülkü Ocakları yöneticisiyken gözaltına alınıp tutuklandığını, Mamak ve Sinop Cezaevleri dahil olmak üzere Türkiye'nin çeşitli cezaevlerinde 13 yıl yattığını ifade eden Seyrek, bu süre içinde birçok işkenceye maruz kaldığını söyledi. Seyrek, gördüğü hiçbir işkencenin koğuşuna gelen yüzbaşının ''vatan haini'' sözü kadar ağır gelmediğini dile getirerek, ''1980 darbesi sonrası yaşanan işkenceleri anlatmak mümkün değil. Durgun suya atılmış taş gibiydi. Mamak taşın atıldığı yerdi. Buradan başlayan işkenceler dalga dalga ülkeye yayıldı'' diye konuştu. Adının ''idamlıklar'' listesinde yer aldığını, ancak uzun süren mahkemeler sonrası cezasının hapse çevrildiğini anlatan Seyrek, yan ranzasında yatan Ali Bülent Orhun'un idam edildiğini belirtti. Mustafa Seyrek, duruşmalar için Ankara'ya sevk edildiğinde Mamak Cezaevi'ne konulduğunu ve burada birçok işkenceye şahit olduğunu ifade ederek, sözlerine şöyle devam etti: ''Çok sayıda genç 'Filistin askısı' denilen işkence aletlerinde unutuldu. İşkenceden ölen gençler için 'intihar etti' denildi. Daha 17 yaşındaki çocuklar, yaşları 40 gün içinde büyütülerek, idama götürüldüler. Mamak'ta namaz kılmak yasaktı. Bir gün arkadaşlarımızdan Hüseyin Kurumahmutoğlu namaz kılarken yakalanmış. Asker copla kafasına vurmuş, arkadaşımızı beyin kanamasından kaybettik. Yapılan işkenceler hiçbir insana reva görülmeyecek türdendi. Hak aramak gibi bir şey fiilen mümkün olmadığı gibi fikren de imkansızdı. İhtilalciler, sürekli bir ezme ve yok etme politikası içindeydi.'' Cezaevinde bir süre tecrit altına alındığını ve sol görüşlü üç kişiyle aynı hücreyi paylaştığını anlatan Mustafa Seyrek, onlarla sık sık ülke meseleleri hakkında konuştuklarını belirterek, ''Sorunlarımız aynı fakat çözüm önerilerimiz farklıydı'' dedi. Yaşadığı acı dolu günlerin ardından darbecilerin yargılanmasının önünü açan Anayasa değişikliğini önemsediğini ifade eden Mustafa Seyrek, ''Kaybettiğim arkadaşlarım ve vicdani sorumluluğum için halk oylamasında 'evet' diyeceğim. 'Hayır' dediğim zaman hem kendime hem de arkadaşlarıma yapılan zulümleri kabul etmiş olurum'' diye konuştu. Verdiği kararın hiçbir siyasi anlamı bulunmadığını vurgulayan Seyrek, sözlerini şöyle tamamladı: ''Zulüm yapanların yargılanması çok önemli. Her şeyden önce millet vicdanında bunun tartışılması çok önemli. Bazı hukukçular zaman aşımından dolayı 'yargılanamazlar' diyor. İhtilalcilerin yaptıkları, insanlık suçuydu. İnsanlık suçlarında zaman aşımı olmaz diye düşünüyorum.  Arkadaşlarım yanımdan alınıp idama götürüldü. Şimdi bize bunu yapanların yargılanması için imkan verilirken ben 'hayır' diyemem. Benim 'hayır' demem 12 Eylül döneminde yapılan bütün haksızlıkları, kendime, arkadaşlarıma ve aileme yapılan zulümleri kabul ettiğim anlamına gelir. Her zaman millet iradesine inanan bir insan oldum. Özellikle Anayasa Mahkemesi'nin yapısı ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) yapısını değiştiren maddelerin hukuk açışından çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu yapılarıyla, bu kurumların ülkeye zarar verdiğine inanıyorum.''