İddianameden: Darbeci general "Gerekirse halka ateş açın, tankla ezin" dedi!

İddianameden: Darbeci general "Gerekirse halka ateş açın, tankla ezin" dedi!

Darbe girişimi gecesi zırhlı birliklerin komutasını ele almaya giden şüpheli Tuğgeneral Ahmet Bican Kırker’in "Tanklar çıksın, gerekirse halka ateş açılsın, ezilsin" dediği müşteki ifadelerine yansıdı.

Darbe girişimi kapsamında tankların çıktığı Etimesgut’teki Zırhlı Birlikler Komutanlığı’nda yaşananlarla ilgili 52 kişi hakkında 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle dava açıldı. Milliyet gazetesinden Türker Karapınar'ın haberine göre, iddianamede, Kara Kuvvetleri’nde görevli olmasına karşın darbe girişimi gecesi zırhlı birliklerin komutasını ele almaya giden şüpheli Tuğgeneral Ahmet Bican Kırker’in, personele, “Tanklar çıksın, gerekirse halka ateş açılsın, ezilsin” dediği müşteki ifadelerine yansıdı.

Yaşananlardan haber verilen Özel Kuvvetler Komutanı (ÖKK) Korgeneral Zekai Aksakallı’nın, darbe girişimi içinde yer alanlar için "Öldürün o şerefsizleri" talimatı verdiği ifadelerde yer aldı. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı ve Tümen Komutanı Tümgeneral Erdoğan Akyol’un müşteki olduğu iddianamede, Kırker’in suç tarihinde tuğgeneral rütbesiyle görev yaptığı, zırhlı birliklere giderek burada komutayı ele alıp mevcut tümen komutanı müşteki Erdoğan Akyol’un rehin alınıp Akıncı Hava Üssü’ne götürülmesini sağladığı belirtildi.

Külliyeye tank

Zırhlı birliklerden iki tankın, Jandarma Genel Komutanlığı ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne gönderildiği ifade edilen iddianamede, tankların, halkın karşı koyması üzerine yeniden birliğe  döndüğü, tekrar çıkış yapamadığı kaydedildi. İddianamede, bu olay ve tank mürettebatının eylemleri ayrıntılı anlatıldı.

İddianamede “müşteki” sıfatıyla ifadesine yer verilen Lojistik Destek Komutanı Tankçı Binbaşı İsmail Suvay, 15 Temmuz akşamı zırhlı birliklerde görevli olmamasına rağmen Kara Kuvvetleri Komutanlığı Personel Plan Yönetim Daire Başkanlığında görevli şüpheli Tuğgeneral Kırker’in brifing salonundaki masanın başına oturduğunu, elindeki brifing gibi bir kağıdı okumaya başladığını anlattı. Suvay, şunları söyledi:

“Albay Cem Tuce ‘bu ne’ diye Kırker’e sorarak hem sözleriyle hem de hareketleriyle bu harekete karşı çıkmaya başladı. ‘Bu olayda kimler var’ diye sorduğunda Kırker cevap vermedi. Bu sefer ben söze girdim ve onlara ‘şu soruyu size sorayım’ diye söyledim. ‘Bu olay 60 ihtilali gibi mi yoksa 80 ihtilali gibi mi?’ diye sordum. Kırker, ‘her ikisi de değil’ dedi.”

"Git tekmil ver"

Nizamiyeden Üsteğmen Sedat Caferoğlu’nun telefonla arayarak iki tankın dışarıdan içeriye giriş yaptığını söyleyen Suvay, brifingten ayrılıp gittiği nizamiye önünde halkın toplandığını, halka “tank çıkmayacak söz veriyorum” dediğini kaydetti. Tutuklu olan Tank Albay İsa Sancaklı’nın nizamiyeye gelerek, kapıyı açmalarını istediğini anlatan Suvay, “Sancaklı’ya ‘askerin silah kullanmasının yetkileri açıktır, kuralları bellidir, siz nasıl halka ateş edersiniz’ dedim. Bana hitaben Sancaklı, ‘darbecilere göre yeni tümen komutanı olan Bican Kırker’e tekmil ver’ dedi” diye konuştu.

"Öldürün o şerefsizleri"

Suvay, şöyle devam etti: “Özel Kuvvetler’den atanan teknisyen Kıdemli Bakım Üstçavuş Emrah Kulluk, Özel Kuvvetler’den Tümgeneral Zekai Aksakallı’yı arayalım dedi. Emrah Bulluk, Aksakallı’yı aradı. Kendisiyle konuştu. Tümgeneral Aksakallı, telefonda ‘öldürün o şerefsizleri’ diye birkaç kere tekrar etti. Bunların darbeci olduğunu anladık. Personele döndüm, silahlanmalarını, hazır kıtadaki mühimmatları dağıtmalarını emrettim, ‘nizamiyeye gidiyorum, tankları çıkartmayacağız, benimle ölecek olanlar nizamiyeye gelsin’ dedim. Daha sonra nizamiyeye gittim.”

"Nizamiyeye söyleyin tanklar çıksın"

Tümen karargâhına geri gittiğini anlatan Suvay, şunları söyledi: “Ahmet Bican Kırker ‘ne oldu’ dedi. Ben de kendisine nizamiyede halkın çok yoğun olarak biriktiğini, büyükşehir belediyesinin iş makinalarının nizamiye giriş çıkışlarının önünü kapattığını, halkın bir şey yapmadığını, ancak tek isteğinin tankların dışarı çıkmaması olduğunu söyledim. O sırada Faruk Yaman bana ulaştırma bölüğünden bir tane kamyon çıkartmamı, cephaneliğe göndermemi, orada ona kara havacılık yani helikopter mühimmatı yükleneceğini ve aracın oraya gitmesi gerektiğini söyledi. Ben de ‘bu benim işim değil’ dedim. Kırker’e döndü. Kırker ise Semih Binbaşı’ya emir veriyordu, ‘nizamiyeye söyleyin tanklar çıksın, gerekirse halka ateş açılsın, ezilsin’ gibi tüyler ürpertici emirler veriyordu.”

İddianameye göre, 15 Temmuz’da 4. Kolordu Komutanı ve Garnizon Komutanı Korgeneral Metin Gürak zırhlı birliklere gelerek, Tümen Komutanı müşteki Tümgeneral Erdoğan Akyol’dan tankların emniyette olduğu bilgisini aldı ve Genelkurmay Başkanı’na iletti. Gürak’ın ayrılmasının ardından Akyol da Eğitim ve Doktrin Komutanı Korgeneral Metin İyidil’i bilgilendirdi. Daha sonra darbeciler Akyol’un KKK emrine, yerine şüphelilerden Tuğgeneral Kırker’in görevlendirildiği mesajını girdi.

Kursiyerlere silah

Darbe eylemi için kursiyer teğmenler ‘70. dönem’ WhatsApp gurubundan çağrıldı. Birliğe gelen teğmenlere şahsi tabancalarının 14 Temmuz’da verildiği de anlaşıldı. Teğmenler, Akyol’un görevinden alınması eylemine başladı. Silahlık depo kapısı kırılarak, içeriden tüfek ve şarjörler alındı. Cephanelikten 3 bin 11 adet 7, 62x51 milimetre fişek aldığı anlaşıldı.