15 Temmuz darbe girişimini yapan ‘Yurtta Sulh Konseyi’ üyesi olduğu iddia edilen eski Cumhurbaşkanlığı Başyaveri Albay Ali Yazıcı’nın, darbe girişiminden bir gün önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’ın bulunduğu yerlerin öğrenilmesi için üç Cumhurbaşkanlığı Yaveri ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde toplantı yaptığı iddia edildi.
Savcılık, Yazıcı ve üç eski Cumhurbaşkanlığı yaverinin de bulunduğu 534 kişi hakkında dava açtı. İddianamede, Yazıcı ve Cumhurbaşkanlığı yaverleri hakkında 4’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istendi.
Ankara Cumhuriyet Savcısı Ali Alper Saylan, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga ve eski Kara Kuvvetleri eğitim ve Doktrin Komutanı Orgeneral Kamil Başoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı sorumluluk bölgesindeki resmi konutlarından zorla derdest edilerek Akıncı Üssü’ne götürülmesi, TRT Genel Müdürlüğü’nün basılması, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı’nda yaşananlar gibi bir dizi eyleme ilişkin yürüttüğü soruşturmayı tamamladı.
İddianamede eski Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alay Komutanları Kurmay Albay Tanju Poshor ile suç tarihinde Poshor’un görevinde bulunan Albay Muhsin Kutsi Barış’ın da aralarında bulunduğu 534 kişi şüpheli olarak yer aldı. İddianamede, Cumhurbaşkanlığı, TBMM, Başbakanlık, Milli Savunma Bakanlığı ve TRT Genel Müdürlüğü ile TRT çalışanı 65 kişi de müşteki sayıldı.
2 bin 537 sayfalık iddianamenin en dikkat çeken bölümü Cumhurbaşkanlığı yaverleriyle ilgili kısımlar oldu. İddianamede, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde darbe girişiminden bir gün önce 14 Temmuz 2016’da Başyaver Yazıcı başkanlığında iş dağılımının görüşüldüğü toplantı yapıldığı belirtildi. Toplantıda, Yazıcı ve Karacı Yaver Yarbay Mete Semercioğlu’nun Ankara’daki işleri takip etmekle, Hava Yaver Binbaşı Erkan Kıvrak’ın Antalya’ya, Deniz Yaver Yarbay Şafak Deliacı’nın İstanbul’a gitmek üzere görevlendirildikleri anlatıldı.
Şüpheli Yaver Semercioğlu’nun, Başbakanlık özel kalem müdürü Z.Ç.’ye mesaj atarak, Yıldırım’ın 15 Temmuz’da tersanede yapılacak törene Tuzla’daki konutundan katılacağını öğrenip Yazıcı’ya bildirdiği anlatılan iddianamede “Şüphelinin, 15 Temmuz’u planlayan Yurtta Sulh Konseyi üyesi olan Yazıcı tarafından teşebbüsün en önemli unsurlarından birisi olan Cumhurbaşkanı’na suikast için yerini öğrenmekle ayrıca Başbakan’ın bulunduğu yeri öğrenmekle görevlendirildiği, bu görevi kabul ederek Cumhurbaşkanı’nın ve Başbakan’ın bulundukları yere ilişkin telefon görüşmeleri yaptığı, bilgileri suikast için oluşturulan ekibe ulaştırılmasını teminen Yazıcı’ya aktardığı anlaşılmıştır” denildi.
İddianamede, şüpheli Kıvrak’ın, 14 Temmuz’da Antalya’dayken saat 15.00 sularında Başyaver Yazıcı tarafından arandığı belirtildi. İddianamede, Yazıcı’nın, Kıvrak’a “Cumhurbaşkanı hangi otelde kalıyor, iki tane Grand Yazıcı otel varmış, hangisinde kaldığını öğrenir misin?” diye sorduğu kaydedildi. İddianamede, Kıvrak’ın öğrenip bilgi vereceğini söyleyerek telefonu kapattıktan sonra Cumhurbaşkanlığı helikopter pilotu olan Emniyet Müdürü Çetin Orhan’ı cep telefonundan aradığı, Cumhurbaşkanı’nın Marmaris’te hangi otelde kaldığını sorduğu anlatıldı. İddianamede, Kıvrak’ın Cumhurbaşkanı’nın şehir merkezine yakın Grand Yazıcı Otel, diğer ismiyle Turban Otel’de kaldığı yönündeki bilgiyi alınca Yazıcı’yı telefonla arayarak bu bilgiyi saat 15.00-18.00 arası bir zamanda ona aktardığı belirtildi.
Kıvrak, ifadesinde, Yazıcı’nın Cumhurbaşkanı’nın Marmaris ve sonrasıyla ilgili programındaki değişikliklerle ilgili bilgileri kendisi üzerinden bir kaç kez öğrenmeye çalıştığını belirterek, “Ben suçlamaları kabul etmiyorum. Ben, başyaverimiz Yazıcı’nın darbe faaliyeti devam ettiği sırada Cumhurbaşkanımızın Marmaris’te kaldığı oteli bombalayan helikopterlerin kalktığı İzmir çiğli Ana Jet Üssü Komutanlığı’na gitmesini normal karşılamıyorum. Burada şüpheli bir durum var. Bu şüphenin benimle bir ilgisi yok diye düşünüyorum. Suçsuzum, başka diyeceğim yoktur” diye konuştu.
İddianamede, Başyaver Yazıcı’nın darbe girişimi öncesinde Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı’nda da rutinin dışında çok sayıda asker misafir ağırlayarak darbe toplantılarına katıldığı kaydedildi. İddianamede bu toplantılarda Cumhurbaşkanı’nın yerini öğrenmede sıkıntı olursa Yazıcı’nın Cumhurbaşkanı’nı bizzat arayıp “Genelkurmay Başkanımız size iletilmek üzere zarf verdi” diyerek Cumhurbaşkanı’nın yerini öğrenebileceğini darbe toplantısına katılan şüphelilere söylediği iddia edildi.
İddianamede, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı’nda görevli şüpheli askerlerin TRT baskını da ayrıntılarıyla anlatıldı. Şüphelilerden eski Cumhurbaşkanı Alay Komutanı Albay Muhsin Kutsi Barış’ın emriyle Alay Komutan Yardımcısı Piyade Yarbay Ekrem Işık komutasında Muhafız Komando Taburu’ndan dört subay, üç astsubay, 54 uzman erbaş, 63 erbaş ve erden oluşan toplam 124 askerin TRT’ye gönderildiği belirtildi. İddianamede, bu taburla TRT’ye giden bir önceki komutan Tanju Poshor ve Kara Harp Okulu Tabur Komutanı olarak görevli Kurmay Yarbay Ümit Gençer’in zorla darbe bildirisinin okunmasını sağladıkları kaydedildi.
İddianamede, Gençer’in spiker Tijen Karaş’a, “Tijen Hanım bildiriyi Genelkurmay sizin okumanızı istiyor” dediği, Karaş’ın bunu duyunca korkudan bembeyaz olduğu ve “bana bunu yapmayın” dediği belirtildi. Ancak Karaş’ın bildiriyi okuması yönünde zorla stüdyoya indirildiği kaydedilen iddianamede, Gençer’in Karaş’ı ikna etmek amacıyla, “sizi tanıyoruz, merak etmeyin Türkiye daha iyi, daha güzel olacak, bildiriyi okuyun” dediği, Karaş’ın ise “Herkesin canı çok yanacak” dediği kaydedildi.