İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Süleyman Ataus, Türkiye'de çok yeni olmakla birlikte idrar testi ile mesane kanserinin teşhisinin yapılabildiğini belirtti. Prof. Dr. Ataus, yaptığı açıklamada, mesane kanserine kesin tanının "sistoskopi" adı verilen bir yöntemle konulduğunu dile getirerek, bunun yanı sıra Türkiye'de çok yeni olmakla birlikte idrar testi ile mesane kanserinin teşhisinin yapılabildiğini ifade etti. Prof. Dr. Ataus, mesane kanserini idrar testi ile teşhis etmek için hala geliştirilen birtakım yöntemler olduğunu vurgulayarak, "Çok rutin kullanılmıyor, ama idrarda kanserli hücrenin antijenlerini, proteinlerini tespit eden NMP22 gibi, BTA gibi birtakım testler var. Hastanın idrarının bir kısmını işlemden geçirerek sonuç alabiliyorsunuz" diye konuştu. Bu yöntemlerin gelişmekte olduğunu, ancak yüksek maliyet ve uzman kişi eksikliğinden dolayı henüz yaygın olarak yapılmadığını kaydeden Prof. Dr. Ataus, "Bu testler yaygın olarak yapılmaya başladığında büyük avantaj sağlayacak. Çünkü mesane kanserine idrarda bakılabiliyor olması büyük kolaylık, ama oturmuş standart bir yöntem değil. Geleceğe yönelik umut veren yöntemlerden biri" dedi. Prof. Dr. Ataus, mesane kanserinin teşhisinin hala girişimsel yöntemlerle yapıldığını hatırlatarak, mesane kanseri hastalarının yüzde 70'inin ömür boyu yılda en az bir kez endoskopi yaptırmak zorunda olduklarını söyledi. Bu durumun hastayı hem psikolojik, hem de maddi açıdan zorladığına dikkati çeken Ataus, "İdrar testi ile teşhis yöntemi bu sıkıntılı takibin yerini alabilir" diye konuştu. Sigarayla bağlantı Mesane kanserinin sigarayla olan ilişkisinin çok net ve bilimsel olarak kanıtlandığını söyleyen Prof. Dr. Ataus, "Hastalarımızın 5'te 4'ü sigara içiyor. Sigara ile mesane ilişkisi, sigara ile akciğer kanseri arasındaki ilişkisi kadar yakın" dedi. Kanser yaptığı bilinen bazı bileşiklerin, sigara içenlerin idrarında çok daha yoğun olarak görüldüğünü dile getiren Ataus, "Böbreklerde yapılan idrarı hemen atmıyoruz, mesane içinde biriktiriyoruz. Bazen de sıkışıp uzun süre tuvalete gitmiyoruz. İdrarda kanser yapıcı böyle bir madde varsa saatler boyu idrar torbasıyla temas halinde oluyor" şeklinde konuştu. Prof. Dr. Ataus, sadece sigara içicilerinin değil, her nevi boya işinde çalışanlar, dericiler ile lastik, kauçuk ve tekstil sektörlerinde olanların da bu hastalığın riski altında bulunduklarına dikkati çekerek, "Kanser yapan maddeler, vücuda solunum, cilt veya sindirim yolu ile giriyor. Vücuttan da bu maddeler idrarla atılırken kanserojen bir şekilde atılıyor. Yani erkekseniz, yaşlıysanız, sigara içiyorsanız, bu iş kollarındaysanız dikkat" dedi. Mesane kanserinin tek önemli belirtisinin idrardaki renk değişikliği olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ataus, idrardan kan gelmesi durumunda hemen üroloğa gidilmesi gerektiğini kaydetti. Erken teşhisin önemi Her kanser türünde olduğu gibi mesane kanserinde de erken teşhisin çok önemli olduğuna dikkati çeken Ataus, idrarında kan görenlerin, kanamanın devam etmemesi durumunda doktora gitmediklerini, bunun büyük bir hata olduğunu anlattı. Prof. Dr. Ataus, şunları kaydetti: "Kanama bir başlayınca günlerce devam etmeyebilir. Kanama ortadan kalkabilir. Bu durumda da insanlar 'Üşütmüşümdür, kum döküyorumdur' şeklinde yaklaşımlarda bulunarak doktora gitmiyor. Ancak bu arada çok önemli bir fırsatı kaçırıyor olabilirler. Çünkü bir daha aylar sonra kanama oluyor. Hastalık ilerlemiş olarak bize geliyor." Prof. Dr. Ataus, mesane kanseri ilerlediğinde idrar torbasından taşarak, başka organlara sıçradığını belirtti. (AA)