'İdris Naim Şahin: AKP’nin bilinçaltı'

'İdris Naim Şahin: AKP’nin bilinçaltı'

Kurtuluş Tayiz (Taraf, 25 Mayıs 2012)

 

İdris Naim Şahin: AKP’nin bilinçaltı

 

Bütün beceriksizliğine rağmen çok rahat. Akıldan ve vicdandan yoksun demeçleriyle hiçbir bakana, milletvekiline nasip olmayacak kadar çok medyada yer buluyor. Engelleyici, sınırlayıcı herhangi bir duygunun tesiri altında değil. Etki altında kalmıyor. Duraksayarak konuşuyor, sözleri çok uzaktan, bilincin çok derin katmanlarından yola çıkıp dile geliyor sanki. İfadeleri karışık, anlaşılmaz, saçma ve gülünç olsa da değişmez bir öze sahip; “iyi”den uzak ve kötücül bir ruhu dışa vuruyor.

İdris Naim Şahin’den bahsediyorum. AKP’nin önde gelen milletvekili ve bakanlarından biri. İçişleri Bakanı. Bu ülkenin en önemli ve sorumlu koltuğunda oturuyor. Bu makama hangi liyakatle geldiğini kuşkusuz sorgulamıyorum. Siyasi hayatın liderlere sunduğu sınırsız yetkinin sonucunda atanmış da olabilir. Başbakan’ın tasarrufu.

Ancak bir başbakan yetki ve tasarrufunu insani sorumluluk duygusu bu kadar zayıf (hiç yok demeye dilim varmıyor), ahlaksal gelişimini yeterince tamamlayamamış birinin lehinde kullanamaz, kullanmamalı. İdris Naim Şahin, İçişleri Bakanlığı’nın başına gelmesinden sonra sayısız çam devirdi. Buna rağmen Başbakan’ın bu isimde ısrar etmesi bana tuhaf geliyor. Feci şekilde öldürülen 34 vatandaşı “terör örgütünün figüranı” olarak damgalayıp, sonra da, “öldüler, yoksa kaçakçılıktan yargılayacaktık” diyerek ahlanıp vahlanan bir bakan, nasıl oluyor da hâlâ yerinde durabiliyor? Şahin’e gösterilen tahammülü anlamak çok zor.

AKP’li vekillerden, sorumluluk sahibi siyasetçilerden bakana tepki gösterildiğine şahit olsak da, partinin lideri ve Başbakan sanki bıyık altından gülmeye devam ediyor.

Liderlerin egoları güçlüdür. Başbakan’ın da öyle. Haklı bir övünçle besleniyor da olabilir bu ego. Tabandan gelmiştir, bin bir zorluğu sabırla aşmıştır. Deyim yerindeyse Başbakan Erdoğan da en altlardan gelen az sayıdaki liderlerden biri. İstediği isme yetki, güç bahşedebilir, hakkıdır. Fakat bu haklı övünç, liderleri yoldan çıkarabilecek tehlikeli bir cazibeyi de içinde barındırır. Güçlü liderler, kendilerini tanrı kadar güçlü sanabilir, bu yanılgıya kapılabilirler. Cansız bir varlığa nefes vermek sadece tanrıya mahsustur, ölümlülere değil.

İdris Naim Şahin’i bu ülkenin en önemli makamının başında tutmakta ısrar ederken Başbakan’ın zihni kendi kendine küçük bir oyun oynar, egosunu köpürtür durur. Güçlü olma duygusunu tadar. Zira İdris Naim Şahin’in o koltukta oturmayı sürdürmesinin tek izahı Erdoğan’ın buyruğudur. Tanrısal bir buyruk gibi, başka kimse değiştirmeye yanaşamıyor.

İdris Naim Şahin’in rahatlığı, kendinden emin halleri, tasasızlığı dikkat çekici ve bize mensubu olduğu parti hakkında çok şey anlatıyor. Şahin, AKP’de ortalama siyasal bilincin bir yansıması aynı zamanda. Ama bilincin vicdansız olan alt katmanını temsil ediyor. Şahin, kişisel bir performans sergilemiyor, AKP’nin alt bilincini sergiliyor. Milliyetçi-muhafazakâr siyasal kimliğin ham ve cisimleşmiş hâli.

İdris Naim Şahin’in özgüveni, bu ortak kimlikten besleniyor. İdris Naim Şahin eleştirisi ancak siyasal iktidarı kapsadığında bütünlük kazanabilir. Yoksa Şahin’in tek başına bir varlığı yoktur.

Toplumsal sorunların üstesinden gelmekte zorlanan iktidarların zaman zaman saçmalaması, daralması olağandır; yersiz açıklamalar, gaflar, öfkeli demeçler birbirini izleyebilir; ancak böyle psikopat tiplerin boyvermesi ciddi tehlikelere işaret eder. İdris Naim Şahin, ortalama saçmalama sınırının ötesine taşarak, aslında bizlere, iktidardaki siyasal gücün vicdanını yitirmeye başladığını anlatıyor. 34 vatandaşı –en iyimser ifadeyle– hatayla katledip, ardından “ortada özür dilenecek bir durum yok” demek, hangi akla, vicdana sığar? Bu sadece Şahin’in değil, o iktidarın siyasal aklından da şüphe ettirir. Şahin görevinin başında olmaya devam ederse bu iktidarın aklından zoru olduğu anlamına gelir.

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in Bakan Şahin’e tepkisi hayli sert oldu. Her şeyden önce Şahin’in Uludereliler hakkında söylediği sözlerin “insani” olmadığını vurguladı. Şahin’in istifaya zorlandığı açıkça anlaşılıyor. Yine de ben ortada AKP ve hükümet içerisinden Şahin’e yeterli tepki gösterildiği kanaatinde değilim. Şahin’i hâlâ görevinden almaya cesaret edemiyorlar.. Bu cesaretsizlik sanırım Başbakan’dan duyulan korkuyla bağlantılı.

AKP, bir an önce bu korkuyla yüzleşmek zorunda; eğer geç kalırsa AKP’de onlarca İdris Naim Şahin daha zuhur edebilir. Ben bu tehlikeyi hiç hafife almayalım, derim.