İflas erteleme yasaklanınca şirketler konkordatoya döndü

İflas erteleme yasaklanınca şirketler konkordatoya döndü

Darbe girişiminin ardından ilan edilen olağanüstü hâl (OHAL) uygulamasının ilk kanun hükmünde kararnamesi (KHK) ile iflas erteleme yasaklanınca mali durumu sıkıntıya düşen şirketler borç yönetimi için 12 yıldır kullanılmayan konkordatoya başvurmaya başladı. Aralarında Park Bravo’nun da olduğu 15 firmanın son 1 ayda konkordato için başvurduğu iddia edildi.

Hürriyet'ten Dinçer Gökçe'nin imzasıyla yayımlanan (19 Eylül 2016) haber şöyle:

İflas erteleme başvuruları olağanüstü hal (OHAL) süresince yasaklanınca, firmalar,son 12 yıldır kullanılmayan konkordatoya yeniden dönüş yaptı. Son bir ayda Türkiye genelinde 15 firma konkordato davası açtı. Ünlü tekstilci Kamil Özçoban’ın yarım asır kadar önce temelini attığı Park Bravo ile tesettür giyim markası 2 Yaka Mağazacılık konkordato başvurusu yapan şirketler arasında yer aldı.

Konkordato, iflas ertelemeye göre uygulaması daha zor ve iflas riski daha yüksek bir yöntem. Kanun Hükmünde Kararname’yle (KHK) iflas erteleme taleplerinin 1 Ağustos itibari ile yasaklanması, Fetullahçı Terör Örgütü’ne yakın şirketlere yönelik bir ‘tedbir’ olarak açıklandı. Mali darboğaza giren şirketlere bir tür koruma sağlayan iflas ertelemeler yasaklanınca, son 12 yıldır tercih edilmeyen konkordato yeniden gündeme geldi.

Son bir ayda 15 başvuru

Hükümleri, İcra İflas Kanunu’nda yer alan konkordatoya son bir ayda 10’u İstanbul’da toplam 15 şirket başvurdu. İstanbul Çağlayan, Bakırköy ve Anadolu Adliyesi’ndeki icra hukuk mahkemelerine yapılan başvurular çeşitli sektörlerden firmalara ait. Konkordato davası açan markalardan biri, tekstil sektörünün duayen isimlerinden Kamil Özçoban’ın 46 yıl önce temelini attığı Park Bravo. Bakırköy İcra Hukuk Mahkemesi’nde 15 Ağustos günü açılan davada, Park Bravo Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti. ile Park Bravo Paten Tekstil San. Ve tic. AŞ. davacı olarak yer aldı

39 milyon liralık borç

Yapılan başvuruda, şirkete, ‘konkordato mühleti’ olarak da anılan üç ay süre  verilmesi istendi. Başvuruda, şirketin hacizlere karşı korunmaya alınması için de tedbir kararının verilmesi talep edildi. Dava dosyasına göre, konkordato kapsamında ödenecek borç miktarı 39 milyon lira. Mahkeme, başvurudan 10 gün kadar sonra, tedbir kararını verdi kayyum olarak ise Atalay Birinci’yi atadı.  İki şirket için açılan davaya, alacaklı şirketlerin ise müdahillik başvuruları yaptığı görüldü. Söz konusu şirketler arasında yer alan İtalyan Maglificio Pa-ten s.r.l şirketi ise, mahkemeye yaptığı başvuruda, Park Bravo için verilen tedbir kararının kaldırılmasını, konkordato mühleti talebinin ise reddini istedi. Mahkeme, davanın ilk duruşma için 29 Eylül’e gün verdi.  

400 bayiye ürün veriyor

Konkordato davası açan firmalardan bir diğeri ise, tesettür giyim üreticisi 2 Yaka Mağazacılık Tekstil Tic. AŞ. Üçü şirkete ait toplam 10 büyük mağazada ürünleri satılan 2 Yaka Mağazacılık’ın Türkiye genelinde de 400 kadar da toptan alım yapan müşterisi bulunuyor. Mali darboğaza giren 2 Yaka Mağazacılık şirketi de, 2 Ağustos günü konkordato başvurusu yaptı. Başvuruda, şirketin yaşadığı sıkıntıların nedenlerine de değinildi.

Ekonomik ve siyasi bir takım sıkıntıların yanı sıra, bankaların kredi kullandırmada çıkardığı zorluklar, bu sıkıntıların başında yer aldı. Başvurunun yanı sıra, mahkemeye kapsamlı bir de konkordato projesi sunuldu. Anılan projede sıkıntının nasıl aşılacağı, 13.5 milyon liralık borcun nasıl ve ne zaman ödenebileceği de anlatıldı. Mahkemenin talebi sonrası hazırlanan bilirkişi raporu dosyaya girdi. İstanbul Anadolu İcra Hukuk Mahkemesi, tedbir kararı için 26 Ağustos’a gün verdi. Öte yandan mahkeme, başvuru yapılan 2 Yaka Mağazacılık’ın, FETÖ soruşturmasına konu olup olmadığı ile ilgili de başsavcılıklara yazı yazdı. Başsavcılıklardan mahkemeye giden yazılarda, şirket ile ilgili olumsuz bir durumun olmadığı bildirildi.  

Haciz baskısı yoğunlaştı

Park Bravo’nun avukatı Necdet Budak, son zamanlarda şirkete yönelik artan hacizler nedeni ile konkordato başvurusunda bulunma kararı alındığına işaret ederek Hürriyet’e şu açıklamayı yaptı: “İflas ertelemede uygulamada daha kolay. Ancak kabul etmek gerekir ki, bazı yerlerde kötüye de kullanıldı. Konkordatoda ise uygulama çok daha zor. Düşünün, yarım asırlık bir firma bir anda iflas durumu ile karşı karşıya kalabilir. Şirketin yaşadığı sıkıntı esasında sektörel sorunların bir sonucu. Bu firmalar bu noktalara kolay gelmedi. Bir marka oluşturmak hiç de kolay değil. Bir firmayı kısa sürede batırabiliriz ancak önemli olan yaşatmak. Ve bu firmalar, doğrudan ve dolaylı binlerce kişiye istihdam sağlıyor aynı zamanda.” 

Firmalar için harakiri

2 Yaka Mağazacılık AŞ için konkordato davası açan Av. Şevket Çelik ise “İflas erteleme de yasak olunca, firmalar son çare konkordatoya başvuruyor. Aslında firmalar için bir tür harakiri... Konkordatoda süre sınırlı. Biri 3 diğeri 2 en fazla 5 aylık bir süreniz var. Ve bu başvurunun sonucunda iflas kararı da çıkabiliyor. Ancak başka çare olmadığı için firmalar son 1 ayda bu yola başvuruyor. İflas erteleme yolu da kapalı olduğu için son 1 ayda 10’a yakın firma doğrudan iflasını istedi. İflas ertelemenin yeniden devreye alınması gerekir. Zaten mahkemeler, savcılıklara yazı yazıp, başvuruyu yapan firma ile ilgili bilgi alabiliyor. Böylece, kötü niyetli firmaların da önüne geçilmiş olur” şeklinde konuştu.

Konkordato nedir?

Konkordato başvurusu Türkiye’de, iflas ertelemenin kullanılmaya başlandığı son 12 yıldan bu yana yok denecek kadar az. Bu, konkordatonun uygulaması zor ve riskli bir yöntem olmasından kaynaklanıyor. Konkordatoda, mali sıkıntıya giren şirket icra hukuk mahkemesine başvuruyor. İflas ertelemede süre 1 yıl olmasına karşın konkordatoda 3 aylık süre tanınıyor. Mahkemenin verdiği bu süre içinde atanan konkordato komiseri, alacaklılar ile masaya oturuyor. Alacaklılara yapılan teklifte, borcun bir miktarından feragat etmeleri talep ediliyor. Alacak miktarının üçte ikisini temsil eden kişi ve kurumların sunulan teklifi kabul etmesi ile birlikte mahkeme konkordato kararı veriyor. Bu kararın tasdikini ise ticaret mahkemesi yapıyor. Ticaret mahkemesi alınan kararı tasdik ederse, borçlar belirlenen süre içinde ödeniyor. Ancak, mahkemenin, kararı tasdik etmemesi halinde şirket hakkında direk iflas kararı veriliyor.