Birleşik Krallık Başbakanı Theresa May’in Avam Kamarası’ndaki Brexit oylamasını ertelemesinin ardından Almanya merkezli Ekonomi Araştırma Enstitüsü (IFO), Brexit anlaşmasının yeniden müzakere edilmesi çağrısında bulundu. Avam Kamarası’nda bugün oylanması beklenen May’in tartışmalı Brexit anlaşması, May’in dün bazı meclis üyeleriyle gerçekleştirdiği son dakika konferans görüşmesinden sonra May tarafından ertelendi. IFO Uzmanı Gabriel Felbermayr, Brexit müzakerelerine yeniden başlanması gerektiğine dikkat çekerken, konuyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “Müzakereler, anlaşmanın başarısız olmasını engellemek adına yeniden başlamalıdır. Anlaşmanın Birleşik Krallık için de kabul edilebilir olması gerekiyor. Bu kapsamda, AB Komisyonu’nun anlaşmanın şu anki halinin ‘kabul edilebilir en iyi anlaşma’ açıklaması doğru değildir. IFO verileri sert bir Brexit’in, Birleşik Krallık ve Kuzey İrlanda’ya, AB’nin diğer 27 üyesine göre daha fazla ekonomik kayıp yaşatacağını öngörürken, iki tarafa da ağır maliyetinin olacağını gösteriyor.” Brexit’in diğer AB üyeleri gözünde AB üyeliğinin değerini düşürdüğüne dikkat çeken Felbermayr, şu ana kadar kayıpları kazanımlardan daha fazla olduğunu belirtti. Felbermayr, Birleşik Krallık’ın şu an AB’deki en güçlü ikinci ekonomi olduğunu ve Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği Gümrük Birliği üyeliğinin, ABD ve Çin ile uluslararası düzeyde geçekleştirilen müzakerelerde AB’nin gücünü arttırdığını vurguladı. Felbermayr, “IFO ve Tokyo’da yer alan Keio Üniversitesi ile gerçekleştirilen bir araştırmaya göre, örnek vermek gerekirse, Birleşik Krallık’ın olmadığı bir AB-Japonya anlaşması, Japonya için yüzde 13 daha değersiz bir hale geliyor” dedi ve Brexit’in AB devletleri arasındaki hassa güç dengesine zarar verdiğini de ekledi. Felbermayr’a göre Brexit, Almanya’nın çok önemli bir serbest ticaret müttefikini kaybetmesine yol açarken, korumacı bir ticaret politikasını destekleyenleri de güçlendiriyor.
Felbermayr, sözlerini şöyle sürdürdü: “Almanya ve Avrupa bakış açısından, Birleşik Krallık’a ortak ticaret politikasında siyasal bir konuşma hakkı verilmesi doğru olur. Bu durumda Birleşik Krallık’ın Avrupa ticaret politikasına uyması gerekirken, ortak ticaret politikasında bir söz hakkı elde edemez. Bu tarz bir çözüm, Gümrük Birliği’ne katılmak isteyen fakat politik entegrasyon talep etmeyen Türkiye gibi ülkeler için de yararlı olabilir.”
(DHA)