Sabah gazetesi yazarı Bülent Timurlenk, Igor Tudor'un üç efsane hoca Macello Lippi, Carlo Ancelotti ve Fabio Capello ekolünden gelen 'ustalar okulu'ndan mezun olduğunu söyledi."Üç efsane hoca, son 10 yılda Avrupa’yı teknik adam olarak sallayan Deschamps, Conte ve Zinedine Zidane’ı yetiştirdi" diyen Timurlenk, " İspanya'da Barcelona'nın Cruyff önderliğinde başlattığı kendi içinden teknik adam yetiştirmenin İtalyan versiyonu deyince, akla elbette Juventus gelir. İgor Tudor da bu ustalar okulundan mezun. Hırvat teknik adam, 1998 yılında Juventus'a geldiğinde teknik direktör Marcello Lippi idi." ifadesini kullandı.
Timurlenk, "Ondan bayrağı Carlo Ancelotti aldı ve Fabio Capello'ya devretti. Trapattoni'yi de bu üç isme katarsak Çizme'nin en muteber teknik adam kare asını yakalamış oluruz. İdmanlarda aldıkları notlar, maçlarda yaşanan tecrübeler, taktik birikimler ve gözlemler... Lippi-Ancelotti-Capellookulundan bugün Avrupa futboluna hükmeden çok önemli teknik adamlar yetişti. Didier Deschamps, futbolcu olduğu kulübü Juventus'u çalıştırdı. Antonio Conte, son iki yılda Avrupa'nın en önemli taktisyeni kabul ediliyor ve Juventus ile İtalya Milli Takımı sonrası bugünlerde Chelsea ile şampiyonluğa koşuyor." diye yazdı.
Bülent Timurlenk'in Sabah gazetesindeki yazısı şöyle:
Üç efsane hoca, son 10 yılda Avrupa’yı teknik adam olarak sallayan Deschamps, Conte ve Zinedine Zidane’ı yetiştirdi
İspanya'da Barcelona'nın Cruyff önderliğinde başlattığı kendi içinden teknik adam yetiştirmenin İtalyan versiyonu deyince, akla elbette Juventus gelir. İgor Tudor da bu ustalar okulundan mezun. Hırvat teknik adam, 1998 yılında Juventus'a geldiğinde teknik direktör Marcello Lippi idi. Ondan bayrağı Carlo Ancelotti aldı ve Fabio Capello'ya devretti. Trapattoni'yi de bu üç isme katarsak Çizme'nin en muteber teknik adam kare asını yakalamış oluruz. İdmanlarda aldıkları notlar, maçlarda yaşanan tecrübeler, taktik birikimler ve gözlemler... Lippi-Ancelotti-Capellookulundan bugün Avrupa futboluna hükmeden çok önemli teknik adamlar yetişti. Didier Deschamps, futbolcu olduğu kulübü Juventus'u çalıştırdı. Antonio Conte, son iki yılda Avrupa'nın en önemli taktisyeni kabul ediliyor ve Juventus ile İtalya Milli Takımı sonrası bugünlerde Chelsea ile şampiyonluğa koşuyor. Zinedine Zidane, ilk yılında 3 kupa aldı, 40 maçla İspanya'nın yenilmezlik rekorunu kırdı. İgor Tudor, bu isimlerin takım arkadaşı ve bu duayen teknik adamların bir zaman öğrencisiydi. Onun önünü açan faktör; "Nasıl kaybettik" değil, "Nasıl kazandık" felsefesini şiar edinmiş bir kulüpte, Juventus'ta uzun yıllar forma giymiş olmasıdır. Aslan'a aşina
Juve kariyerinde G.Saray'a karşı 4 kez oynayan Tudor, 1998-1999'da sahadan iki kez beraberlikle ayrılmış, 2003-2004'teki maçlarda ise bir üzülüp bir sevinmişti İgor Tudor'un yolu ilk olarak 19 yıl önce Galatasaray ile kesişmişti. Devler Ligi'nde sarı-kırmızılılar ile eşleşen Marcelo Lippi yönetimindeki Juventus, Torino'da 2-2'lik skorla beraberliği zor kurtarırken Tudor 11'deydi. Ali Sami Yen'deki kritik rövanş 1-1 sonuçlanırken, 20 yaşındaki Tudor son 9 dakikada forma giymişti. 2003-2004'te yine Cimbom ile eşleşen Juve, evinde 2-1 kazanırken 65'te oyuna giren Tudor, UEFA'nın kararı nedeniyle Dortmund'da oynanan ve Galatasaray'ın 2-0 kazandığı maçta ise 90 dakika oynadı. Çocukluk aşkımsın İgor Tudor, yetiştiği kulüp Hajduk Split'e hoca olduğunda "Çocukluk hayalimdi" deyip gözyaşlarına boğulmuştu Hırvatistan'da Hajduk Split'te 3 yıl forma giydikten sonra Juventus'a transfer olan Igor Tudor, Serie A'da Thuram, Cannavaro ve Chiellini gibi usta isimlerle siyah-beyazlı takımın defansında görev yaparken, 2002 yılında ülkesinde en iyi futbolcu ödülünü aldı.Kariyerinin sonunda 2008'de yetiştiği Hajduk Split'e dönen ve 5 yıl sonra takımın teknik direktörü olduğunda imza töreninde gözyaşlarına boğulan Tudor, "Gururluyum, bu çocukluk hayalimdi" demişti. Hajduk ile iki yıl sonrası ise geçen sezonu Komşu'da PAOK'un başında geçirmişti.