‘İhale almak için sakın bana oy vermeyin’

‘İhale almak için sakın bana oy vermeyin’
CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Kemal Kılıçdaroğlu, "kim ihale almak için bana oy verecekse sakın ola ki o kişi bana oy vermesin" dedi. Türkiye İhracatçılar Meclisi'nde (TİM) ihracatçılarla bir araya gelen Kılıçdaroğlu, konuşmasının ardından soruları yanıtladı. Kılıçdaroğlu, kayıt dışı üretimle ilgili bir soruya, "Bir belediye saydam olursa, kent de saydamlaşır. 'Balık baştan kokar' diye bir atasözümüz var. Saydamlığı istememizin nedeni odur. Herkes belediyeyi sorgularken doğal olarak bir yerde kayıt dışı üretim varsa belediyenin o alana mutlaka müdahale etmesi lazım" yanıtını verdi. ‘Metrobüs değil monoray yapardım’ "Metrobüs kaç liraya mal oldu, siz olsaydınız metrobüs konusunda ne yapardınız?" sorusu üzerine, metrobüsun geçici bir çözüm olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Ben olsaydım, monoray sistemi yapardım. Hem yolu daraltmazdım hem yukarıdan giderdi. Daha fazla yolcu taşırdık. Maliyeti daha düşük olurdu. İstanbul'a da katkıda bulunurdu. Ama sonuçta yapılmıştır, saygıyla karşılamak gerekiyor. İnsanlar kent içinde yoğun trafiğe kapılmadan, bir alandan diğer bir alana rahatlıkla gidebiliyorlar. Bizim İstanbul'un sorunlarına köklü çözümler üretmemiz lazım. Sorunu anında çözmelisiniz. Kimse sorunun farkında değil. Biz sorun yaratan ama sonra da o sorunu çözüp, çözeni kahraman ilan eden bir kitleyiz. Bunu artık tarihe gömmemiz lazım." ‘İhale almak için sakın bana oy vermeyin’ Kılıçdaroğlu, "Belediyelerde rant var, yarın partililer 'şu ihaleyi benim yandaşıma ver' diye baskı yaparsa, ne yapacaksınız" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Ben burada yine açıkça ve net söylüyorum; kim ihale almak için bana oy verecekse sakın ola ki o kişi bana oy vermesin. Sağlıklı ve tutarlı çalışan bir kadro oluşturmanız lazım. Kadro derken partizanlık bağlamında söylemiyorum. O işin uzmanları ile çalışmak zorundasınız" karşılığını verdi. Saydam, dürüst ve güveniler yönetim Belediyenin iştirakleri ile ilgili bir soruya Kılıçdaroğlu, 23 şirketin iyi yönetildiği takdirde kente ek, olağanüstü kaynaklar sağlayan bir alana dönüşebileceğini söyledi. Bu şirketlerin özelleştirilmesinin de düşünülebileceğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Şirketlerin varlık nedenleri şu; ihalelerden yandaşlara pay aktarmak için buralara pas ediliyor ve buralardan yandaşlara ihaleler veriliyor. Bu sistemi ve anlayışı sonlandırmak zorundayız. Bu şirketler gerekirse de özelleştirilecek. Saydam, düzgün ve güvenilir bir yönetim kuracağız. Bunu kurmak zorundayız. İstanbul bunu hak ediyor" diye konuştu. Deniz ulaşımında mesafe alındı Deniz ulaşımındaki projelerinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, var olan projelerin devam edeceğini, "Ben geldim, hepsini atıyorum bir tarafa, yeniden yapacağım" şeklindeki çağ dışı bir anlayışta olmadıklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, projelere kaynak ayrıldığını, bu konuda bir sorunları olmadığını, ancak deniz ulaşımında yeterince yararlanılmadığını belirterek, "Bu, 'Kadir Bey bu konuda çok başarısız oldu' anlamına sakın gelmesin. Deniz ulaşımı konusunda önemli bir mesafenin alındığını biliyorum. Yapanları da kutluyorum. Ama şu anda yüzde 5 civarında yararlanıyoruz. Bunun yüzde 10 seviyelerine çekilmesi lazım" şeklinde konuştu. Kemal Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine yeşil alanların imara açılmasında kesinlikle o bölgede referandum yapacaklarını, kentli o yeşil alanı vermek istemiyorsa orasının yeşil alan olarak kalacağını, böylelikle kentlinin Türkiye'de ilk kez doğrudan yönetime katılmasının yolunu açacaklarını ifade etti. ‘Torunumun sigortası gerçek ama etik değil’ Toplantının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, "Torununuzun da sahte sigortalı olduğu ortaya çıktı. On aylık bebekken sigortalı olmuş. Bu konuda ne diyorsunuz?" sorusuna, "Sahte sigorta değil, gerçek... Ama yapılan uygulama doğru değil. İstanbulluya söz verdim, 'her zaman doğruları söyleyeceğim' diye. Etik olarak doğru değil. Yapılan yanlış, ama bu torunumu sevme hakkımı elimden almaz" dedi. ‘Kültür başkenti Ankara’dan yönetiliyor’ Bir gazetecinin, "2010 Avrupa Kültür başkenti olmaya aday bir kentin yürütme kurulu üyesi yok. Siz başkan olursanız ne yapacaksınız?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Gerçekten 4 yürütme kurulu üyesinin görevden ayrılması İstanbul'un kültür başkenti olması konusundaki kararın sağlıklı işlemeyeceği yönünde toplumda ciddi bir kuşku yarattı. Sayın Hayati Yazıcı'nın bu konuda genel sekreteri süratle değiştirmesi ve görevlerinden ayrılan arkadaşlarımızın tekrar görevlerine dönmesinin yolunu sağlaması lazım. Burada en büyük kararlılık da Sayın Kadir Topbaş'a düşüyor. İstanbul eğer kültür başkentiyse neden Ankara'dan yönetiliyor. Ankara'nın bırakması lazım. İstanbul kendini yönetebilir. İstanbul'da Sayın Kadir Topbaş bu projenin başında olabilir. Genel sekreteri kendisi atayabilir. Çok saygın insanlar var, bu insanlarla beraber çalışabilir. Sayın Hayati Yazıcı'ya da bir uyarı yapmak istiyorum; İstanbul'u seviyorsanız yürütme kuruluna itibar edin, genel sekretere değil."