İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, cezaevlerinde hasta mahpuslarla ilgili bir açıklama yaparak hazırladıkları raporu paylaştı. Rapora cezaevlerinde belirlenen 309 hasta tutuklu ve hükümlü bulunuyor.
İHD, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve Diyarbakır Barosu'yla birlikte cezaevlerini ziyaret ederek görüştüğü hastaların sağlık raporları Diyarbakır Tabip Odası'nca incelendi.
Rapordaki 309 mahpusun 50'sinin sağlık kurullarından aldıkları raporlar incelemeye alındı, diğerlerinin de beyanlarından ve başvurularından hareketle durumları tespit edildi.
"Ceza Muhakemesi Kanunu ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" teklifi, Meclis Genel Kurulu'nda bugün kabul edildi.
5275 Sayılı Kanunun 16'ıncı maddesindeki değişiklik ile hasta mahpusların infazının geri bırakılması mümkün olacak.
Yapılan değişiklikle, bu kanun maddesinin 2. fıkrasında geçen "Mahkumun hastalığının hayatı için kesin bir tehlike teşkil etmesi durumunda, hapis cezasının infazının iyileşinceye kadar geri bırakılması" hükmüne, 5. fıkra eklenerek, "Ağır bir sakatlık veya hastalık nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettirememesi durumunda infaz ertelenebilir" şeklinde düzenlendi.
Kanun değişikliği metninde 16/3. maddesinde belirlenen usule göre infazın geri bırakılabileceği belirtiliyor. Bu maddede Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen ya da Adalet Bakanlığınca belirlenen tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurulları tarafından düzenlenip Adli Tıp Kurumu'nun onayladığı rapor üzerine infazın geri bırakılabileceği ifade ediliyor.
İHD, bu düzenlemenin sakıncalı olduğunu, Adli Tıp Kurumu'nun tarafsızlığını yitirdiğini ifade etti ve Adalet Bakanlığı'nın belirlediği tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurul raporlarının yeterli sayılması gerektiğini altı çizildi.
Kanun metninde, "maruz kaldığı ağır bir hastalık veya sakatlık nedeni ile ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyen ve toplum güvenliği bakımından tehlike oluşturmayacağı değerlendirilen" mahpustan bahsediliyor.
İHD, maddenin bu haliyle hiç kimsenin tahliye edilemeyeceğini, metnin düzeltilerek sadece "maruz kaldığı ağır bir hastalık veya sakatlık" ifadesi ile yetinilmesini önerdi.
Kanundaki "toplum güvenliği bakımından tehlike oluşturma" kriterinin de sakıncalı olduğuna dikkat çeken İHD, kanunun bu maddelerinde yeniden düzenleme yapılmasını talep etti.