2010’da yaşanan Mavi Marmara saldırısının sorumlusu olan İsrailli generaller hakkında verilen yakalama kararının üzerinden bir buçuk yıl geçti. Dosya Adalet Bakanlığı'nda. Ancak mahkeme kararı henüz yerine getirilmedi. İsrailli generaller hakkındaki yakalama kararlarını İnterpol’e bildirmeyen Adalet Bakanlığı’na İHH Avukatı Gülden Sönmez'den eleştiri geldi. Sönmez, " Adalet Bakanlığı'nın mahkeme kararını yerine getirmeme gibi bir yetkisi yoktur. Bakanlık yetkilileri, mahkeme kararını yerine getirmeyerek 'Görevi kötüye kullanma suçu' işlemektedirler" dedi.
Vahdet gazetesine konuşan Gülden Sönmez'in açıklamalarından satır başları şöyle:
-Dava süreci ile ilgili bilgi verir misiniz?
Mavi Marmara saldırısının üzerinden 5 yıl, sorumlu olan İsrailli generaller hakkında verilen yakalama kararının üzerinden 1,5 yıla yakın zaman geçti. İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi mağdurların ifadelerini dinledi, adli tıp raporlarını ve dosyadaki olaya dair bilgi ve belgeleri inceledi ve neticede saldırının azmettiricisi olan generallerin çağrıya rağmen duruşmalara katılmaması nedeniyle kaçak olduklarına hükmetti ve haklarında gıyabi tutuklama kararı verdi. Sanıklar yurtdışında olduğu için bu kararın icrası ancak Uluslararası Polis Teşkilatı (Interpol) vasıtasıyla mümkün. Bu sebeple Mahkeme, Ceza Muhakemesi Kanunu ve uluslararası sözleşmeler gereğince yakalama kararlarının İnterpol’e gönderilmesi için Adalet Bakanlığı’na sevk etti.
-Adalet Bakanlığı konuyu nasıl değerlendirdi?
Adalet Bakanlığı burada yalnızca bir ulak vazifesine sahip. Zira Mahkemeler bağımsızdır ve siyasi bir kurum olan Bakanlığın Mahkeme kararını yerine getirmeme gibi bir yetkisi yoktur. 2 Haziran 2015 tarihli duruşmada öğrenildiğine göre; Bakanlık, Mahkemeye verdiği cevapta kırmızı bülten için gerekli işlemleri değerlendirdiklerini belirtmiş ve aslında işlenen suçu itiraf etmiştir. Böylelikle Bakanlık yetkilileri, Mahkeme kararını yerine getirmeyerek “Görevi kötüye kullanma suçu” işlemektedirler. Burada bir ‘kötü niyet’ söz konusudur. Bu nedenle geçtiğimiz günlerde Mavi Marmara mağdurları, Adalet ve Dışişleri Bakanlığı yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulundu.
-Kimler görevi kötüye kullanıyor sizce?
Kararı Interpol’e göndermeyip bekleten Adalet Bakanlığı yetkilileri ile kendisine görüş sorulup bu kararın gönderilmemesini talep eden Dışişleri Bakanlığı’nın ilgili birim yetkilileri bu durumda görevlerini kötüye kullanmaktadır. Bu kişilerin her kim olduklarını ise Savcılık araştırıp bulmak durumundadır.
-Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde şayet adil bir yargılama olursa, buradan çıkacak kararların dönemin İsrailli askeri ve siyasi yetkilileri açısından bağlayıcı olacağını düşünüyor musunuz?
Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin pratiği bize henüz hukuka bağlı adaletten yana bir mahkeme olduğunu tam anlamıyla gösterememiştir. Biliyorsunuz şu ana kadar sadece Afrikalıları yargıladı. İsrail’e karşı Mavi Marmara dosyası ve Filistin Gazze dosyası ile bu mahkeme imtihandadır. Tabi ABD ve İsrail lobisinin Mahkeme savcısına baskı yaptığına dair haber ve yorumlar da söz konusudur. Yine de Mahkemenin bu davaları açmasını İsrailli sorumluları yargılamasını talep eden hukuki sürecimizi titizlikle ve sabırla sürdürüyoruz. Elbette ki hem bu mahkeme, hem de Türkiye’deki mahkemelerin İsrail için çok büyük önemi ve bağlayıcılığı var.
İlk kez İsrail, Mavi Marmara olayı ile hesaba çekilmektedir. İsrailli yetkililerin yaptıkları ilk defa yanlarına kalmamış, en azından Mahkeme önüne taşınmıştır. İsrail’in dokunulmaz olmadığını dünyaya göstermesi açısından bu durum son derece önemlidir. İsrail, Mavi Marmara operasyonunda görev alan siyasi ve askeri sorumlu kadrolarını bu davalardan dolayı İsrail’den dışarıya seyahat etmemeleri için 3 yıl önce önlem almıştı. Daha ortada bir mahkeme kararı bile yokken böyle bir uygulama bile çok önemli bir göstergedir.
-Türkiye kamuoyuna ve İsrail’e vermek istediğiniz mesaj nedir?
Filistin davasına ve şehitlerine duyarlı olan herkesin Mavi Marmara şehitlerine vefa göstermesi ve yargı süreçlerine sahip çıkmaları gerekiyor. İsrail yönetimine mesajımız ise, bu dava asla sahipsiz değildir. Süreci sonuna kadar takip edip sorumluların cezalandırılması için ne gerekiyorsa yapacağız.
-Bu süreçte Siyonist odaklardan tehdit aldınız mı?
Hukuk mücadelelerinde alınan her neticenin ardından bu davaya hizmet edenlere çeşitli tehditler oldu. İHH yetkililerinin telefonlarına İbranice tehdit mesajları geldi, İHH yetkilileri İsrail’ in ülkemizdeki uzantıları tarafından haksız soruşturmaların içine çekilmeye çalışıldı. Medya eliyle davaların bir tiyatro olduğu, hukuki nitelik taşımadığı ve sonuçsuz kalacağı mesajları verildi ve mücadele etkisiz bırakılmaya çalışıldı.