15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL'de çıkarılan kanun hükmünde kararname ile Ankara Üniversitesi (AÜ) Hukuk Fakültesi’nden ihraç edilen ‘Barış Akademisyeni’ Cenk Yiğiter, yeniden sınava girerek AÜ İletişim Fakültesi’ni kazandı. Sonuçların açıklandığı gün AÜ Rektörü Erkan İbiş bir yönetmelik çıkartarak, öğrenci kaydı için “Herhangi bir nedenle kamu görevinden çıkarılmamış olması gerekir” koşulu getirdi. Rektör İbiş yönetiminin kararını değerlendiren Yiğiter, “Benim eğitim öğretim hakkım ihlal ediliyor. Yargıya, Danıştay’a ve AİHM’ye gideceğim gerekirse" dedi.
Cumhuriyet gazetesinden Ozan Çepni'nin haberine göre, Barış Akademisyenleri bildirisine imza attığı için KHK ile Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden ihraç edilen Akademisyen Cenk Yiğiter, öğrenci olarak dönmeye hazırlandığı üniversitede yönetmelik engeli ile karşılaştı. Üniversite yerleştirme sonuçlarının açıklandığı gün yönetmelik değişikliğine giden Ankara Üniversitesi yönetimi, yaptığı kural değişikliği ile üniversiteye kayıt koşulu olarak “herhangi bir nedenle kamu görevinden çıkarılmamış olması gerekir” koşulu getirdi. Rektör Erkan İbiş yönetiminin kararını değerlendiren Yiğiter, “Benim eğitim öğretim hakkım ihlal ediliyor. Yargıya, Danıştay’a ve AİHM’ye gideceğim gerekirse. Benim bir kızım var, bundan 10 yıl sonra o öğrenci olacak ve bunlardan aldığım tazminatla onun eğitimine yatırım yapacağım” dedi.
OHAL KHK’si ile AÜ Hukuk Fakültesi’nden ihraç edilen Dr. Cenk Yiğiter, 8 Ağustos’ta açıklanan üniversite yerleştirme sonuçlarına göre Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü’nü kazandı. LYS sonuçlarının açıklanmasının ardından sosyal medya hesabından Rektör Erkan İbiş’e yönelik “LYS sonucumu öğrendim Bay @profdrErkanibis, Ankara Üniversitesi İLEF öğrencisi olacağım kesinleşmiş bulunuyor, hazırlıklar nasıl gidiyor? Akademisyenken bir yıl içinde hakkımda 6 soruşturma açtı. Öğrenci olarak ilk yılda kaç soruşturma açacak, tahminleri alayım” sorusunu soran Yiğiter, kişiye özel yönetmelik değişikliği ile karşılaştı. Üniversite yönetimi, sonuçların açıklandığı gün “Ankara Üniversitesi Ön Lisans ve Lisans Eğitim-Öğretim Yönetmeliği”nde değişikliğe giderek Yiğiter’in üniversiteye girişini engelleyecek yeni bir madde ekledi. Yönetmeliğin “Öğrenci Kayıt” bölümüne eklenen “Üniversiteye kayıt hakkı kazanan adayların herhangi bir nedenle kamu görevinden çıkarılmamış olması gerekir” maddesi ile Yiğiter’in öğrenci olarak geri dönüş hayali başlamadan bitirildi.
Üniversiteyi kazandığı gün kayıt hakkının elinden alınmasına tepki gösteren Yiğiter, “Türkiye’yi gerçekten ibişler yönetiyor. Yani Rektör İbiş ‘efendi’, bizim oraya öğrenci olarak gelmemizi istemedi. ‘Çat’ diye bir yönetmelik değişikliği yaparak bunu Resmi Gazete’de alel acele yayınlattı. Şu anda bir seri katil, cezası onaylanmış ve ağırlaştırılmış müebbet hapis yatıyor. Bu kişi sınava girip üniversite öğrencisi olabilir. Ve hatta gerekli izinleri alırsa, cezaevinden gelip sınavlara üniversitede girebilir ve hatta açıköğretim okuyabilir. Yani bu şekilde suçluluğu mahkeme kararınca tespit olmuş birisinin dahi sahip olduğu hak, benden KHK ile görevden çıkarıldım diye alınmış oluyor. OHAL ile gerçekten bu toplumda yaşayan bazı insanlar sivil ölü haline getirilmek isteniyor. Seri katilin dahi sahip olduğu haklara bile sahip olmayacağı bir şekilde ölü hale getirmenin çok açık kanıtı” dedi.
Üniversite tercihlerini yaparken böyle bir maddenin olmadığına dikkat çeken Yiğiter, “Ben bu tercihi yaptığım zaman böyle bir yönetmelik maddesi yoktu. Ben bütün tercihlerimi Ankara Üniversitesi’nden yaptım. Şimdi diyorlar ki ‘biz seni almıyoruz kardeşim’. Ben bilseydim Ankara Üniversitesi’nin beni almayacağını, başka bir üniversite tercih edebilirdim” diye konuştu.
Yiğiter, yönetmeliği yargıya taşıyacağını belirterek “Mücadeleye devam edeceğim. Hemen yürütmeyi durdurma talep edeceğiz. Eğitim-öğretim hakkımın ihlal edilmesi ile ilgili yarın yargıya gideceğim, Danıştay’a, AİHM’ye gideceğim gerekirse. Ve İbiş şunun farkında değil: Benim için öğrencilikten daha önemlisi, bu İbiş ve OHAL rejiminin ne olduğunu ifşa etmek” dedi.
Kayıt dönemine kadar yargıdan bir çözüm alınamayabileceği değerlendirmesinde bulunan Yiğiter, “Mahkeme önüne gelen durumu gördüğünde muhtemelen ‘böyle saçmalık olmaz’ diyecek ancak meselenin içinde ‘KHK ile atılmış bir akademisyen buraya gelmek istiyor’ denildiğinde bu topa girmeyi reddedecektir. Yürütmeyi durdurma talebini de reddedecektir. Ama ben bu davayı bir gün kazanacağım mutlaka” diye konuştu. Mücadelesinin temelinde kızının geleceği olduğunu vurgulayan Yiğiter, “Benim bir kızım var, bundan 10 yıl sonra o öğrenci olacak ve bunlardan aldığım tazminatla onun eğitimine yatırım yapacağım” dedi.