Yeni Kanun Hükmünde Kararname ile en fazla ihracın yaşandığı üniversite olarak öne çıkan Ankara Üniversitesi’nin (A.Ü.) 2 hocası Araştırma Görevlisi Dinçer Demirkent, “İletişim ve Siyasal Bilgiler fakültelerinin kapatılacağına dair yorumlar olduğu” söyledi. Prof. Dr. Funda Başaran Özdemir ise, “Biz akademiyi, üretmeyi çok sevdik. Bunu ve öğrencilerimizi elimizden alamayacaklar” dedi.
Özlem Akarsu Çelik’in Gazete Duvar’da yer alan haberine göre, ihraç edilen akademisyenlerden Eğitim Sen’in Siyasal Bilgiler Fakültesi temsilcisi Araştırma Görevlisi Dinçer Demirkent, konuyla ilgili şunları söyledi:
“Ankara Üniversitesi Rektörü Erkan İbiş’in başından beri bu kadar büyük bir tasviyeyi nasıl göze aldığı önemli. Ankara Üniversitesi’den ihraç edilen 72 kişinin çoğunluğu Cebeci Kampüsü’nden. İstifa eden hocaları bile atmışlar. Aralarında kadrosu Mardin’de olan bir arkadaşımız da var. Mülkiye’den Gökçen Alpkaya imzacı değildi ama Barış İçin Akademisyenler Bildirisi’ni sınavda soru olarak sormuştu onu da ihraç etmişler. Mülkiye ve İletişim Fakültesi’nden ihraçların boyutuna bakınınca, AKP’nin bu okulları kapatıp, kendi fikrine uygun bir okul yaratacağına dair yorumlar yapılıyor. Hatta bunun için yeni kurulan Sosyal Bilimler Üniversitesi işaret ediliyor” dedi.
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Funda Başaran Özdemir, birkaç kişi dışında ihraç edilen kişilerin tamamının “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı barış bildirisi imzacısı veya Eğitim Sen’li olduklarını söyledi.
Üniversiteyi savunmak için ellerinde geleni yaptıklarını belirten Özdemir, şu şekilde konuştu:
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Funda Başaran Özdemir, “Türkiye’nin ‘Frankfurt Okulu’ olarak bilinen İletişim Fakültesi, artık dört duvardan ibarettir. Okulda bizimle dayanışma gösteren üç beş arkadaş dışında tüm Barış Bildirisi imzacısı ve Eğitim Sen’li hocalar ihraç edildi. Ankara Üniversitesi’nin temsil eden Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde de hiç imzacı kalmadı. Üniversitenin geldiği noktada herhangi bir KHK listesinde adımı görememek benim için zul olacaktı. Herhalde bundan sonra bütün derslere rektörle dekan ikisi girsin! Biz üniversiteyi savunmak için elimizden geleni yaptık. Ancak üniversiteler bilgi üretilen yerler olmaktan çıktı. Biz akademiyi, üretmeyi çok sevdik. Bunu ve öğrencilerimizi elimizden alamayacaklar.”