İzmir’de, 679 sayılı KHK ile ihraç edilen 9 akademisyen için savcılıktan arama kararı çıkartılıyor. Barış Bildirgesini imzalayan akademisyenler, bugün Ege Üniversitesi’nde yaşanalar üzerine yazılı açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
Nuray Almaç’ın Gazete Duvar’da yer alan haberine göre, “Ege Üniversitesi’nden ihraç edilen ‘barış imzacısı’ akademisyen dostlarımız odalarını bugün boşaltmayı planlıyordu. Fakat üniversiteye girişlerinin yasaklandığını, odalarının kilitlerinin değiştirildiğini ve Ege Üniversitesi Rektörlüğünün de dahiliyle savcılık talimatıyla odalarda arama yapılacağını öğrendik. Daha önce çeşitli KHK’lerle ihraç edilen imzacı meslektaşlarımızın karşılaşmadığı bu uygulama ilk kez İzmir’de, ilk kez Ege Üniversitesi’nde yapılıyor.”
Akademisyenlerin öğrencileri ile vedalaşarak üniversiteden ayrılmak istedikleri belirtilen açıklamada, Ege Üniversitesi Rektörlüğü ve İzmir Cumhuriyet Savcılığı’na bu uygulamaya son verilmesi çağrısı yapıldı.
Öte yandan İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, Konak Meydanı'nda görevinden uzaklaştırılan akademisyenler için basın açıklaması yaptı.Açıklamada "Bugüne kadar nasıl ki BARIŞ, demokrasi, emek dediysek bundan sonra da demeye devam edeceğiz. Mücadelemiz ihraç edilen tüm arkadaşlarımız geri dönene kadar, bu ülkeye barış gelene, demokrasi gelene kadar, emekten yana bir yaşamı kurana kadar devam edecektir." ifadeleri yer aldı.
6 Ocak 2017 tarihli 679 sayılı KHK ile İzmir’de BES Üyesi 16, Eğitim-Sen Üyesi 7, SES üyesi 2, Tarım Orkam-Sen üyesi 2 ve Yapı Yol-Sen üyesi 1 arkadaşımız daha keyfi ve hukuksuz bir biçimde kamu görevinden çıkarıldılar.
Bugün yeniden görüyoruz ki, 15 Temmuz’un hemen ardından ilan edilen OHAL'e ilişkin söylediklerimizin gerçekliği bir bir ortaya çıkıyor. OHAL, sadece ve sadece Türkiye'nin diktatörlük rejimine gidişinde bir fırsat olarak kullanılıyor, hukukun yok edilmesi, demokrasinin bitirilmesi, muhalif her kesimin susturulmasına hizmet ediyor. 6 Ocak tarihli KHK’lar ile yine demokratik kitle örgütleri ve muhalif medya susturtulmaya çalışıldı, muhalif kimlikleri ile bilinen Türkiye'nin aydın insanları işlerinden edildi. Yine ortada maddi hiçbir delil yokken, yine hukuk ve demokrasiyi ayaklar altına alan KHK’lar ile...
Son KHK ile İzmir'de “BARIŞ” diye haykıran akademisyenler de ihraç edildi. Barış çağrısı yapmak her yurttaşın görevi olmanın yanında, akademisyen olarak çatışmaların durdurulması, silahların susturulması ve yaraların sarılması, sorunların demokratik siyaset ve müzakere ortamında çözülmesi ve barış içinde bir arada yaşama ikliminin oluşturulması için devlete çağrı yapmışlardı. “Bu suça ortak olmayacağız” dediler. Barış dediler, adalet dediler, özgürlük ve demokrasi dediler. Suçlandıkları tek konu, buradaki pankarttaki sloganı yüksek sesle her yerde korkusuzca dile getirmeleridir.
Arkadaşlarımız, dostlarımız, hocalarımız sadece ve geçici olarak görev yerlerinden ve üniversitelerinden koparıldılar. Bilimden ve topluma hizmetten uzaklaştırılamazlar. Emek ve demokrasi güçlerinin her mücadelesinde yanımızda yer alan dostlarımızın en temel suçunun, faşist 12 Eylül darbesinin ürünü YÖK yasasının belki de tek anlamlı maddesi olan ‘topluma hizmet etme’ yükümlüğünü fazlasıyla yerine getirmiş olmalarıdır. Uzmanlık bilgilerine ihtiyaç duyduğumuz her an yanımızda oldular. Sendikal mücadelede üstlerine düşen görevi seve seve üstlendiler. Sendika kurullarında üye olarak, işyeri temsilcisi olarak çalıştılar.
Bugün, Ege Üniversitesi’ndeki görevlerinden ihraç edilen arkadaşlarımızın odalarının kapılarının keyfi bir şekilde kilitlendiğine şahit olduk. Gerçekleştirilen bu işlem, barış isteyenlere yönelik saldırganlığın, pervasızlığın ne aşamaya varabileceğinin en somut örneklerindendir.
Akademisyenlerin yanında KESK'e bağlı sendika il yöneticileri ve üyeleri de bu KHK ile hedefte idi. Bilinmelidir ki, Yapı Yol-Sen şube başkanımız, BES şube yöneticilerimiz ve KESK'e bağlı tüm sendika üyelerimiz bugüne kadar demokratik bir Türkiye, BARIŞ ile örülmüş bir yaşam, emekten yana bir dünya mücadelesini vermişlerdir ve vermeye devam edeceklerdir. İhraç edilen tüm KESK üyeleri onurumuzdur.
Bizler İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri olarak, bugüne kadar nasıl yan yana, omuz omuza durduysak bundan sonra da omuz omuz durmaya devam edeceğiz. Bugüne kadar nasıl ki BARIŞ, demokrasi, emek dediysek bundan sonra da demeye devam edeceğiz. Mücadelemiz ihraç edilen tüm arkadaşlarımız geri dönene kadar, bu ülkeye barış gelene, demokrasi gelene kadar, emekten yana bir yaşamı kurana kadar devam edecektir.