ODTÜ'de yaşanan olaylar nedeniyle iktidar kanadı sert sözlerle öğrencileri ve öğretim üyelerini suçlamaya devam ediyor. Muhalefet kanadında ise ODTÜ'ye destek sürüyor. Zaman gazetesi yazarı İhsan Dağ, ODTÜ tartışmasını ele alırken, Başbakan Erdoğan'ın tabanını pekiştirmek için "radikal sol öğrenciler"e yüklendiğini iddia etti.
İhsan Dağı'nın Zaman gazetesinde bugün (28 Aralık 2012) yayımlanan "ODTÜ’de ve Türkiye’de neler oluyor?" başlıklı yazısından bir bölüm şöyle:
İktidar ve muhalefet kendi aralarındaki kavgaya üniversiteyi ve öğrencileri alet ediyor. Bu hiç doğru değil; sonuçta olan öğrencilere olacak.
Filler tepinirken onlar ezilecek. Mesele ne öğrenciler aslında ne de üniversiteler. Başbakan meseleyi uzatarak tabanını yeniden toparlamaya çalışıyor, muhalefet de tükenmişliğini gizlemeye.
...
Başbakan konuşarak, konuşmalarında ağır sözler söyleyerek konuyu gündemde tutuyor. Muhalefetin ‘radikal sol öğrenciler’ olduğu bir tabloda bütün ‘sağ’ taban AK Parti’ye yönelir. Başbakan bunu gayet iyi biliyor.
Türk sağında bir ‘üniversite ve gençlik fobisi’ olduğunu unutmayın. Üniversitelerde öğrenci gösterileri olarak başlayan olayların sonunda askeri bir darbeye doğru evrileceğine ilişkin bir korku var. ODTÜ’deki olay bu korkuyu yeniden canlandırıcı bir işlev görüyor.
Dahası ‘ODTÜ gündemi’ni son günlerde Başbakan’ın ‘derin devlet hâlâ tasfiye edilemedi’ ve ‘beni de dinliyorlar’ açıklamasıyla birlikte düşünmek gerek. Görünen o ki Başbakan ODTÜ olayları üzerinden ‘sağ’ın üniversite-gençlik-darbe korkularını depreştiriyor, safları sıkılaştırıyor. Muhalefet ‘gençlik ve radikalizm’e indirgenerek marjinalleştirilirken, iktidar arkasındaki geniş sağ destek pekiştiriliyor. Ancak bu siyasal hesapların sonunda Türkiye biraz daha geriliyor.
...
Herkesin bilmesi gereken bir gerçek de şu; ne öğrenciler ne üniversite tek sesli, tek fikirli bir bütün. Kimse üniversite veya öğrenciler adına konuşamaz. Herkes kendini temsil eder sadece.
Hem ODTÜ hem de ODTÜ’ye karşı diğer üniversiteler bildiri yayınladı olaylar hakkında. Beyler, artık herkes bildirisinin altına sadece kendi imzasını atsın, kimse bütün üniversiteyi bağlayıcı beyanlarda bulunmasın. Öğretim üyelerinin ağzı laf yapar, elleri kalem tutar. Onlar adına konuşmayı bırakın artık. 28 Şubat’ta da çok gördük bunlardan; bir yerlerden gelen işaretle üniversite bildirileri yayınlanırdı. Şimdi de ODTÜ’yü ve gösteri yapan öğrencileri kınayan bildiriler yayınlandı diğer üniversitelerden. Bunlar bana doğrudan 28 Şubat’ta, bu defa içeriğinde ‘cumhuriyetin kazanımları, aydınlanma, gericilik’ vs. geçen bildirileri hatırlattı.
Maalesef siyasetin kavga ve çekişmeleri kampüsten içeriye sokuldu. Aman gençler dikkat! Ne arkanızda duranların ne de karşınıza dikilenlerin üzerinizden siyaset yapmalarına izin vermeyin..