İhsanoğlu Köşk seçimlerini kaybederse Kılıçdaroğlu başkanlıktan olur mu?

İhsanoğlu Köşk seçimlerini kaybederse Kılıçdaroğlu başkanlıktan olur mu?

Radikal yazarı Oral Çalışlar, çatı aday gösterilen Ekmeleddin İhsanoğlu’nun cumhurbaşkanlığı seçimini kaybetmesi durumu için, “İhsanoğlu'nun seçimdeki olası bir başarısızlığı, hiç şüphe yok ki, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'yi doğrudan etkiler. Sürekli seçim kaybeden bu ikiliden işi daha zor olan ise Kılıçdaroğlu” dedi.

Oral Çalışlar'ın Radikal'de "Kılıçdaroğlu koltuğunu kaybeder mi?" başlığıyla yayımlanan (30 Ağustos 2014) yazısı şöyle: 

 

Kılıçdaroğlu koltuğunu kaybeder mi?

 

Ekmeleddin İhsanoğlu'na CHP içindeki bir kesimden gelen öfkenin nasıl bir yol izleyeceği merak konusu. Emine Ülker Tarhan'ı aday göstermeye niyetlenen bazı isimler, Kılıçdaroğlu'na isyan halinde. Bu isyanın önümüzdeki günlerde tırmanışa geçme ihtimali büyük.

Bu girişim başarıya ulaşabilir mi? Öncelikle 20 milletvekilinin imzasına ihtiyaçları bulunuyor. Eğer bu sayıya ulaşılabilirse, önemli bir hamleden söz edilebilir. Tabii, böyle bir noktadan sonra, partinin değişik kanatlarının tepkileri de sertleşebilir.

"Baykal'a yakın" olarak tanımlanan, bir dönem önce partinin önde gelen isimleri arasında gösterilen Kemal Anadol gibi siyasetçiler de; bu çıkışı yapan ekiple birleşebilir. Bu eğilimin parti tabanında bir karşılığının olduğunu da görebiliyoruz. Medya içindeki bazı “ulusalcı” isimlerin de devreye girmesiyle, tablo genişleyebilir.

 

Yüzde 5'in rolü

 

Peki ne olur? En azından, yüzde beşlik (veya daha yüksek düzeyde) bir oy kitlesinin kaçması beklenebilir. Böyle bir oy kayması, Ekmeleddin İhsanoğlu'nun (anketlere göre zaten şu an bile çok yüksek görünmeyen) seçilme şansını iyice azaltır.

Sonuç olarak, 12 Eylül 2010 Anayasa Referandumu'ndakine benzer bir tabloyla karşı karşıyayız. CHP ve MHP, bu kez de benzer bir cephe oluşturmuş durumdalar. Referandumda “hayır” oyları yüzde 42 olmuştu. Bu kez o kadar olmaz, çünkü HDP bir adayla yarışa katılıyor. Onların oylarının da denkleme dahil olmasıyla, İhsanoğlu'nun oylarının yüzde 40'ın altına düşmesi öngörülebilir. Tabii, CHP'den başka bir ismin de yarışa katılması halinde, oylar daha da düşebilir.

Şu andaki tablo, Tayyip Erdoğan'ın büyük olasılıkla birinci turda yüzde 50'yi aşması yönünde. Yüzde 50'yi ne kadar aşabileceğini ise, kampanya başarısı ve CHP içindeki ayrışma belirleyebilir.

İhsanoğlu'nun seçimdeki olası bir başarısızlığı, hiç şüphe yok ki, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'yi doğrudan etkiler. Sürekli seçim kaybeden bu ikiliden işi daha zor olan ise, Kılıçdaroğlu.

CHP içindeki muhalefet, Emine Ülker Tarhan'ı cumhurbaşkanı adayı olarak gösterebilirse, İhsanoğlu'nun büyük bir hayal kırıklığına dönüşmesine kesin gözüyle bakılabilir. Bazı yorumlara göre; bu şekilde, Kılıçdaroğlu'nun karşısına bir genel başkan adayı çıkabilir.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde (hesaplanandan daha ağır) bir başarısızlık yaşanması halinde, Kılıçdaroğlu bir sarsıntı geçirebilir. Bir cumhurbaşkanlığı seçimi yenilgisi, Kılıçdaroğlu'nun koltuğu kaybetmesine neden olabilir mi? Muhalifler, hedeflerine ulaşabilirler mi?

 

Ulusalcıların şansı

 

Soruya net bir cevap verebilmek için, CHP içindeki muhalefetin özelliklerini değerlendirmek gerekiyor. CHP içinde son gelişmelerle birlikte ortaya çıkan muhalefetin içinde, hem Baykalcılar/ulusalcılar, hem de kendisini “solcu” diye tanımlayanlar yer alıyor.

Bu grupların ortak noktası; Kılıçdaroğlu'na göre daha milliyetçi, daha devletçi ve daha otoriter bir perspektife sahip olmaları mı? Kürt meselesinin çözümünde daha katı olduklarını biliyoruz. Başörtüsü konusunda daha mesafeli oldukları da söylenebilir. İçlerinde bazı farklı isimler olsa da, "ağırlıklı ortalama"ları bu şekilde.

CHP tabanında, bu eğilimlerin karşılığı var. Tabii, bu karşılığın giderek zayıfladığını, CHP'ye oy veren kitlenin de bazı temel konularda daha özgürlükçü, daha "değişime açık" bir yöne evrildiğini görebiliyoruz.

Ne olursa olsun, şöyle bir değerlendirme yapılabilir: CHP içinde değişime açık olanlar, yine de Kılıçdaroğlu ve ona yakın duranlar. Kılıçdaroğlu'nun Türkiye'deki yeni fotoğrafı okumada yeterince başarılı olduğunu söyleyemesek bile; Baykalcılar'la karşılaştırıldığında, daha olumlu, gerçekliğe daha uygun bir noktada durduğu söylenebilir.

Bence, Kılıçdaroğlu'nun koltuğunu; ancak, daha demokratik, daha özgürlükçü, dünyadaki ve Türkiye'deki değişimi daha doğru okuyabilen bir muhalefet sarsabilir. Şu anda CHP içinde böyle bir muhalefet ne yazık ki yok. Bazı bireysel farklılıklar veya küçük ipuçları olsa da; CHP içindeki muhalefet, toplamda, umut verici bir fotoğraf veremiyor.

CHP, değişim sarsıntılarıyla ve içindeki değişim karşıtı yükle; Kılıçdaroğlu yönetiminde bir süre daha böyle yürüyebilir. Tabii, Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında, yeni bir analize gitmek gerekecek.