“Avrupa Konseyi üyesi devletler, yetki alanları içinde bulunan herkese Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’yle belirlenmiş hak ve özgürlükleri tanımak zorundadırlar. Bu zorunluluk, internet kullanımı için de geçerlidir.”
Avrupa Konseyi’nin karar organı konumundaki Bakanlar Komitesi tarafından bugün açıklanan “İnternet Kullanıcıları için İnsan Hakları Kılavuzu”nun ilk maddesi bu cümlelerle başlıyor.
'Tavsiye kararı' niteliğinde
Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 47 Avrupa ülkesini temsilen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından hazırlanan “tavsiye kararı” niteliğindeki kılavuz, internet kullanıcılarına hangi haklara sahip olduklarını ve bu hakların ihlâl edilmesi halinde yapılabilecekleri anlatmayı hedefliyor. Kılavuzun hazırlanmasına neden olarak, internet kullanımındaki artış ve bu artışa paralel biçimde doğan, internet kullanıcılarının insan haklarıyla ilgili hukuksal boşluk gösteriliyor.
Avrupa Konseyi yetkilileri, bugüne kadar internet kullanıcılarının haklarının sadece on-line hizmet sağlayıcıları tarafından uzun bir liste halinde “ana şartlar sözleşmesi”olarak sunulduğuna ve tüketicinin genelde bu uzun listeyi ya okumadığı ya da okusa da anlayamadığına işaret ediyorlar.
Kimler hazırladı?
Kılavuz büyük ölçüde Avrupa Konseyi’nin başta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi olmak üzere 1950’li yıllardan bu yana hazırladığı, çoğu Avrupa devletleri için doğrudan bağlayıcı sözleşmeler üzerine oturtulmuş. Hazırlanışına Avrupa Konseyi’nin hukuksal konulardaki uzmanlarının yanı sıra Avrupa hükümetleri, internet ve telekomünikasyon hizmeti tedarik eden şirketler, sivil toplum temsilcileri ve uzman akademisyenlerin de katıldığı bildiriliyor.
Kılavuzun giriş bölümünde, evrensel ve bölünmez olan insan haklarının ve insan hakları alanındaki diğer normların, “özel şirketlerin internet kullanıcılarına şart koştuğu genel kullanım koşullarından üstün olduğu” vurgulanmakta. İnternet ortamında insan hakları konusunun en çok gündeme geldiği “ayrımcılık”, “ifade ve haberalma özgürlüğü”, “toplantı ve örgütlenme özgürlüğü”, “özel hayatın ve şahsi verilerin korunması”, “eğitim” ve “çocuk ve gençlerin korunması” gibi ana temalar da ön plana çıkarılıyor.
'Erişimi sadece yargı engelleyebilir'
İnternete erişimin diğer hakların kullanımında önemli bir şart olduğunu hatırlatan kılavuz, erişimin sadece yargı kararıyla kesilebileceğini belirtiyor. Devletlerin düşük gelirlilerin internete erişimi için “çaba göstermesi” gerektiği; bireylerin erişim konusunda cinsiyet, ırk, renk, dil, din, inanç, siyasi görüş, uyruk, azınlık gruba mensup olma veya sosyal nedenlerden ötürü ayrımcılık yaşamamaları gerektiği not düşülüyor.
İfade ve haberalma özgürlükleri konusunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihadını adres gösteren kılavuz, bu alandaki olası kısıtlamaların sadece ayrımcılık, kin veya şiddete teşvik edici ifadelere uygulanabileceğini söylüyor. Telekomünikasyon ve internet hizmeti tedarik eden şirketlerin kullanıcıların insan haklarına saygı duyması gerektiğinin altı çiziliyor. Sosyal medyaların bazı içeriklerin yayımlanmasını kısıtlayıcı politika izleme, bazı durumlarda da resmî makamların kullanıcıların gerçek kimliklerini kullanmalarını zorunlu kılma hakkına sahip oldukları hatırlatılıyor.
Her bireyin internet üzerinde örgütlenme ve toplanma hakkına sahip olduğunun belirtildiği kılavuzda, internet ortamında barışçıl protesto yapılabileceği ve yerel, ulusal ve uluslararası planda tartışma ve kampanyalara katılımın mümkün olduğu not ediliyor.
'Şahsi verilere dikkat'
İnternet kullanıcılarına sanal ortamda şahsi verilerin tamamen “şahsi kalmadığını” ve çoğun zaman Bulut Bilişim sistemiyle stoklandığını da anımsatan kılavuz, buna rağmen, verileri işleyen devletlerin ve özel şirketlerin bazı özel kural ve ilkelere saygı duymakla yükümlü olduklarını, bireylerin iletişimlerinin de genel denetim ve takibe alınmaması gerektiğini ifade ediyor. İşyerinde bireylerin özel hayatlarına saygı duyulması, internet üzerindeki iletişimlerinin kontrol edilmemesi, ediliyorsa işverenin bunu personele bildirme zorunluluğu da kılavuzdaki insan hakları arasında yer alıyor.
İnternet ortamında insan haklarının ihlâli halinde bireylerin ulusal mahkemeler önünde hak arayabilmelerinin sağlanması gerektiğine dikkat çeken kılavuzda, internet hizmeti veren şirketlerin tüketicileri, sahip oldukları haklar, özgürlükler ve hak arama ve edinme yolları konusunda bilgilendirmekle yükümlü oldukları da belirtilmekte.
Yaptırımı yok
Kılavuzun devletler için doğrudan yaptırımı yok. Fakat, alanında Avrupa için olduğu kadar dünya için de bir ilk olma özelliğine sahip. Başta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) olmak üzere Avrupa Konseyi organları açısından bundan böyle referans belge olarak kullanılacak olması bakımından önem taşıyor. Bir diğer deyişle, internete erişim konusunda AİHM önüne gelecek olası bir davada mahkemenin kararına temel oluşturma olasılığı oldukça yüksek.