'İki dil bir galibiyet...'

'İki dil bir galibiyet...'
Yönetiminin, geçen hafta ırkçı tezahüratlar nedeniyle maça çıkmayacağını açıkladığı fakat daha sonra bu kararından vazgeçtiği Diyarbakırspor, evinde Galatasaray'a mağlup oldu. Sarı-Kırmızılılar, geriye düştüğü maçta Sabri ve Arda'nın golleriyle galibiyete uzandı. 64. dakikada kırmızı kart gören Barış Özbek takımını 10 kişi bıraktı.Santraya Türk bayrağı dikildiSpor yorumcusu Bağış Erten, Galatasaray - Diyarbakırspor karşılasmasını yorumladı. İşte Erten'in Radikal gazetesinde bugün (09.11.2009) yayımlanan yazısı:Bu memleketin belki de en ‘özgün’ karşılaşması bu. Düşünün Diyarbakır’daki Galatasaraylı oranı, İstanbul dahil başka hiçbir yerde yok. Ama diğer yanda da kendi öz takımları, ‘bölge’nin timsali var. İstiyorlar ki düğün-dernek havasında geçsin her şey. Ama işte kulüpte sorunlar dizboyu ve hepimiz biliyoruz ki zor zamanlar bunlar. Başkan Çetin Sümer ne güzel anlatıyor futbolun ‘bölge’ insanı için önemini: “Gençlerin kafaları karışmadan futbol sayesinde topluma karışsınlar istiyoruz.” Güvenlik kuvvetlerinin orada taş atan çocuklarla futbol oynama projesine ne demeli? Bir gün önce tam 20 bin çocuk turnuvaya kaydolmuş. Futbolu en çok böyle zamanlarda sevmiyor muyuz zaten? Şeker yiyecek yaştaki çocukların taşla, bombayla, mahpusla yoğrulmasına engel olduğu için, yeryüzünün en iyi entegrasyon araçlarından biri sayıldığı için.Görünen o ki yenilgiye rağmen Fenerbahçe maçındaki gerginlikten eser yok. Sokağın gündemi ise asla sadece futbolla sınırlı değil. İçinde ‘açılım’ geçmeyen her cümle düşük kalıyor. Gidişattan umutlu Diyarlılar. Karşılamalara tepki gösterenleri teskin edercesine konuşan (ve muhteşem menüsüyle beni mest eden) Tavacı Muharrem Usta ‘geri dönüşler’in algılanışıyla ilgili düzeltme yapıyor. “O zılgıtlar zafer değil sevinç çığlığıdır. Silahların susmasına insan sevinmez mi?” Genel ruh hali de bu işte.‘Diyar’ın başka dostu yok’Çay sohbetine davet eden öğretmen Bora’ya ‘İki Dil Bir Bavul’u soruyoruz. “Ben” diyor, “Her gün yaşıyorum o filmi.” “Allah’tan Kürtçe biliyorum da çocukları anlayabiliyorum. Bazıları filmdeki Zülküf’den hallice sadece, biraz evet-hayır diyebiliyor. Ama futbol söz konusu olunca herkes aynı dili konuşuyor. Tek topumuz, beş sınıfımız var. Her teneffüste biri oynayabiliyor ancak.” Bir grup genç avukat arkadaşla sohbete devam ediyoruz. “Keşke PAF’la çıksaydık bu maça” derdindeler. “Madem çekileceğiz dedik, laf ağızdan çıktı bir kere. Arkasında durmak lazım.” Hepsi Galatasaraylı. Buranın gerçeği budur, diyorlar. “Biz Kürt’üz ve Kürtlerin çoğunluğu Sarı-Kırmızı rengi sever.”  Maç öncesi tribünlerden cılız makamdan “Diyar’ın Diyar’dan başka dostu yok” sesleri yükseliyor. Cim Bom çıktığında ve topla fazla oynadığında tek tük ıslık var. Onun dışında sukûnet ve suhulet iktidarda. Ne yazık ki biletlerin pahası yüzünden tribünler tenha. Kulüp “olay çıkmasın diye böyle” diyor, tribünler ise “protestoları engellemek istedikleri için”.‘Pupa yelken’ başladı ama...Cezalar nedeniyle kaptansız, antrenörsüz, başkansız Diyarbakırspor her şeye rağmen pupa yelken başladı maça. 2’de ve 3’te Tazemata sayesinde arkaya sarkan Celalettin’in iki şutu umut çıkınını doldurdu. 9’da ise umutlar gerçek oluverdi: Şener nefis bir ara pasla Mendoza’yı sarkıttı, o da akıllı vurdu: 1-0. Gol sonrası şuur kaybını epey geç açtı Cim Bom. Top yapıyorlardı ama üretken değildiler. Buna karşın Diyar ısırgandı ve zırt pırt kontraya hevesleniyordu. 34’teki ilk defa baskı kurabildi konuk ekip. Ama hâlâ pozisyon yoktu. Onun yerine hangi coğrafyada olursa olsun gerilmeyi başaran (ismiyle müsemma olmadığı kesin) bir Barış vardı. Bir eski solbek (Celalettin), bir stoper (Ümit), arada bekte de gördüğümüz sol açık Şener ve Manedoza’dan kurulu Diyar orta sahası dinamikti. İşte tam her şey ev sahibinin istediği gibi giderken geldi beraberlik golü. 42’de soldan Ayhan’ın ortasında Sabri karambolün içine iyi sızdı ve düzgün vurdu: 1-1. Belli oldu, asıl hesap ikinci yarıda görülecekti.Yeni devreye golle başladı Galatasaray. 52’de Barış’la başlayan atak Kewell’ın kafasından Arda’ya servis oldu: 1-2. Bunun üzerine bir de 56’da Nonda’nın kafası girse evsahibi orada süngü bırakırdı. Bunun yerine 63’te Barış’ın ikinci sarıdan atılmasıyla rakip eksik kalınca tekrar oyuna motive oldu Kırmızı-Yeşilliler. Rijkaard ise derhal el frenine asılıp Nonda’yı Linderoth’la değiştirdi. Bu da yetti zaten. Mendoza’nın 86’daki plasesi de girmeyince kazanan Galatasaray oldu.Bir güvenlikçi jargonuyla söylersek ‘huzur içinde’ ve alkışlarla oynandı karşılaşma. Bu toprakların ‘Athletic Bilbao’su, gıyabında âşık olduğu takımla kardeş kardeş top tepti. Darısı bölgedeki Fenerbahçe maçlarının ve Diyarbakır’ın zorlu deplasmanlarının başına. Sanırım asıl o maçlarda nefretten ve dışlayıcılıktan uzak, gerçek bir barış kurulacak.Diyarbakır, Diyarbakır olalı böyle güvenlik görmedi* Dünkü maçta yoğun güvenlik önlemlerinin en üst düzeyde olması dikkati çekti. Önceki gün özel uçakla Diyarbakır’a gelen Galatasaray kafilesi, Diyarbakırsporlu yöneticiler ile Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü tarafından düzenlenen futbol turnuvasına katılan çocuklar tarafından çiçeklerle karşılanmıştı. Sarı-Kırmızılı futbolcuların Diyarbakır’a gelmesiyle başlayan güvenlik önlemleri, karşılaşmanın oynanacağı ana kadar devam etti. Galatasaray kafilesinin kamp yaptığı otel çevresinde de önceki gece boyunca devriye gezen polis, sabah saatlerinden itibaren önlemlerini sürdürdü. Maç için bugüne kadar Cumhurbaşkanı ve Başbakan için alınan önlemlerin bir benzerinin alındığı gözlendi. Dün Sarı-Kırmızılı kafile karşılaşma için stada giderken altı motorize ekip, otobüslerine eskortluk yaptı. Stat çevresinde kurulan güvenlik bariyer alanları da geniş tutuldu. Bariyerlerden giriş yapanlar, titiz bir aramadan geçtikten sonra içeri alındı. Taraftarlar için ikinci arama da stat kapılarında yapıldı.* Maç öncesi Galatasaray ve Diyarbakırsporlu yöneticiler, kentteki Galatasaray Store’un açılışına katıldı. Açılışta Galatasaray Başkanı Adnan Polat ile Diyarbakırspor Başkanı Çetin Sümer, birbirlerine forma alıp hediye etti. Mücadeleyi izlemek için çevre il ve ilçelerden çok sayıda kişi Diyarbakır’a akın etti. Şanlıurfa’dan gelen üç otobüsten oluşan konvoy, kente girmeden polis tarafından durduruldu, arandıktan sonra yollarına devam etmeleri sağlandı. Öte yandan bir maç hak mahrumiyeti cezası alan Diyarbakırspor Teknik Direktörü Ziya Doğan’ın yerine takımın başında Abdullah Güllü sahaya çıktı. Cezası nedeniyle stada giremeyen Diyarbakırspor Başkanı Çetin Sümer ile diğer yöneticiler de dün maç öncesi, statta incelemelerde bulundu.* Galatasaray’da, sakatlıkları süren Milan Baros ve Emre Aşık ile cezalı olan Abdul Kader Keita ile Mustafa Sarp yer almadı. Diyarbakırspor’da da cezalı olan Barış ve Ayman kadroya dahil edilmedi.* Karşılaşma başlamadan önce Alpaslan adındaki Diyarbakırspor taraftarı, tribünden inerek sahanın ortasına Türk bayrağı dikti. Diyarbakırsporlu izleyiciler de Alpaslan’ı alkışladı. Yeşil-Kırmızılı taraftar, daha sonra bayrağı çıkartarak maçı izleyeceği tribüne gitti.* Stadın etrafında bekleyen biletsiz taraftarları polis, stadyum çevresinden uzaklaştırdı. Bu arada bazı taraftarlarla polis arasında kısa süreli kargaşa yaşandı. Bir taraftar ise bileti olmadığı için 112 ambulansının üzerinde sahaya girmek istedi ancak polis tarafından yakalanarak gözaltına aldı. Polis, taraftarlara sürekli olarak anons yaparak bileti olmayanların evlerine dönmesini istedi.* Galatasaraylı Ardan Turan, dün ligdeki dördüncü golünü attı. Genç kaptan, böylece Gaziantepspor,  Denizlispor ve Trabzonspor’dan sonra Diyarbakırspor ağlarını havalandırdı. Arda, Trabzonspor’a 18 Ekim’de Ali Sami Yen’de oynanan maçta kaydetmişti.