Bostancı’daki hücre evine yapılan baskında şehit olan Emniyet Amiri Balaban’ın önce Üsküdar’da direniş beklenen bir ev baskınına katıldığı, çatışma üzerine Bostancı’ya geçirildiği anlaşıldı Cerrah: Yanlış anlaşıldımMililyet’in haberine göre; “Devrimci Karargâh” isimli terör örgütüne yönelik olarak başlatılan operasyon kapsamında Bostancı’daki hücre evine yapılan baskında şehit olan Emniyet Amiri Semih Balaban’ın çatışmaya sonradan katıldığı öğrenildi. Balaban’ın önce Üsküdar’da direniş beklenen bir hücre evi baskınında görev aldığı, ardından çatışma haberi gelince Bostancı’ya geçtiği belirtildi. Polis, örgütü adreslerini tespit ettikten sonra 15 ayrı adrese eşzamanlı olarak baskın yaptı. Alınan bilgiye göre, “Özel Harekât” tecrübeli olan Balaban, ekibiyle birlikte Üsküdar’daki hücre evi baskınında görev aldı. Çünkü, örgütün bombacısı ve lider kadrosunda bulunduğu ileri sürülen Fatih Aydın, Üsküdar’daydı. Polis, bir direniş olacaksa öncelikle Üsküdar’da bekliyordu. Balaban ile ekibi sabaha karşı 05.00-05.30 sularında hücre evini bastı, Fatih Aydın’ı gözaltına aldı. Ancak, hücre evi operasyonunda işler ters gitti. Aynı saatlerde eve baskın yapan time, terörist Orhan Yılmazkaya bomba ve kalaşnikofla karşılık verdi ve ilk anda 4 polis yaralandı. Bunun üzerine Üsküdar’daki hücre evi baskınını sorunsuz bitiren Balaban, ekibinden 3 kişiyle Bostancı’ya yönlendirildi. Balaban, devam eden çatışmaya katılmak üzere eve girdiği sırada, yüzüne aldığı bir kurşunla olay yerinde hayatını kaybetti. Eksik bilgi Basında, Balaban’ın Bostancı’daki eve ilk giden polis timinin başında olduğu bilgisi yer almıştı. İstanbul Valisi Muammer Güler ile İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah konuyla ilgili olarak önceki gün düzenledikleri basın toplantısında, Balaban’ın daha sonra olay yerine gelmesiyle ilgili olarak bir bilgi vermemişti. Güler, şunları söylemişti: “Merdivenler çok dardı, polisin, kapıyı çaldıktan sonra, ‘Kim o?’ sorusuna karşılık, ‘polis’ sesini duyunca zaten hemen kapıyı taradıklarını gördük. Eğer, polisimiz bilinçli davranmamış olsaydı, ilk anda birkaç şehit verebilirdik.” Güler, şöyle devam etmişti: “Polislerin çelik yelek dahil tüm teçhizatları tamdı. Şu andaki yaralı arkadaşlarımız, eğer yelekleri olmasaydı, şehit olabileceklerdi. Maalesef, şehidimiz, yüzünden aldığı bir mermi ile hayatını kaybetmiştir.”