İklim Adaleti Koalisyonu, elektriğe yapılan zamların geri alınması çağrısını yaptığı açıklamada, “Geçen yıl 5 milyon kişi elektrik faturasını ödeyemedi. Bu yıl zamlarla bu sayı katlanarak artacak ve halkın büyük çoğunluğu enerji yoksunu durumuna düşecek.” ifadelerini kullandı.
Koalisyon, "Konutlar için devreye alınacak çift tarife uygulamasında fiyat artış sınır değeri 230 kWh olmalıdır" talebini dile getirdi.
73 bileşenden oluşan İklim Adaleti Koalisyonu’nun açıklaması şöyle:
"Türkiye 2022’ye elektrik fiyatlarına getirilen fahiş zamlarla girdi. Geçen yıl 5 milyon kişi elektrik faturasını ödeyemedi. Bu yıl zamlarla bu sayı katlanarak artacak ve halkın büyük çoğunluğu enerji yoksunu durumuna düşecek."
"Özelleştirmeler sonrası yıllardır gereken bakım ve yatırımı yapmayan enerji şirketleri, enerji hatlarında %15’i bulan kaçakları da halkın sırtına yüklediler. Eskiyen enerji hatlarının faturasını kar ve soğukta 4 gün elektriksiz kalan Isparta halkı ödedi."
"Enerjide özelleştirmeyi savunanlar, rekabetin artacağı, elektrik kesintileri azalacağını, yatırımcılar santral bakım ve onarımlarını yapacağı için verimin artacağını, tüketici fiyatlarının düşeceğini öne sürdüler. Oysa son 20 yılda enerjide özelleştirmeler pahalılık, ekolojik yıkım, bölgeler arası fiyat dengesizlikleri yarattı. Son zamlar bu durumun en çarpıcı göstergesidir."
"Fosil yakıta dayalı termik santrallerin yıkımları bir yana, AKP hükümetlerinin, bilimsel uyarıları dikkate almayan yenilenebilir enerji uygulamaları, HES’lerle kalıcı olarak tahrip edilen akarsu havzalarıyla, JES’lerle zehirlenen tarım alanları ve yeraltı/yerüstü su varlıklarıyla, Biyokütle Santrallerinin zehirli baca gazı atıklarıyla, ormanlık alanlara yapılan RES’lerin yaptığı geniş çaplı tahribatlarla doludur.
Elektrik üretimi ve dağıtımının piyasalaşması ve enerji canavarı mega projelerle, tüketimi teşvik eden politikalarla kurulu gücün devamlı arttırılması, arz güvenliğini sağlamamaktadır. Bu aşırı yatırımlar hem ekolojik krizi derinleştiriyor hem de halkın sırtına yüksek faturalar ve vergiler yoluyla gereksiz yatırımlarının yükünü yıkıyor."
"Fosil yakıtlara, özellikle de kömüre bağlı plansız ve sermayenin çıkarını önceleyen enerji yatırımları nedeniyle;
-Türkiye son 20 yılda gazları salımını önemli oranda arttırarak iklim krizinin ağırlaşmasına neden oldu,
-Ekolojik yıkımlar tüm ülkenin başlıca sorunu haline geldi,
-Enerjide dışa bağımlılık ve yüksek yatırım maliyetleri ve ayda 34 milyar TL haksız kazanca neden olan enerji fiyatlarındaki artış, milyonlarca insanı enerji yoksulluğuna mahkum etti.
Elektrik, insan için temel ihtiyaçtır ve ülke için stratejik önemdedir, piyasanın kısa vadeli kazanç hırsına bırakılamaz. Elektriğin üretiminde ve dağıtımında kamusal yarar gözetilmeli, ormanlar, nehirler, tarım ve mera alanları, kültürel varlıklar korunmalıdır.
Sonuç olarak, neoliberal özelleştirme politikaları, riskleri ve maliyetleri toplumun üzerine yıkıp, gücü ve kazancı özel işletmelerde, sermayede toplamaktadır. Kamusal refah değil, yoksulluk üreten bu politikalar sürdürülemez durumdadır."
"İklim Adaleti Koalisyonu olarak, bu gerçeklerden hareketle şunları talep ediyoruz:
-Tüm özelleştirmeler durdurulmalı, enerji üretimi ve dağıtımı kamulaştırılmalı, enerji politikaları demokratik katılımcılık temelinde başta ilgili Oda, sendika, üniversiteler olmak üzere toplumsal örgütlerin katılımı ile belirlenmeli, enerji yatırım ve dağıtım projelerinde ÇED ve SED (Sağlık Etki Değerlendirmesi) süreçleri işletilmelidir.
-Tüm elektrik hizmetleri, kamusal olarak, halkın menfaatlerini koruyacak şekilde merkezi bir planlama ile yapılmalıdır.
-Elektrik fiyatlarındaki fahiş artışın meşru bir gerekçesi yoktur, zamlar geri alınmalıdır.
-Enerji adaletini sağlamak için yoksul kesimlerin hane elektrik bedelleri devlet tarafından karşılanmalıdır.
-Konutlar için devreye alınacak çift tarife uygulamasında fiyat artış sınır değeri 230 kWh olmalıdır.
-Elektrik faturalarına yansıtılan KDV adil değildir, kaldırılmalıdır.
-Kömürlü termik santrallerin kapatılmasına yönelik eylem planı acilen devreye alınmalıdır."
Bu kapsamda:
- Yeni maden sahaları araştırma, yeni rezerv açma ve mevcut maden sahalarında genişletme çalışmaları durdurulmalıdır,
- Mevcut Kömürlü Santrallerde kapasite artışları durdurulmalıdır,
- Kömür madenlerine ve Kömürlü Santrallere uygulanan tüm teşvik ve destekler derhal kaldırılmalı, buna ayrılan bütçe kömür sektöründe istihdam edilen emekçilerin refahı için kullanılmalıdır,
YEKDEM uygulaması kaldırılmalı, yenilenebilir enerji yatırımları, enerji üretimi ve dağıtımı kamu tarafından yapılmalıdır. Buna ek olarak, toplumsal enerji bağımsızlığını desteklemek için kamu kaynaklarıyla yerelde enerji kooperatifleri ve bireysel olarak lisanssız yenilenebilir enerji kaynaklarının devreye alınması teşvik edilmelidir. Her türlü yenilenebilir enerji kaynağı (Rüzgar, Güneş, Hidrolik, Biyokütle, Jeotermal) için tesis alanı seçiminde ve işletiminde yerel halkın rızası mutlaka alınmalı, bu tesislerin ekosisteme zarar vermesine izin verilmemeli, ormanlar, tarım alanları ve sulak alanlarda ne türden olursa olsun yenilenebilir enerji santrali kurulmamalıdır.
"Bizler, hatalı enerji politikaları sonucu oluşan ekonomik ve ekolojik yıkımların, iklim krizinin ağır faturasının halka ödetilmesini kabul etmiyoruz. Zamları geri aldırarak ve elektrik hizmetlerinin kamulaştırılmasını savunarak iklim adaleti yolunda mücadelemizi sürdüreceğiz.
İklim adaleti için harekete geçen bizler;
Zamların geri çekilmesi için eylemleri desteklerken ihtiyacımız olan kamucul, adil, demokratik, katılımcı, yerel, ekolojik enerji modelini geliştirmek için tüm bileşenlerimizle birlikte sorumluluk alacağız."