İklim değişikliği: Alpler kara hasret, kış sporları tarihe mi karışıyor?

İklim değişikliği: Alpler kara hasret, kış sporları tarihe mi karışıyor?

Kar, yaklaşık30 yıl öncesine kıyasla artık daha geç yağıyor ve daha erken eriyor. Bilim insanları, kış sporu yapılan bölgelerin iklim değişikliğine ayak uydurabilmesi için çözüm üretmeye çalışıyor. Peki, bu çözüm yapay kar mı?

Bundan 40, belki de 50 sene önce Alpler denince akla beyaz kar tabakasıyla örtülü sıra sıra dağlar gelirdi. Ancak Alpler'in doğu kanadında kalan 800 metre yükseklikteki Lackenhof kasabası sakinleri son yıllarda kara hasret. Küresel ısınma nedeniyle Alplerde bulunan kayak bölgeleri art ardına kapatılınca kasaba sakinleri de kara kara düşünür oldu.

"Geçen sene toplam sadece 20 gün kar yağdı. Ondan önceki sene daha da az yağmıştı", diyor kasaba sakinlerinden Karl Oberreiter. Teleferik çalışanı Oberreiter tedirgin: "80'li yıllardan bu yana bütün sezon kar yağdığını görmedik. Böyle giderse kar yetmeyecek. O zaman ne olacak, hiçbir fikrim yok."

1960'lı yıllardaki kış aylarına nispeten Alpler'de kış artık 30 gün daha kısa. Hatta öyle ki 2100 yılına kadar 1.200 metrenin altındaki yerlere hiç kar yağmayacağı söyleniyor. Kayak bölgelerinin ortalama yüksekliğinin de 1.200 metre olduğu düşünülürse bu Alpler'in yüzde 70'nin karsız kalacağı anlamına geliyor.

2100 senesinde de Alpler'de hala kış tatili ve sporları yapılabilmesi için, küresel ısınmanın hedeflendiği gibi 2 derece değil, her ne kadar ulaşılması imkansız gibi görünse de, 1,5 dereceye indirgenmesi gerekiyor. Ki bu bile Alpler'in bu yüzyılın sonuna doğru bugünden daha az kar alan ve daha sıcak bir yer olacağı gerçeğini değiştirmeye yetmeyecek.

Kayak ve turizm branşlarını bekleyen bu karanlık senaryo uluslararası bilim insanlarını bir araya getirdi. Bir kısmı Avrupa Birliği tarafından finanse edilen bu ekip kasım ayında "ProSnow" adını verdikleri projeyi hayata geçirdi.

Yapay kar Alpler'i kurtarır mı?

1000 metre yükseklikte olan kent ve kayak bölgelerine kar bundan sonra endüstriyel üretimden gelecek. Kayak pistleri mecburen kendi karlarını kendileri üretecek. Bu yüzden bazı tesisler şimdiden kilometrelerce uzunlukta su boru hatları, depolar ve pompalar kurmaya başladılar bile. Kayak pistleri resmen kar çiftliği haline geldi. Sezon başında önce yapay karlar belli bölgelere tepecik şeklinde yığılacak. Sonrasında da iş makineler oraları düzleştirip kayak yapılacak hale getirecek.

Tabi bu fikir çözüm değil. Uluslararası Alpleri Koruma Komisyonu (CIPRA) bu çözümün çok yüksek enerji kullanımına neden olacağını ve eko sisteme zarar vereceğini belirtiyor. Yapılacak hummalı çalışmalar örneğin vahşi hayvanları rahatsız edebilir ya da kış uykusuna yatan hayvanların stres altında kalarak normalden daha fazla enerji harcamasına neden olabilir. Bu nedenle sürdürülebilirliğe önem veren kasabalar yapar kar fikrine tamamen karşı çıkıyor.

ProSnow proje başkanı Samuel Morin eleştirilere rağmen bu sistemin başarılı olacağını iddia ediyor. "İklim değişikliğinden ilk olarak kar yağışı payını alıyor. 90'lı yıllar sonrasında devamlı kar yağışının olup olmayacağı konusunda ciddi endişeler var" şeklinde konuşan Morin projenin iklim değişikliği konusunda çözümler üretmek için başlatıldığını belirtiyor. "Ancak bugün daha farklı sorunlar var. Ve asıl soru şu: Yapay kar ya da diğer teknolojik çözümler iklim değişikliğini ne oranda geciktirebilir?"

İklim değişikliği en çok kış sporlarını etkiliyor

Morin'in sorusu Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Kaliforniya eyaleti için de geçerli. Los Angeles'e 500 kilometre uzaklıktaki Mammoth Kayak Bölgesi'ndeki kayak sporcularından Jamie Shectman kurak geçen bir sonbahardan sonra kar yağmasını bekliyor. Shectman yıkıcı fırtınalar ve orman yangınlarının iklim değişikliğinin hızla ilerlediğinin göstergesi olduğunu söyleyerek "Daha fazla kar üretmek buna çözüm olmaz" diyor.

"Aslında kış sporları ve iklim değişikliği arasında tam bir zıtlık var" diyor Shectman ve ekliyor: "İklim değişikliğinden en çok kış sporları etkileniyor. Aslında bu sektörün küresel ısınmaya karşı verilen mücadelede en ön saflarda olması gerekir."

Shectman'a göre kayak bölgeleri kendi kendine yeten ve tamamen rüzgar, su, güneş ve biyokitle enerjisi ile çalışan yerler haline gelmeli. Bir güneş enerjisi projesinde çalışan Shectman, "Gün gelecek iklim değişikliği teknolojik çözümlerle üstünden gelinmeyecek bir hal alacak. Bu yüzden bunun önüne geçmek en önemli amacımız olmalı" diyor.

Geçtiğimiz yüzyılın yaşanan en sıcak yüzyıl olduğunu anımsatan Shectman, "Sierra Nevada'nın kuzeyinde kar yağışı 1.200-1.500 metre arasına çıktı. Fırtınalar artık eskisi gibi zirvelerde esmiyor. Eskisi kadar kuvvetli değiller" şeklinde konuşuyor.

Bölgesel farklılıklar var

İklim değişikliği bölgelere göre farklılıklar gösteriyor. Alpler'de yenilenebilir enerji ya da daha yüksek kayak pistlerinde yapay kar kullanılması kısa vadeli çözümler olabilir.

ProSnow pilot projesi küresel ısınmadan en çok etkilenen Fransa, İtalya, İsveç, Avusturya ve Almanya'daki Alpler'i kapsıyor. Örneğin Mayrhofen'da son 30 yılda kar tabakası neredeyse sıfıra düştü. Avusturya Meteoroloji ve Jeodinamik Merkezi'nde iklim uzmanı olarak görev yapan Marc Olefs bu etkinin tüm Avusturya'da gözlemlendiğini söylüyor.

Olef ayrıca 1950'den beri kış mevsiminin ortalama 20 gün kadar kısaldığını ve kar yoğunluğunun birkaç istisna haricinde azaldığını sözlerine ekliyor. Olef masaya açtığı haritalardan birinde kar örtüsünün 80'li yıllarda nasıl birden bire bir yükseliş yaşadığını gösteriyor. Bu artış bölgedeki ısınma değerlerinin global değerlere göre iki kartı daha fazla olduğu zamana denk geliyor.

Haritalar 1950 ve 2016 yılları arası yapılan hava durumu tespitlerinden oluşan bir araştırmanın sonuçlarını gözler önüne seriyor. 66 yıllık bu birikim sayesinde uzmanlar sera gazlarının neden olduğu uzun vadeli değişimler ile kar oranındaki normal, yıllık değişiklikleri birbirinden ayırt edebiliyorlar.

Araştırmanın sonuçlarına göre eğer sera gazı oranını azaltmayı başarırsak, 1.500 metre yükseklikte kar tabakası korunabilecek. Ancak Olef 2100 yılına kadar iklimin korunması için ciddi adımlar atılması gerektiğinin de altını çiziyor.

Diğer yandan bu belirsizlik süresince, en azından kısa vadede aşırı enerji üretimiyle gerçekleştirilebilecek yapay kar bir çözüm olabilir. ProSnow yöneticisi Morin bunun iklim değişikliğine ayak uydurmaktaki en önemli çözümlerinden biri olduğunu belirtiyor. Morin, "Proje sayesinde kar üretimini optimal hale getirmek istiyoruz. Bu şekilde kayak pisti işletmecilerine ne zaman ya da ne kadar kar üretilebileceği konusunda daha kesin bilgiler vermeyi hedefliyoruz" diyor.

Bob Berwyn / Avusturya

© Deutsche Welle Türkçe