2020'de İstanbul'un 15 milyonluk nüfusuna su sağlayan baraj ve depolardaki doluluk oranları, kritik seviyelere geriledi. Geç yağan kar ve yağmur sayesinde İstanbul'daki barajlardaki doluluk oranları yükselirken, iklim ve su uzmanları, "Türkiye'nin su sorununun henüz çözülmediğini, daha fazla baraj inşa edilmesinin de sorunun bir parçası olduğu"nu vurguladı.
Reuters'ta yer alan "İklim değişimi ve artan talep Türkiye'yi su sorunuyla karşı karşıya bıraktı" başlıklı haber, ülkedeki su sorununa ilişkin uzman görüşlerine ve çözüm önerilerine yer verdi.
Haber için görüşlerini belirten İstanbul Politika Merkezi'nden su yönetim uzmanı Akgün İlhan "Su talebini azaltmak ya da sızıntılar ve kırık borularda kaybedilen miktarı telafi etmek yerine yeni barajlar inşa ederek daha çok tedarik elde etmeye odaklıyız" dedi. İlhan, büyük baraj projelerinin ekosistemler ve toplumlar üzerinde büyük bir etkisi olduğunu, insanları yerinden ettiğini, ormanları ve tarım alanlarını yok ettiğini söyledi.
Devlet Su İşleri (DSİ) verilerine göre, Türkiye'de son 18 yılda binden fazla yeni baraj inşa edildi. Bu yıl 90 yeni baraj inşa edilmesi bekleniyor.
DSİ verileri Türkiye'de kullanılabilir su miktarının son 20 yılda düzenli olarak düştüğünü gösterdi. 2000'de kişi başı 1650 metreküp olan miktar 2020'ye gelindiğinde 1350 metreküpün altına indi. Birleşmiş Milletler, bir ülkede kişi başına düşen metreküp 1700'ün altına indiğinde su sorunu olduğunu, 1000'in altına indiğine ise su yoksunluğu olduğunu belirliyor.
Türkiye'de su kaynaklarının düşmesinde nüfus büyümesi, şehirleşme, iklim değişikliği ve bazı uzmanlara kötü su yönetiminin etkisi var.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Organizasyonu'ndan (FAO) su kalitesi yetkilisi Sara Marjani Zadeh, tarım faaliyetlerinin Türkiye'nin yıllık su tüketiminin yüzde 75'ini oluşturduğunu söyledi.
Boğaziçi Üniversitesi'nden ekonomist Gökhan Özertan, şu ana kadar çiftçileri su tasarrufu sağlayan arıtma yöntemlerine yöneltmenin büyük bir etkisi olmadığını söyledi. Özertan "Çiftçiler bunun için gerekecek elektrik ve bakımı ödemek istemiyor. Çiftçiler buna yönelmeleri için gerekli bir teşvikle karşılaşmadı" dedi.
Su yönetimi uzmanı İlhan, Türkiye'nin su sorununun iklim değişikliği etkileri arttıkça daha da büyüyeceği konusunda uyardı. İlhan, "Türkiye 1980'lerin sonundan beri dört beş yılda bir kuraklıkla karşı karşıya kalıyor" dedi.
Özertan'ın öngörülerine göre ise, kuraklık ve sel olaylarının artışıyla Türkiye'nin önemli ihraç mahsülleri olan fındık, kayısı ve buğdayın üretimi yüzde 40 oranında düşebilir.
Tarımdan gelir elde edemeyen çok sayıda çiftçinin büyük şehirlere taşındığı, bu şehirleşmenin de büyük şehirlerde yeni su kaynakları arama ihtiyacı doğurduğu belirtildi. İlhan, "Bu bir kısır döngü" diyerek, daha fazla su ihtiyacının daha fazla baraj inşasına neden olduğunu vurguladı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, doğru tarım uygulamalarıyla su kaynaklarının verimli kullanılması için harekete geçtiği belirtilen habere göre, belediye, çiftçilere gerekli teşvik ve yönlendirmeleri sunarak su tüketimi daha az olacak mahsül ekmelerini sağlıyor.