Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Türkiye'nin sera gazı istatistiklerini yayımladı. Buna göre Türkiye'nin, pandemi sonrası toparlanmayla birlikte, 2020 yılında toplam sera gazı salımları bir önceki yıla göre yüzde 3 artarak 524 milyon ton (mt) karbondioksit eşdeğeri (CO2e) seviyesine ulaştı. Peki Türkiye'nin sera gazı salımları dünyanın diğer ülkelerine kıyasla ne durumda? Türkiye'de hangi sektörler en fazla sera gazı salımına sebep oluyor?
TÜİK verilerine göre Türkiye'nin sera gazı salımları arasında karbondioksit salımları yüzde 79'luk en yüksek payla ilk sıradaydı. Onu metan ve nitröz oksit gazları izedi.
Metan 100 yıllık bir süre içinde karbondioksite göre 28-34 kat daha fazla ısı tutabiliyor ancak atmosferde karbondioksite göre daha kısa süre kalıyor.
Tarımda gübre kullanımı, dökme alanlarında biriken çöpler, kömür ve diğer fosil yakıtların çıkarılması ve yakılması gibi faaliyetler metan salımlarını artırıyor.
TÜİK'e göre Türkiye'de metan salımlarının yüze 61'i tarım, yüzde 22'si atık, yüzde 17'si enerji sektörlerinden kaynaklandı.
Nitröz oksit ya da azot oksit, atmosferde 150 yıla kadar kalabilen bir gaz. Fosil yakıtlar ve odunun yakılması sonucu ortaya çıksa da artışındaki en önemli faktörün azot bazlı gübrelerin yaygın kullanımı olduğuna inanılıyor.
Türkiye'de 2020'de nitroz oksit salımlarının yüzde 80'i tarım sektörü kaynaklıydı. Ancak bunun önemli bir kaynağı (yaklaşık yüzde 83'ü) tarımsal artıkların açıkta yakılmasından kaynaklandı.
Ülkelerin karbon salımlarının yıllık değerlerini birbiriyle karşılaştırmak mümkün olsa da bu yaklaşım ülkelerin tarihsel sorumluluklarını kapsam dışı bırakıyor.
Bununla birlikte karbondioksit gazı atmosferde 300 ila 1000 yıl boyunca kalabildiği için ülkelerin Sanayi Devrimi'nden bu yana toplam salımlarının daha net bir görüntü çizdiği düşünülüyor. Bu toplama kümülatif karbon salımları deniyor.
1751 yılından bu yana atmosefere 1,5 trilyon ton karbon salımı yapıldı ancak ülkelerin bu toplamdaki payları arasında büyük farklar var.
Örneğin ABD kümülatif karbon salımların yüzde 25'inden sorumluyken, AB'ye üye 28 ülkenin payı yaklaşık yüzde 22.
Türkiye 1865 yılından 2020'ye kadar atmosfere toplam 11 milyar tona yakın karbon saldı.
BBC Türkçe'nin veri yayıncılığı platformu Our World in Data'nın 200'den fazla ülkeyi kıyaslayan verilerinden derlediği bilgilere göre, Türkiye kümülatif salımlarda 2020 itibarıyla yüzde 0,64 paya sahip.
Türkiye tarihsel salımlarda en fazla paya sahip ülkeler sıralamasında 26'ıncı sırada yer alıyor.
Hesaplamalarda dikkate alınması gereken bir diğer ayrım da nüfus. Çünkü toplam sera gazı salımları nüfus arttıkça artma eğiliminde ve bu, yanıltıcı bir görüntü çizebilir.
TÜİK verilerine göre Türkiye'de kişi başı toplam sera gazı emisyonu 2020'de 6,3 tondu. Bu, 2020'de dünya ortalaması olan 4,47 tondan neredeyse yüzde 50 daha fazla.
Türkiye'de kişi başı toplam sera gazı salımı yükseliş eğiliminde ancak ABD ve AB gibi tarihsel sera gazı salımlarında büyük pay sahibi olan daha zengin ülke ve bölgelerde kişi başı salımların son üç yılda düştüğü görünüyor.
2020'de Türkiye'nin sera gazı salımlarının yüzde 70'i enerji kaynaklıydı. Onu yüzde 14 ile tarım, yüzde 12,7 ile endüstriyel işlemler ve ürün kullanımı ve yüzde 3,1 ile atık sektörü izledi.
TÜİK'e göre enerji sektörü 2020'de yüzde 31,6'sı elektrik ve ısı üretiminden olmak üzere toplam karbondioksit salımlarının yüzde 85,4'üne neden oldu.
Fosil yakıtların enerji üretiminde, ulaşımda, enerji yoğun imalat sektörlerinde ve binalarda kullanımı enerji kaynaklı karbon salımlarını artırmaya devam ediyor.
Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) analizine göre Covid-19 krizi, 2020'de İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana küresel enerji kaynaklı karbondioksit salımlarında en büyük düşüşü sağladı. Ancak salımlar Nisan'dan itibaren tekrar yükselişe geçti ve Aralık 2020'de bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 2 yükseldi.
Dünya çapında ülkelerin Paris İklim Anlaşması'nın 1,5 derece hedefine yönelik taahhütlerini inceleyen Climate Action Tracker'a (CAT) göre Türkiye'nin bugünkü politika ve taahhütleri gezegeni 4 derecelik ısınma patikasına sürüklüyor.
CAT, Türkiye'nin Paris İklim Anlaşması'nı onaylaması ve "2053 net sıfır" hedefini açıklamış olmasına rağmen iklim politikalarını "kritik derecede yetersiz" olarak sınıflandırıyor ve "daha iddalı hedefler" belirlemesi gerektiği söylüyor.
Türkiye'nin Birleşmiş Milletler'e sunduğu Ulusal Katkı Beyanı'nda 2030'a kadar toplam sera gazı salımının 1,17 milyar tona çıkacağını hesaplamış ve bundan yüzde 21'lik bir indirim yaparak 929 milyon tona düşüreceğini açıklamıştı.
Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) tarafından yayımlanan "Türkiye'nin Karbonsuzlaşma Yol HaritasI: 2050'de Net Sıfır" raporuna göre herhangi bir önlem alınmaması durumunda Türkiye'nin toplam karbondioksit salımları 2050'de 2018'e oranla yüzde 66 artarak 700 milyon tona çıkacak.
Rapor ülkenin 2050'de Toplam sera gazı salımlarının 890 milyon ton olacağını tahmin ediyor.
"Net sıfır emisyon" politikası için gerekli adımların atılması durumunda ise 2030'a kadar enerji tüketimi kaynaklı karbondioksit salımları yüzde 37, ekonomi genelindeki karbondioksit salımları ise yüzde 32 azaltılabilir.