İktidar erken seçimden kaçabilecek mi?

İktidar erken seçimden kaçabilecek mi?

Ekonomide döviz krizi derinleşince iktidarla muhalefet arasındaki erken seçim tartışması yeniden alevlendi. AKP-MHP ortaklığından kurulu Cumhur İttifakı’nın ülkeyi yönetemediğini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın "Türkiye’yi ekonomik kurtuluş savaşından çıkartacağız" sözleriyle kabul ettiğini düşünen muhalefet cephesinden birbiri ardına erken seçim çağrıları geldi.

Ancak bu çağrıları Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MHP lideri Devlet Bahçeli aynı gün yaptığı açıklamalarla reddetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15-20 ayda bir seçime gitmenin "ilkel kabile işi" olduğunu belirtirken, erken seçime gitmeyeceklerini, cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin daha önceden duyurulduğu gibi Haziran 2023’te yapılacağını söyledi. MHP lideri Devlet Bahçeli de, muhalefetten gelen çağrılara, "Tekraren söylüyorum. Erken seçim falan yoktur" çıkışıyla yanıt verdi.

Muhalefetin erken seçim üzerine yoğunlaşmasından rahatsız olan AKP ile MHP kurmayları, Erdoğan ve Bahçeli’nin bu açıklamalarıyla yetinmeyip erken seçimi siyasetin ve kamuoyunun gündeminden çıkarmak için Seçim Yasası ve Siyasi Partiler Kanunu’nda yapılacak değişiklikler için anlaştıklarını duyurdu.

Bu anlaşmayla ilgili DW Türkçe’ye konuşan MHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, yasa değişiklik teklifini Şubat sonu ya da Mart başı meclis gündemine sunacaklarını söyledi.

Yıldız, seçim barajının yüzde 7’ye düşürülmesi konusunda Erdoğan ile Bahçeli’nin daha önce kamuoyuna açıklama yaptıklarını hatırlatırken, değişiklik teklifinin seçim takvimi ile bağlantısının dikkate alınmasını istedi:

 

"Önemli olan burda seçim takviminin işliyor olması. Ortağımız AKP ile yüzde 100 mutabakata vardık. Seçim Yasası ve Siyasi Partiler Kanunu’ndaki değişiklik teklifimiz 13 ya da 14 madde olacak. Değişiklik, mecliste kabulünün üstünden bir yıl geçmeden uygulanamıyor. Yani erken seçimin olmayacağının matematiksel izahını yapıyoruz. Seçim tarihi 18 Haziran 2023’tür. Değişiklik teklifimizi meclise sunduktan sonra kimse erken seçimden söz edemeyecek."

 

AKP ile MHP, erken seçim tartışmalarını bitirmek için daha önce de seçim yasası değişiklik teklifini meclisin gündeminde öteleme girişiminde bulunmuştu. 1 Ekim’de açılan meclisin öncelikli gündemine alınmayan değişiklik teklifinin meclis gündemine Kasım’da gelebileceğine ilişkin hesaplar yapılmıştı. Anayasa göre seçim yasasında yapılacak değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak olan seçimlerde uygulanmadığı için AKP, seçim yasası değişiklik teklifini sürekli öteleyerek "Erken seçime gitmemiz zaten yasal olarak da mümkün değil" mesajı vermeye çalışıyor.

 

"İktidar panik içinde"

 

AKP ile MHP’nin seçim yasası değişikliğini ötelemeye çalışarak erken seçimden kaçamayacağını düşünen muhalefet, önümüzdeki süreçte iktidarın karşısına ekonomideki sorunlara çözüm önerileri ve güçlü birlikteliklerle çıkmaya hazırlanıyor. Kendi içinde kurduğu ekonomi masasını, İyi Parti’deki ekonomi masası ile ortak çalıştırmaya başlayan CHP, bu çalışmalara AKP’den kopan DEVA ve Gelecek partilerinin yanı sıra Saadet Partisi’ni de ortak etmeyi başardı. CHP kurmayları bu çalışmalardaki en temel hedefin iktidarın vakit kaybetmeden erken seçime giderek halkın enflasyon karşısında daha fazla ezilmemesini sağlamak olduğuna dikkat çekiyor.

 

CHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, erken seçimdeki ısrarlarının nedenini DW Türkçe’ye şu sözlerle anlatıyor:

 

"Türkiye'yi freni patlamış kamyon gibi uçurumun kenarına sürüklüyorlar. Yönetemiyorlar, savruluyorlar. Artık saray iktidarının ülkemizi düzlüğe çıkarma şansı kalmamıştır. Bu nedenle her geçen gün halkın aleyhinedir. Bir an önce erken seçime gidilmeli, güçlendirilmiş parlamenter sistemle ülkemizde demokratik hukuk devleti tesis edilmelidir. Ekonomiden, dış politikaya kadar her alanda iktidarın yaptığı tahribat, toplumsal dayanışma ve iş birliğiyle onarılmalıdır. İlk seçimde bunu gerçekleştireceğiz."

AKP ile MHP’nin ekonomideki sorunlara çözüm üretmek yerine seçim yasası değişiklikleriyle uğraşmasını da "halktan kopuş, yönetimden kopuş" olarak değerlendiren Erkek, "Seçim yasasında değişiklik istemelerinin de tek nedeni var. O da iktidarlarını sürdürmek, meclisteki çoğunluklarını kaybetmemek. Ama sarayın duvarları arasında yaşadıkları korku iyice ortaya çıktı. Erken seçimden kaçamayacaklar" diyor.

"Ekonomi battı, kurtuluş savaşı falan yok"

Sadece CHP değil, muhalefetin her cephesinden döviz kurlarındaki tarihi yükselmelerin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faizleri düşürmeye dayalı yanlış ekonomi politikasından kaynaklandığını açıklamalarının erken seçim çağrılarıyla birlikte yapılması dikkat çekiyor.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan 15 Temmuz darbe girişimi olduğunda ekonominin bu kadar batmadığını ifade ederek, AKP'yi destekleyenlere "Ortada bir kurtuluş savaşı falan yok. İşgal altında değiliz. Propagandalara inanmayın. Dolar aldı başını gittiyse, kendi paramız değerini kaybettiyse bunun tek sorumlusu kötü yönetimdir" diye seslendi.

DEVA Partisi Seçim İşleri Başkanı İdris Şahin, DW Türkçe’ye seçim sürecinde özellikle AKP’yi destekleyen vatandaşlara gerçekleri anlatmayı sürdüreceklerini söylüyor. Şahin, "Gelecek nesilleri düşünen bir iktidar, yönetilmezliğin zirve yaptığı bugünlerde derhal seçim kararı alır. Ama AKP bunu düşünmüyor. Kendi iktidarını korumak için seçim yasasında nasıl oynayacağını düşünüyor. Erken seçim yok deseler de onlara hiç itibar etmiyoruz. Çünkü ne bir güvenilirlikleri var ne söylediklerini icra edebilecek bir kabiliyete sahipler" diye konuştu.

"Seçim güvenliğini tehlikeye atma peşindeler"

DEVA Partisi, iktidarın seçim yasasında tam olarak ne gibi değişiklikler yapmak istediğini kamuoyuyla paylaşmadığına da dikkat çekiyor. İdris Şahin, "Mevcut seçim yasasına göre en kıdemli hakimler seçim kurulu başkanı olarak atanıyor. AKP ile MHP ise seçim kurulu başkanı olarak atanacak hakimleri kıdeme göre değil tercihe göre belirlemek istiyor. Eğer böyle yaparlarsa, seçim güvenliği de tehlikeye düşecek. Sandıklara yapılacak itirazlarda taraflı kararlar çıkabilecek. Bir an önce ne yapmak istediklerini açıklasınlar" çağrısı yapıyor.

"Muhalefeti hazırlıksız yakalama derdindeler"

Son seçim anketinde AKP ile MHP oylarının hızla eridiğini ortaya koyan PİAR Araştırma’ya göre de Erdoğan ile Bahçeli, tıpkı 2018’de olduğu gibi yine erken seçime gitmek zorunda kalacak.

PİAR Araştırma’nın sahibi, kamuoyu araştırmacısı Kadir Atalay iktidarın muhalefeti seçime hazırlıksız yakalamak için bugün seçim çağrılarını reddettiğini öne sürüyor. "2018’de de seçim olmayacağını Erdoğan ile Bahçeli söylemişti. Ama Bahçeli birden seçimi tetiklemişti. Şimdi de aynı taktiği uyguluyorlar. 2022'de seçim olacak. Çünkü Erdoğan, tekrar aday olmak istiyor. Zira cumhurbaşkanı iki kere aday olabiliyor, üçüncü kere cumhurbaşkanlığı yapamıyor" diyen Atalay, "Ancak erken seçim olursa üçüncü kere aday olma şansı oluyor. Erdoğan, bu durumu dikkate alarak seçim hesabı yapıyor" ifadesini kullanıyor.

DW Türkçe’ye konuşan AKP’li yetkililer erken seçim için özel bir hazırlık yapmadıklarını söylese de, partide özellikle Z kuşağı olarak nitelendirilen gençlerin oyunu kazanmak için özel projeler üzerinde çalışıldığı biliniyor. Erdoğan’ın partililere, "Çalmadık kapı bırakmayacaksınız" talimatını hatırlatan kamuoyu araştırmacısı Kadir Atalay, "AKP sahada, muhalefet sahada. Ancak sahadan gelen veriler, Cumhur İttifakı’nın muhalefetin gerisinde kaldığını gösteriyor. AKP, bu sonucu değiştirmek için önümüzdeki süreçte yeni oy kazanma taktiklerini devreye sokabilir" öngörüsünde bulunuyor.

PİAR Araştırma'nın 26 ilde 2 bin 520 katılımcı ile yaptığı son anketin sonuçlarında kararsızlar dağıtılmadan AKP'nin oy oranı yüzde 23.6, CHP'nin yüzde 20.5, İYİ Parti'nin yüzde 9.6, MHP'nin yüzde 6.7, HDP'nin yüzde 8.9, DEVA'nın yüzde 4.6, Saadet Partisi'nin ise yüzde 1 olarak çıkmıştı. Kararsızlar dağıtıldığında ise AKP'nin oy oranı yüzde 30.6'ya, MHP’nin 8.7'ye yükselebildiği ankette, bu durumda CHP'nin oy oranı yüzde 26.6, İYİ Parti'nin yüzde 12.4, HDP'nin yüzde 11.5, DEVA'nın ise yüzde 6 olarak gösterilmişti.

Hilal Köylü / Ankara

© Deutsche Welle Türkçe