Son 16 yıldır ekonominin lokomotifi olarak görülen gayrimenkulde işler durma noktasına gelince hükümeti konut satışlarını canlandırmak için yeni adımlar atmaya başladı. Hafta sonu KDV ve tapu harcında indirimine giden hükümet, dün de başta Ziraat Bankası olmak üzere büyük bankalara düşük faizli konut kredisi talimatı verdi. Türkiye Bankalar Birliği Genel Kurulu’nda konuşan Başbakan Binali Yıldırım, “Ziraat Bankası ve diğer bankalar, konut sektöründeki stokları azaltmak için kampanya yapacak” dedi. Yıldırım'ın bu çağrısı, "Uzun süredir büyük projeleri kamu bankası Ziraat’tan fonlama yöntemine başvuran hükümet gayrimenkuldeki konut stoklarını eritmek için yine imdada Ziraat Bankası’nı çağırdı" diye yorumlandı.
Cumhuriyet'te Emre Deveci ve Şehriban Kıraç imzasıyla yayımlanan haber aynen şöyle:
Türkiye’de şu anda konut stokları 2 milyonu geçiyor. Ofiste stok miktarının 1.5 milyon metrekareye çıktığı belirtiliyor. Bu da ortalama 100 metrekareden 15 bin ofis demek. 2000’li yılların başından yükselmeye başlayan AVM’de ise yatırımlar doygunluk nedeniyle çok azaldı. Cushman&Wakefield tarafından hazırlanan rapora göre bu yılın ilk çeyreğinde 2017’nin aynı dönemine göre cadde mağazaları ve ofis kiraları kura bağlı olarak yüzde 22’ye varan oranlarda geriledi. Türkiye genelinde konut satışları 2018 Mart’ta bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 14 azalarak 110 bin 905 oldu. Böylelikle darbe girişiminin yaşandığı Temmuz 2016’dan bu yana en büyük gerileme kaydedildi. Şubatta, geçen yılın aynı dönemine göre gerileme yüzde 5.4 olmuştu. Sektörde tahsilat endeksi tablosu 2013’ten bu yana sürekli aşağı doğru gitmekte. Tahsilat konusundaki sıkıntılar ciddi boyutlara ulaşmış durumda. Başbakan Binali Yıldırım Ziraat Bankası’nın konut sektöründe stokları azaltmaya yönelik bir kampanya başlatacağını duyururken, bankacılık kaynakları Ziraat Bankası ve sektörün önde gelen bankalarının da yer alacağı bir eylem planının birkaç gün içinde açıklanacağını ve konut kredisi faiz oranlarının yüzde 1 civarına indirileceğini söyledi. Söz konusu proje kapsamında şu anda sektörde ortalama yüzde 1.25 seviyelerinde olan, hatta bazı bankalarda yüzde 1.35 seviyelerine kadar çıkan konut kredisi faiz oranlarının yüzde 1 civarına çekilmesi bekleniyor. Eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, söz konusu planın piyasanın mantığına uygun olmadığını ve bankacılık sektörünün sağlığını zorlayacağını dile getirdi. “Hükümet ekonomide işlerin iyiye gitmediğinin farkında” diyen Yılmaz, suni tedbirlerle sorunların üzerinin örtülmek istendiğini söyledi. Bankacılık sektörünün finansmanı dışarıdan dövizle borçlanarak sağladığını ve kurdaki artışı hatırlatan Yılmaz, faizleri talimatla düşürmenin bankacılık sisteminde dengeleri bozabileceğini, kamu bankalarının verdiği düşük faizli kredilerin Hazine’nin belirli bir gelirden vazgeçmesi ve borç yükünün artması anlamına geleceğini kaydetti. Kaynakların konuta değil üretken yatırımlara sevk edilmesi gerektiğini vurgulayan Yılmaz, Türkiye’nin artık inşaata dayalı büyüme modelini değiştirmesi gerekliliğini vurguladı. Türkiye ekonomisindeki sorunların temelinde enflasyon bulunduğunu dile getiren eski Merkez Bankası Başkanı, hükümetin talebi canlandıracak tedbirler alarak ve potansiyel büyümenin üzerini zorlayarak enflasyonun artmasına neden olduğunu söyledi.
Bazı bankacılar da, ticari bankaların, konut, baraj, köprü, yol gibi projelere kredi vermemesi gerektiğini vurgulayarak, böyle bir konut finansman modelinin çökeceği görüşünde bulundu.
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı Hüseyin Aydın, 78 milyar TL alacağın yeniden yapılandırıldığını, yapılandırılan kredilerin toplam kredilere oranının yüzde 3.8 oranında olduğunu açıkladı. Aydın, tahsili gecikmiş kredilerin toplam kredilere oranının da yüzde 2.9 olduğunu hatırlattı. Yıldız Holding ile Doğuş Holding’in başvurularıyla gündeme gelen kredi yeniden yapılandırmaları konusunda konuşan Aydın, “Yapılandırma ile ilgili hukuki altyapı tamamlanmalı” dedi. “Büyümedeki dalgalanmaya, faize, kura veya vade riskine olan hassasiyeti nedeniyle nakit akımları ile borçlanma vadeleri iyi dengelenemediği için geçici ödeme güçlüğüne düşerek borcunu ödemekte zorlanan bireysel ve kurumsal müşteriler için kredilere ek süreler tanındığını, finansal ve fiziksel yeniden yapılandırmalar yapıldığını” söyleyen Aydın, “Yapılandırma talebinde bulunan müşteriler özkaynaklarının güçlendirilmesine, sadece borçların değil, faaliyetlerinin yeniden yapılandırılmasına gerekli hassasiyeti göstermelidir” ifadelerini kullandı.
Uluslararası alanda olduğu gibi yapılandırma uygulamasına teknik ve yasa ile hukuki bir çerçeve kazandırılması gerektiğini belirten Aydın “Maalesef, uzun zamandır bu konudaki talebimize olumlu yanıt alamadık. Ek teminat alarak borcun vadesini uzatan ve belki de bu sayede borcun tamamını tahsil eden örnek olaylarda yapılandırma kararı veren bazı bankacılarımızın maalesef hapis cezası aldıkları da vakıadır” sözleriyle hükümeti eleştirdi.
Çiftçilere ve tarımın gelişimine destek için kurulan Ziraat Bankası, AKP döneminde hükümetin büyük inşaat ve medya projelerine finansman sağlamak için kullanıldı. 3. havalimanının 4.5 milyar Avro’luk kredisinin yüzde 70’i, Ziraat Bankası’nın başını çektiği kamu bankalarından sağlandı. 3. köprü projesinde de finansman sağlayan bankalar arasında Ziraat da yer aldı. Türkiye tarihinin en büyük medya satın alması olan Doğan Grubu’nun Demirören Grubu’na satışında da Ziraat Bankası rol aldı. 916 milyon dolarlık satış bedelinin 700 milyon doları, düşük faizli ve ilk 2 yıl ödemesiz 10 yıl vadeli Ziraat Bankası kredisiyle sağlandı. Çalık Grubu’na ait Sabah ve Atv’nin satın alınması için oluşturulan 630 milyon dolarlık havuzun, 200 milyon dolarlık kısmı da Ziraat Bankası’ndan karşılanmıştı. Sabah Grubu’nu TMSF’den 1.1 milyar dolara satın alan Çalık Grubu da Halk Bankası ve Vakıfbank’tan 375’er milyon dolar olmak üzere toplam 750 milyon dolar kredi kullanmıştı. Aynı dönemde, Halk Bankası Genel Müdürü olarak Hüseyin Aydın kredinin altına imza atmıştı. Hüseyin Aydın, şu an Ziraat Bankası’nın genel müdür koltuğunda oturuyor.
Ziraat Bankası, Halkbank ve Vakıfbank’ın genel kurulları iki yıldır hükümetin talebi üzerine erteleniyor. Geçen sene referandum nedeniyle ertelenen genel kurullar, bu yıl da erken seçim nedeniyle ertelendi.