İlber Ortaylı: Herkesin kendine göre bir Türkçe uydurduğu memlekette lisan olmaz

İlber Ortaylı: Herkesin kendine göre bir Türkçe uydurduğu memlekette lisan olmaz

Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, dil konusunda değerlendirmelerde bulundu. İnsanların dilleri konusunda hassas olması gerektiğini vurgulayan Ortaylı, "Herkesin kendine göre bir Türkçe uydurduğu bir memlekette lisan olmaz" dedi. 

11’inci Kocaeli Kitap Fuarı kapsamında, ‘Bir Ömür Nasıl Yaşanır’ söyleşisi düzenlendi. Yoğun katılımın olduğu söyleşide konuşan tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, şunları söyledi:

“Kültür her şeyi içeren bir kavramdır. Dil konusunda insanların çok hassas olması gerekiyor. Yazma ve konuşma kurallarında ister istemez bir kopukluk başlıyor. O dilin üyesi olan topluluklarda ve toplumda uzaklaşma, parçalanma başlıyor. Bütün dünyada sosyal sınıflar arasında bir fark vardır. Bunu abartmayalım. Mesela Oxford’da bir çocuk imtihan kazanıyor. Diyorlar ki ‘Bunu almadınız’, diyorlar ki ‘Sözlüde çaktırdık’. Çünkü sokak İngilizcesi, argo konuşuyor. Orada has İngilizcenin konuşulup yazılması lazım. Böyle bir kural var. Dolayısıyla sizin parlamentoda duyduğunuz önde gelen spikerler, politikacılar İngiltere’de doğru dürüst İngilizce konuşurlar. Gazeteler İngilizce yazar, kitaplar bununla çıkar. Fransa’da da böyledir, Almanya’da da böyledir. Böyle herkesin kendine göre bir Türkçe uydurduğu, herkesin kendi evindeki şiveyi televizyona getirmeyi iddia ettiği bir memlekette lisan olmaz. Efendim ‘Bizim mahalli şivemizi mi küçümsüyorsun?’ dersen, sen zaten o mahalli şiveyi konuşmuyorsun” 

Prof.Dr. Ortaylı, “Üniversitelerde eskiden vardı. Fransa’dan bir örnek vereyim; Deneme dersi verilirdi, doçentlikte bu deneme dersinde kalanlar olurdu. Doğru dürüst dil konuşacaksınız, nerden geldiğiniz önemli değil. Türkçeniz doğru olması gerekir. Çünkü siz memleketin münevverlerine ders vereceksiniz, mezun ettiğiniz çocuklar milli aydın sınıfına girecek. Dolayısıyla buna dikkat etmeniz gerekir” dedi.

"Mutlu bir işte çalışmazsanız hasta olursunuz"

Söyleşide meslek seçimine de değinen  Ortaylı, sevilen işin yapılmaması halinde mutlu olunamayacağını vurguladı:

“Nasıl yaşayacaksınız; onun tahakkuk ettiğini görüyorum. Gezmek pahalı bir iş değil, ucuza da gezebilirsiniz. Hatta ucuza ve zahmetli gezmek daha güzeldir, daha kolay öğrenirsin. Benim bu yaşımda yaptığım gibi yapsaydım bütün hayatım boyunca, yani bir yerden bir yere en rahat uçağa, en rahat edebileceğim otele, en güzel dinlenebileceğim kafeyi ya da en pahalı lokantayı tercih ederek yaşamaya çalışsaydım gençliğimde böyle gezseydim hiçbir şey bilmezdim. Ben eğer dünyayı tanıdıysam, not edebildiysem bu tasarruflu bir geziyle ancak mümkün olmuştur. Bunun üzerinde durmak gerekiyor. Meslek seçiminde her zaman sevdiğiniz işi yapmak zorundasınız. Ciddi çalışmak, iyi çalışmak, verimli olmak için bunu yapacaksınız. Bunu yapmadığınız takdirde mutlu olmazsınız. Mutlu bir işte çalışmazsanız, hasta olursunuz size söyleyeyim. Psikolojik hastalıklar başlar, psikolojik dertler ortaya çıkar ve sonunda bu düpedüz bedeninize intikal eden hastalıklara neden olur. Çevre ile ilişkileriniz bile bozulabilir. Buna dikkat etmenizde büyük fayda vardır.”