2. Bandırma Kitap ve Kültür Günleri kapsamında düzenlenen söyleşiye katılan Prof. Dr. İlber Ortaylı, uzun yılların birikimi olan kitaplarını Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi'ne bağışlamasıyla ilgili “Neden başka bir yere vereyim? Yurtdışına mı vereyim? Benim öyle hizmetçilerim, yalılarım yok ki saklayabileyim. Ölümümü de bekleyemedim. Türkiye’de kütüphanecilik diye de bir şey yok. Ben yaşarken tüm kitaplarımı vermek istedim. Kütüphaneci dediğimiz derin insanlar değildir. Yüzeysel bilgileri olmalıdır. Mesela yabacı dil bilmelerine gerek yoktur ama kitapların dillerini bilip yönlendirebilmelidir. Bizde böyle kütüphaneciler vardı. Şimdi millet maaşımı alayım diye düşünüyor.” dedi.
Kitap bağışıyla ilgili eleştirilere de yanıt veren Ortaylı, kütüphanesini herhangi bir üniversite kütüphanesine bağışlamamasının nedenini de açıkladı.
Bandırma Belediyesi'nce düzenlenen kitap günlerinde kalabalık bir topluluğa hitap eden Ortaylı, "Siz oradaki üniversitelerin halini biliyor musunuz? Ben yurt dışından bavul bavul kitap alıyorum, taşıyorum. Bu zahmeti neden vereyim? Üniversiteler sonra bu kitapları atacak. Galatasaray’da ayrı bir kütüphane kuruldu. Bir de baktık bazı kitaplar kayıp.” diye konuştu.
İlber Ortaylı daha önce kitaplarının bir bölümünü bağışladığı Galatasaray Üniversitesi’nin yangında büyük zarar görmesi ve kitapların önemli bir kısmının yok olmasından duyduğu üzüntüyü de aktardı.
Ortaylı, “ben kitaplarımı satmıyorum. Sizde kitaplarınızı iyi yerlere verin. Üniversitelerin ve Kültür Bakanlığı’nın kütüphaneleri kötü. İyi kütüphaneci de yok. İsterlerse beni mahkemeye versinler. Kitap toplamak hastalıktır. İyi bir hastalıktır. Üniversitelerde iyi kütüphaneler yok. Verdik, yandı... Kitap, kitabı koruyacak yerlere verilir. İstanbul’daki kütüphaneler iyi değil." ifadelerini kullandı.
Profesör Ortaylı Türkiye’deki eğitim sisteminin eksikliklerine de değindi. İlber Ortaylı, özel okullardan daha çok devlet okullarının önemli olduğuna dikkat çekti: Çok önemli kişilerim mezun olduğu özel okulları inkar etmiyorum ama özel okullar Türkiye’de asla mutlak bir seçenek olamaz. Devlet okulları olmak zorunda. Türkiye’de tebeşir parası gibi ihtiyaçlar için para isteniyor. Veren var veremeyen var. Okulların bahçeleri otopark yapılıyor. Derhal bunların düzeltilmesi gerekiyor.
Söyleşi sırasında bir katılımcının “Osmanlıca diye bir dil var mı?” sorusu üzerine İlber Ortaylı ezber bozan açıklamalar yaptı ve “Osmanlıca diye dil yok” dedi. Ortaylı, “Osmanlı diye bir millet de yok. Örneğin Cevdet Paşa ile bir okçunun konuşması aynı değildir. Bunun Osmanlıca ile bir ilgisi yok. Bu resmi bir dildir çünkü. Osmanlı diye bir millet olmaz, Türkiyeli diye bir şey de olmaz. Ben Türkiye’de doğmadım belki burada da ölmeyeceğim ama Türk’üm." dedi.