İletişim Başkanı Fahrettin Altun, son 20 yılda yaşanan değişime ve dönüşüme paralel olarak medyada da çoğulculuk ve çeşitliliğin arttığını belirterek, "Çünkü birilerinin tekeli kırıldı. Tekelin ortadan kalktığı bir ortamda elbette o tekelin sahipleri eski düzene ağıt yakmaya, eski düzene olan özlemlerini dile getirmeye devam ederler." ifadelerini kullandı.
Fahrettin Altun, İbn Haldun Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi işbirliğiyle online düzenlenen üniversite tercih etkinliği TercihFest'in açılışında yaptığı konuşmada medya alanında yaşanan çoğullaşmaya paralel olarak teknoloji ve dijitalleşmenin medya alanında da yeni imkanları beraberinde getirdiğini söyledi.
Medyanın, dijitalleşmenin en çok ve hızlı hissedildiği alanlar arasında başı çektiğine işaret eden Altun, medya alanında üretimin de tüketimin de bir dönüşümden geçtiğini anlattı.
Yeni medya araçlarının insan hayatındaki hacmi ve etkisini her geçen gün nasıl artırdığının görüldüğünü belirten Altun, şöyle konuştu: "Biz sosyal medyayı kullandıkça, onu tükettikçe hep birlikte bir sanal gerçeklik alanı inşa ediyoruz. Her birimiz onun içine giriyoruz. Dahası bu sanal gerçeklik alanı beraberinde adeta bir siber vatan üretiyor.Yetmiyor bir de siber kimlikler yaratıyor. Hepimizin sosyal dünyadaki gerçek kimliklerinin yanında belki siber alanda sanal kimlikleri var. Böylece sosyal medya ve dijital teknolojiler, hayatın kendisi haline dönüşürken, bir yandan da karşımıza siber kamusal alan dediğimiz bir gerçeklik çıkıyor.İşte bu noktada, siber kamusal alanda yer almak ve bu alan için içerik ve söylem geliştirmek hayati bir önem taşıyor. Siber süreçlere entegre olmak ve sosyal medyayı doğru ve etkin şekilde kullanmak artık bir lüks değil, bir zorunluluk halini almış durumda."
Fahrettin Altun, sosyal medyada üretilen içeriklerin zaman zaman gerçeği "tahrif ettiğini", "illüzyonlarla dolu bir sahne" çıkardığını ifade ederek, şöyle devam etti: "Sosyal medya merkezli enformasyonun kısa süre içinde çok geniş kitlelere yayılması ve sosyal medyanın anında geri bildirim alma imkanı sunması bir siber kuşatmayı da beraberinde getirebiliyor. Bu açıdan genelde yeni medyanın, özelde sosyal medyanın bilinçli ve uyanık iletişimcilere ihtiyacı olduğunu özellikle vurgulamak gerekir. Bilinçli, sahici bilginin peşinde koşan, hakikat aşığı genç iletişimcilere ihtiyacımız var."
Sosyal medyanın en büyük sorununun da "kaynağın güvenilirliği" olduğuna işaret eden Altun, sosyal medyada kullanıcıların birer tüketici olmanın ötesinde aynı zamanda içerik üreticileri olduğunu hatırlattı.
Fahrettin Altun, ülkede son 20 yılda yaşanan değişim ve dönüşüme paralel olarak medyada da çoğulculuk ve çeşitliliğin arttığını dile getirdi.
Bunu birilerinin çok ciddi sorun olarak gördüğünü kaydeden Altun, şöyle konuştu: "Çünkü birilerinin tekeli kırıldı. Tekelin ortadan kalktığı bir ortamda elbette o tekelin sahipleri eski düzene ağıt yakmaya, eski düzene olan özlemlerini dile getirmeye devam ederler. Yeni düzende ortaya çıkan bu çoğullaşmayı, bu genişlemeyi bir sorun olarak addederler. Bugün birilerinin yeni dönemin medya sistemine yönelik olarak yaptıkları eleştiriler, esasında böylesi bir geçmişe yönelik yakılan, o monopol düzenine yakılan ağıttan ibarettir."