Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun "Hakikat ötesi çağda siber vatanlarımızı dezenformasyonlardan, manipülasyonlardan, etki ajanlarından, siber sömürü ve işgallerden korumak durumundayız. Tam da bu gerekçeyle Türkiye Büyük Millet Meclisimiz, sosyal medyada vatandaşlarımızın kişilik haklarını koruyan, onları sistematik dezenformasyonlara karşı güçlendiren bir yasa yapmıştır. Bu yasayla sosyal medyada itibarsızlaştırma girişimlerinin önüne geçilmesi, vatandaşlarımızın yalan haberlerden, dezenformasyondan ve art niyetli aktörlerin algı operasyonlarından korunması hedeflenmektedir" dedi.
Uluslararası Stratejik İletişim Zirvesi'nde konuşan Altun, "Bu yıl zirvemizde 5 kıtadan ve 40 ülkeden yaklaşık 4 bin katılımcı ile 50'nin üzerinde panelisti ağırlıyoruz. Tecrübeleri, birikimleri ve iştirakleri ile zirvemize katkı sunacak tüm misafirlerimize can-ı gönülden şükranlarımı sunuyorum. Bu yıl Stratcom Zirvesinin temasını 'Belirsizlik Çağında Stratejik İletişim' olarak belirledik. Çünkü içinden geçtiğimiz bu çağda, küresel boyutta siyasetten ekonomiye, sağlıktan çevreye, nereye bakarsak bakalım, gördüğümüz başlıca gerçek, belirsizlik. Bugün tüm dünya çatışmalar, savaşlar, insani trajediler, terörizm, nükleer tehdit ya da gıda, enerji, hammadde, finans ve sağlık krizleri gibi birçok meydan okumayla karşı karşıya" diye konuştu.
Altun şu ifadeleri kullandı:
"Yaşadığımız belirsizlikler çağında devletler, hükümetler ve liderler küresel ve yerel ölçekte stratejik iletişim, ülke markalama, kamu diplomasisi gibi konularda pozitif iletişim kampanyaları yürütürken; dezenformasyon, kara propaganda, siber savaşlar ve hibrit tehditler gibi sınamalara karşı da mücadele vermek zorunda. Tüm bu belirsizlikler ve meydan okumalar karşısında diplomasi, savunma, güvenlik, iletişim, istihbarat ve teknoloji uzmanlarının iş birliği içinde hareket etmeleri elzemdir. Mikro ve makro ölçekte, yerelden küresele insanlık onurunu, hak ve adaleti, hakikati merkeze alan küresel bir stratejik iletişim anlayışının gerekliliği daha fazla hissedilmektedir. Bizlerin, yani kamusal iletişim ve stratejik iletişim alanlarında politika belirleyicilerin buna en güzel cevabı, hiç kuşkusuz hakikat odaklı iletişim anlayışından zerre taviz vermemek olacaktır. Küresel belirsizlikler çağında Türkiye, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde istikrarlaştırıcı bir güç haline gelmiştir. Türkiye bir bölgesel güç ve bir küresel oyuncu olarak sadece istikrarlı bir ülke olmayı hedeflememekte, aynı zamanda çevresini istikrarlaştırıcı bir güç olarak aktif bir dış politika performansı ortaya koymaktadır. Bunun en son örneği, Sayın Cumhurbaşkanımızın Rusya-Ukrayna savaşı sürecinde hayata geçirdiği barış diplomasisidir. Rusya-Ukrayna savaşındaki arabuluculuk çabalarımızla sağlanan tahıl koridoru anlaşması, tüm dünyanın karşı karşıya kaldığı gıda krizinin çözümüne katkı sunan hayati bir adım olmuştur. Uluslararası sorunların çözümü için inisiyatif almaktan çekinmeyen Türkiye, izlediği ilkeli dış politikanın yanı sıra cumhurbaşkanımızın lider diplomasisiyle sağladığı güven neticesinde, küresel barış ve istikrar için merkez ülke konumuna gelmiştir.
Türkiye'nin 'Daha Adil Bir Dünya Mümkün' mottosuyla yürüttüğü hakikat mücadelesini iletişim boyutunda sürdürmeye gayret ediyoruz. Türkiye İletişim Modeli; Ülke markasını güçlendirmeye dayalı stratejik iletişim. Dünyada öne çıkan kamu diplomasisi. Ulusal ve uluslararası medya ile yakın ilişkiler. Kurumlar arası söylem birliği ve koordinasyon. Hızlı ve etkin kriz yönetimi. Aktif devlet-millet iletişimi. Dezenformasyonla mücadele başta olmak üzere, çok boyutlu ve güçlü bir altyapı üzerine inşa edilmiş durumdadır. Ayrıca alanında yetkinlikleri üst düzeyde olan uzmanlarımızın gerçekleştirdiği doğrulama ve OSINT faaliyetleri noktasında da ciddi bir kapasite geliştirmiş durumdayız. Yine bu bağlamda dezenformasyonla mücadele faaliyetlerimizin kapsamını yakın zamanda kurduğumuz yeni bir merkezle birlikte genişlettiğimiz bilgisini de sizlerle paylaşmak istiyorum. Dezenformasyonla Mücadele Merkezimiz ülkemize, kurumlarımıza, vatandaşlarımıza karşı yürütülen sistematik dezenformasyon kampanyalarına karşı hızlı bir doğrulama ve etkin bir bilgilendirme aracı olarak faaliyetlerini sürdürmektedir. Elbette, Türkiye İletişim Modelimizi, geliştirdiğimiz kapasite ve tecrübeyi, tüm dostlarımızla paylaşmaya hazırız.
Hakikat ötesi çağda siber vatanlarımızı dezenformasyonlardan, manipülasyonlardan, etki ajanlarından, siber sömürü ve işgallerden korumak durumundayız. Tam da bu matik dezenformasyonlara karşı güçlendiren bir yasa yapmıştır. Bu yasayla sosyal medyada itibarsızlaştırma girişimgerekçeyle Türkiye Büyük Millet Meclisimiz, sosyal medyada vatandaşlarımızın kişilik haklarını koruyan, onları sistelerinin önüne geçilmesi, vatandaşlarımızın yalan haberlerden, dezenformasyondan ve art niyetli aktörlerin algı operasyonlarından korunması hedeflenmektedir. Öyle inanıyoruz ki bu yasal düzenleme, hakikatin her şeyi kuşattığı bir düzenin ve daha temiz bir iletişim ortamının inşasına katkıda bulunacaktır" (DHA)