'Bir oyuncu dublaj da yapabilmeli, sunuculuk da' diyen Zuhal Topal, 'İzdivaç' programını sunmaktan çok keyif aldığını söylüyor. Yayına başladığı ilk gün başına gelen canlı yayın kazası hakkında çok da konuşmak istemeyen Zuhal Topal, 'böyle bir şey olmasını istemezdim, ilk programın nazarıdır' diyor.İlginç bir evlilik teklifi almışsınız, bunu sizden dinlesek...Bir akşam Korhan'a oturmaya gittiğimde 'ilginç bir mail geldi, okur musun' deyip içeri geçti. Okudukça 'Seninle bir ömür geçirmek isterim' diye başlayan bu mailin bana yazılmış olduğunu anladım. Duygularını çok hoş sözlerle ifade eden bir yazıydı. O kadar güzel şeyler yazmıştı ki okurken ağlamaya başlamıştım. Meğer bu esnada haberim olmadan kurduğu kamerayla da beni çekiyormuş! Mektubun sonuna doğru ben şoka girmiş bir haldeyken elinde bir yüzükle yanıma geldi ve evlenme teklif etti. Hoş bir teklif olmuştu. Sonra da kameraya çekilen görüntülerimi seyretmiştik.Evlilikte keramet vardır derler, evliliğin size uğur getirdiğini düşünüyor musunuz?İnsanların uğuruna, bereketine ve ayağının tozuyla getirdiği hayra çok inanırım. Hayatınızda bir yolun açıldığını hissedersiniz ya; Korhan'la birlikte onu gördüm. Ailemle aram çok iyidir ve sevdiklerime çok düşkünümdür, işlerim de fena değildir. Hayatımdaki tek eksik aşktı ve açıkçası pek de umudum yoktu. Karşıma istediğim gibi biri çıkmadığı için artık evlenemem diye düşünüyordum. 'Bu gidişle hayatımda aşk da olmaz, varsın olmasın' derken karşıma Korhan çıktı. Evliliğe de sıcak bakmadığım bir dönemdi ve o benim bütün fikirlerimi değiştirdi. Hayatımda manevi olarak da bir boşluk doldu ve başka bir sayfa açıldı. Bunun verdiği iç huzur ve mutluluk sanırım iş hayatıma da yansıdı.Sizin gibi yeni evlenmiş, mutlu çiftlere 'evlilik aşkı öldürüyor mu' diye de sorulmaz şimdi...(Kahkahalar)... Rahmetli dedemle babaannem de birbirlerinin ağzının içine bakıp çocuk gibi birbirlerini beslerlerdi. Evliliğin aşkı öldürdüğüne inanmıyorum, eğer doğru insanı bulduysanız bilakis pekiştiriyor. Evlilik zor bir şey, istediğiniz kadar aşık olup sevin, aynı eve girdikten sonra her şey değişiyor. Apayrı kültürden gelmiş iki insanı aynı eve koyuyorsunuz, bu çok da kolay değil. Bütün ilişkilerde samimiyetle laubaliliği ayırmak gerekiyor. Tamam, karı-kocasın, aynı evi paylaşıyorsun ama kadınlar eşlerinin yanında kaşını, bıyığını da almasın. Tabii erkekler de saç-sakal bir yerde olmayıp biraz özen göstersinler kendilerine.İşte bu hayatımın erkeği demiştim... Evlilik hayali kuran kızlardan mıydınız?Evlenmeyeceğim derdim. Tam bir cadalozdum anlayacağınız. Gitarım kolumda, rock müzikler dinleyen, konserlere giden gözü kara bir kızdım. Sonra da erken yaşta çalışmaya başladım. Özgürüm, kendi paramı kazanıyorum ne diye evleneyim diyordum. Bu düşüncelerimi değiştirecek biri de çıkmamıştı karşıma.Genç kızken talipleriniz çok muydu?(Kahkahalar)... Korhan da yanımızda şimdi ama valla popüler bir insandım diyebilirim. Burada da durum biraz sakat oldu ama (Gülüyor)... Beğenen çok olurdu ve haber gönderirlerdi. Aslında biraz 'Erkek Fatma'ydım. Kız arkadaşımdan çok erkek arkadaşım vardı, en çok onlarla kankiydim. Kimseye yüz vermezdim ama taliplerim yok muydu? Vardı vallahi, ne yalan söyleyeyim.Müziğe de merakınız varmış keşke bir müzisyenle evlensem der miydiniz?Öyle bir hayalim olmadığı için aklıma gelmemişti. Sadece evleneceğim kişinin oyuncu olmasını istemiyordum. Ama öyle bir adam ki, ne iş yaparsa yapsın onun için 'işte bu hayatımın erkeği' demiştim.Canlı yayında ağızdan bir şeyler kaçabiliyor! 'İzdivaç' programını keşke ben sunsaydım diye içinizden geçiyor muydunuz?Böyle bir düşüncem yoktu. Değişik kanallardan çok farklı formatlar da teklif edilmişti ama bana uyan bir format olduğunu düşündüğüm için bu teklifi değerlendirdim. İki taraf da ince eleyip sık dokudu. İyi de oldu. Bu programda çok mutluyum ve çok eğleniyorum.'Papatyam' dizisinde İzdivaç programını sunan birini canlandırmanızın bunda payı var mıdır?Bu da etkili olmuş tabii. Sadece yapımcıların değil bütün izleyicilerin de dikkatini çekmiş. Benim o yönümü çok görmedikleri için yapımcılar beğenmiş. O dizide yaptığım taklit bu yönümü parlatmış oldu.Canlı yayın kazaları için ne söylemek istersiniz...İnsanlar tabii ki heyecanlanıyor, ister istemez ağızdan bir şeyler kaçabiliyor. Ama hemen onu telafi edebiliyoruz. Canlı yayın olunca hemen toparlamak gerekiyor.İlk programınızda yaşanan canlı yayın kazası için 'niye benim başıma geliyor' diye düşündünüz mü?Aslında bu konulara girmesek iyi olur ama canlı yayın kazasıdır, olabilir. Daha önce de bir sürü kişinin başına geldi. İlk programda böyle bir şey olmasını hiç istemezdim ama oldu. İlk yayın şanssızlığı, nazarıdır ve bir daha da olmasın diyelim.Programınıza ilginç kişiler konuk oluyor, mesela bugün biri Sema Çelebi'ye aşkını itiraf etti...Daha yeniyim ama gelenler içinde enteresan birileri çıkıyor. Sözünü ettiğiniz 80 yaşında bir beydi. Konuklarım çok tatlı ve beni çok şaşırtıyorlar... Gelenlerin hepsi de evlenmek istiyor yani hayat arkadaşı arıyorlar.Aşktan ziyade karşı tarafa 'paran, emekli maaşın var mı' diye soruyorlar...Bu durum yaşa göre değişiyor. 50-60 yaş üstü insanlar 'artık sınırlı ömrüm var, bu saatten sonra can yoldaşı' bulayım diyor. Daha genç biri tutkulu bir aşk arayabilir ama herkesin şartına, durumuna göre beklentisi oluyor.Müjde Ar iyi oyuncudur Bir söyleşide 'güzelliğim yüzünden rolü kaçırdım' demişsiniz, benim bildiğim güzellik bu işlerde pek başa bela olmaz ama...Zeki Demirkubuz'la bir rol için görüşmüştük beni o rol için fazla güzel bulmuştu çünkü o daha çok sarı benizli ve silik bir tip aradığını söylemişti. Bir röportajda da bunu anlatıp rolün gitmesine üzüldüğümü söylemiştim, röportajı yapan arkadaş da bu sözümü 'cazibem sinemaya fazla geldi' diye yazmış. İşin aslı budur. Öyle bir şey demedim, demem de.'Geniş Aile' dizisinde canlandırdığınız karakterin Müjde Ar'a benzetilmesini nasıl yorumluyorsunuz?Oynadığım karakter mahallenin Fahriye Ablası gibi; hani bütün gençlerin gönlünü çelmiş, delikanlı, dürüst bir kız. Sanırım Müjde Hanım da zamanında böyle roller oynadığı için benzettiler. Müjde Ar da iyi bir oyuncudur ve ben de beğenirim.Akşam