CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner, MİT Müşteşarı Hakan Fidan'a bir mektup yazarak, 12 Eylül'ün 'sembol kayıplarından' Cemil Kırbayır'a ilişkin arşivdeki tüm belge ve duyumları savcılık ve kayıp yakınlarıyla paylaşmaya çağırdı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Denizli Milletvekili İlhan Cihaner, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müşteşarı Hakan Fidan’a bir mektup yazarak, 12 Eylül ’ün ‘sembol kayıplarından’ Cemil Kırbayır ile aynı yıl Kars’ta işkencede öldürülerek cesedi yok edilen Mahmut Kaya ile hayatını kaybeden Turan Sağlam ve Oruç Korkmaz’a ilişkin arşivindeki tüm belge ve duyumları savcılıkla ve kayıp yakınlarıyla paylaşmaya çağırdı.
Cihaner, mektubunda, “Bu çağrım; Berfo Ana'nın anısına, çocuklarının kemiklerine bile razı olan, yaşamlarını bir mezar ararken tüketen, tüm kayıp yakınları ve insanlık için bir borç ödeme çağrısı olduğu kadar, 12 Eylül dönemi için sembolik bir 'özür' çağrısıdır” dedi.
İsmail Saymaz’ın Radikal’deki haberine göre, İlhan Cihaner tarafından MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a yazılan mektupta; Cemil Kırbayır’ın 8 Ekim 1980’de Kars’ta işkence sırasında öldürülerek kaybedildiğini, annesi Berfo’nun Kırbayır’ın öldüğü tarihe kadar oğlunun bir gün döneceğini umarak kapısını hiç kilitlemediğini anlattı. Cihaner, “TBMM de kurulan komisyonun başkanı Zafer Üskül’ün ‘İşkencede öldü’ açıklamasından sonra tek beklentisi, oğlunun mezarı ve kemiklerinin bulunmasıydı. Son dileği oğlunun yanına gömülmekti. Ancak gerçekleşemedi” diye yazdı.
Cihaner, mektubunda, Kırbayır’ın akıbetine ilişkin TBMM bünyesinde kurulan komisyonda ifadeleri alınan polislerin; “Sorgu yaptığımız Dede Korkut Eğitim Enstütüsü, MİT’in sorumluluğundaydı” dediğini anlattı. Belgeler ışığında Kırbayır’ın cesedinin MİT binasının bahçesinde yakıldığı ya da bilinmeyen bir yere gömüldüğü yolunda şüpheler oluştuğunu vurguladı. Kars Cumhuriyet Başsavcılığı’nda halen bu suçun soruşturulduğunu vurgulayan Cihaner; müşteşarlığın izniyle dönemin MİT görevlileri Zeki Tunçkollu ve Engin Yenilmez’in de şüpheliler arasında olduğunu ifade etti. Cihaner, mektubunda, “ Resmi görüşün firar iddiası doğru olsa bile, MİT mensuplarının da adının karışmış olması ve sorguya gözlemci olarak katılmış olmaları, MİT'in ‘ilgi alanında’ olduğu anlaşılan bu olayla ilgili olarak çok daha fazla bilgiye sahip olduğunu düşündürmektedir” dedi.
Kars’ta 1980 yılında Kırbayır dışında Mahmut Kaya adlı bir gencin de işkencede öldürülerek cesedinin yok edildiğini, Turan Sağlam ve Oruç Korkmaz’ın ise işkencede öldürüldüğünü belirten Cihaner, MİT’i elindeki bilgileri hem savcılığa hem de kayıp yakınlarına açıklamaya davet etti. Cihaner, mektubunda şu ifadeleri kullandı:
“MİT’in elindeki bilgileri, suç soruşturmasında kullanılması tartışmalı olsa da, istisnai durumlarda yargı mercileriyle paylaştığı bilinmektedir. Bu çerçevede, sizin şahsınızda Müsteşarlığınızı, 12 Eylül sonrasında Kars'ta -tercihen tüm ülkede- meydana gelen işkence ve kayıp olayları ile ilgi tüm arşiv bilgilerini hiçbir filtreye tabi tutmaksızın Kars Başsavcılığı ve kayıp yakınları ile paylaşmaya davet ediyorum. Bu bilgilerin özellikle kaybedilenlerin gömüldükleri yerin/akıbetlerinin aydınlatılmasında faydalı olacağı tartışmasızdır. Bir istihbarat örgütü ancak yurttaşlarının yararına davranırsa milli sıfatını hak eder. Bu çağrım; Berfo Ana'nın anısına, çocuklarının kemiklerine bile razı olan, yaşamlarını bir mezar ararken tüketen, tüm kayıp yakınları ve insanlık için bir borç ödeme çağrısı olduğu kadar, 12 Eylül dönemi için sembolik bir “özür” çağrısıdır. Bir adalet çağrısıdır.”