Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a suikast iddialarıyla başlayan ve takipsizlikle sonuçlanan 'Kozmik Oda' soruşturmasının 19 Aralık 2009-11 Şubat 2010 arasındaki trafiği ile ilgili yeni bir açıklama yaptı. Başbuğ, Hürriyet’ten İpek Özbey’e verdiği röportajda “Bugün olsa yine Kozmik Oda’yı açardım” sözlerinin maksadını aştığını söylerken “O cümleyi geri alıyorum” dedi.
İlker Başbuğ, 11 Şubat 2019’da Hürriyet’ten İpek Özbey’e verdiği röportajda Kozmik Oda’da Ahmet Taner Kışlalı, Necip Hablemitoğlu ve Uğur Mumcu suikastlarıyla ilgili bilgi arandığını söylemişti. Başbuğ, odanın aranmasına izin vermemesi durumunda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) bu suikastlardan sorumlu tutulacağını ifade ederek “Biz bu iddiaların çürütülmesinin gerekli olduğu kanaatine vardık. İddialar çok vahimdi. Ciddiye almadan aratmamak olabilir miydi, olabilirdi. Ama iddiaların daha güçlenerek, bugün değil ama yarın Silahlı Kuvvetler’in karşısına getirilmeyeceğinin garantisi var mı? Bu iddianın ortadan kaldırılması bizim için hayatiydi” demişti.
17 Şubat’ta Halk TV’de gazeteciler Fikret Bila ile Şaban Sevinç’in sorularını yanıtlayan Başbuğ, Kozmik Oda tartışmasına son noktayı koyduğunu söyledi.
“İfadesinin maksadını aştığını söyleyen” Başbuğ’un Kozmik Oda hakkındaki açıklamaları şöyle:
17 Aralık 2009. Trabzon'da yaptığımız konuşma var. Bu Kozmik Oda olayı, 2 gün sonra olmuştur. O konuşmaya söylediğimiz hususlara karşı hamledir. 19 Aralık 2009'da ne oldu? Ankara'da görevli bir albay ve binbaşı durduruldu, arandı savcı tarafından. Bir ihbar üzerine; ihbar nereden geldi? ABD'den. Savcı ne yaptı? Sadece albay ve binbaşıyı aradı, bir de bunların konutlarında arama yaptılar. Buradan 8 gün sonraya atlıyoruz. 25 Aralık 2009. Ankara'daki bu konuya bakan cumhuriyet savcısı, basın, medya Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı'na geldi arama için. Elinde bir mahkeme kararı var. Orada normal evrakların olduğu yere baktı, bir de gizli, yani Kozmik Oda dediğimiz yere, orayı aramak istedi. "Dur" denildi. Neden? Çünkü yasal olarak hakkı yok. Soruşturma safhasında savcı ve hakimin hakkı yok oraya girmeye. Cumhuriyet savcısı "8 kişiyi gözaltına alacağım" diyor. Biz başbakan ile görüştük, bu savcı 8 kişiyi gözaltına almak istiyor dedik, vermiyoruz dedik. Bu 8 asker ne ile suçlanıyor, bize bildirsin bu savcı dedik. "Bülent Arınç'a suikast" dediler...
Genelkurmay olarak Kozmik Oda'ya girilmesinin doğru olmadığını söyledik. Siz bunu soruşturma safhasında yapamazsınız dedik. Mahkeme reddetti. Kadir Kayan diye bir hakim görevlendirildi Kozmik Oda'ya girmek için. 26 Aralık gecesi geldi, Genelkurmay'a çağırdık. Yasal değil, biz sizi sokamayız oraya dedik. Kadir Kayan'a "Bu konuyu yarın sayın başbakana götüreceğiz" dedik. Olay, AKP ile de bağlantılı, Bülent Arınç'tan dolayı. Biz Başbakanlık'tan görüşme talebi istedik, taleplerimize de her zaman anında cevap verildi. Gittik, Koşener de vardı. Biz orada kendilerine şunu söyledik: Bir, bu şekildeki arama yasal değil, kovuşturmada olabilir, soruşturmada değil. İki, bu arama yapıldığı halde Türkiye harbe girerse kullanacağımız vatandaşlarımızın isimleri var. Bu isimlerin görülmesini bile kabul edemeyiz. Sonuçta denildi ki "Aramaya müsaade edilmesi gerekir." Buradaki karar, siyasi irade tarafından verildi. Arama başladı, akabinde biz tekrar askeri mahkemeye müracat ettik, arama sürerken. Mahkeme, "Hakim inceleme değil, arama yapacak. Bu komployla ilgili herhangi bir delil var mı diye arayacak" dedi. Yasanın etrafından dolanma olayı var. Ankara'da işlenen cinayetleri arıyorlar. Ahmet Taner Kışlalı, Necip Hablemitoğlu, Uğur Mumcu, Danıştay... Çok aşağılıkça bir suçlama. "Arama" demek bunları üzerimize almak gibi... Bu arama 20 Ocak 2010'da tamamlandı. Kadir Kayan oradan ne bir belge, ne bir kağıt parçası dışarı çıkartmamıştır.
Sonuç şu: Bir, Kozmik Oda'nın aranması, yasaya aykırıdır. Bu yasanın aykırı olayın icra edilmesinin mahsurları siyasi iradedir. Aramanın yapılması talimatı siyasi irade tarafından bize verilmiştir. İki, bu konuyla ilgili benim söyleyeceklerim bu kitaptır (Ergenekon'dan Çıkış). Bu kitaptan sonra verdiğim bazı söyleşiler oldu. Diyorum ki "Kozmik Oda'yı bugün olsa yine açardım" gibi bir ifadem var.
Bu cümle, maksadını açan bir cümledir. İki, bu Kozmik Oda olayındaki davranışlarımızla çelişmektedir. İnsan, bazen söyleşilerde maksadını açan ifadeler kullanıyor. "Kozmik Oda'yı bugün yine açardım" dediğiniz zaman bu mücadeleyi vermemiş olmanız gerekir. Olmaz böyle bir şey. Dediğim gibi yasaya aykırı olan bir olaya direniyoruz, mücadele ediyoruz... Açacak olsam direnmezdim. Bugün olsa yine açardım, maksadını aştı. O cümleyi geri alıyorum. Yaptıklarımızla bu cümle çelişkide. (Arama izni vererek) TSK kendi üzerine atılmak istenen iftiralardan kurtulmuştur, bu bir sonuçtur."