İmam nikahına AİHM'den ret

İmam nikahına AİHM'den ret

T24 - Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, şehit korucunun imam nikahlı eşinin dul maaşı talebini, 'Devlet, dini nikahı tanımak zorunda değil' diyerek reddetti.

Arife Tekin, korucu olan eşi Hüseyin Altun ile kaçarak, imam nikâhıyla evlendi. Altun, 21 Ocak 1994’te 11’i çocuk 21 kişinin ölümüyle sonuçlanan terör saldırısında hayatını kaybetti. Tekin ise 25 yaşında en küçüğü 20 günlük, en büyüğü 6 yaşında üç çocukla dul kaldı. Eşinin maaşını alabilmek için çocuklarını nüfusa kaydettirdi.

Sonradan yapılan nüfus kaydı ve açılan davanın sonucunda çocuklarına maaş bağlatabildi. Arife Tekin, imam nikâhıyla evli olması nedeniyle ne banka tarafından tanındı ne de maaş alabildi.

Bakırköy 1. Sulh Hukuk Mahkemesi, 1996’da anne Tekin’i öz çocuklarına vasi tayin etti. 2000 yılında çalışamaz duruma gelince, resmi nikâhlı sayılarak dul maaşı bağlanması için mahkemeye başvurdu. Emekli Sandığı, resmi nikâh olmadan maaş bağlanamayacağını bildirdi. Mahkeme talebi reddetti, Yargıtay da kararı onadı.

Tekin avukatı kanalıyla AİHM’ye başvurdu. AİHM, 26 Şubat 2011’de, “Devlet otoritesinin, dini nikâhı tanımaya mecbur olmadığına” hükmetti ancak “dava sürecinin gereksiz yere uzatılıp uzatılmadığı konusunun ayrıca incelenip değerlendirileceğini” bildirdi. AİHM, “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin aile hayatına saygıya ilişkin 8’nci Maddesi’nin, devlete, dini nikâhı tanıma zorunluluğunu empoze ettiği şeklinde yorumlanamayacağına” dikkat çekti. AİHM kararının ulaştığı Tekin ise “İmam nikâhıyla evlenmek suç ise devletin bunda suçu yok mu?” diye tepki gösterdi.

‘Devlet, çok eşliliği kabul etmiş olur'

Haberturk'ün haberine göre, AİHM eski yargıcı ve CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen konunun hukuki boyutunu şöyle değerlendirdi: “Türkiye’de daha önce açılan Şerife Yiğit davasında da benzer karar verilmişti. İnsani açıdan değerlendirir, özel koşulları göz önünde bulundurursanız elbette ki bir mağduriyet söz konusu ama hukuk objektif statülere dayanır, kurallar, kanunlarla işler. AİHM’nin bu davayı kabul etmesi için devletin, ‘Ben çok eşliliği kabul ediyorum’ demesi gerekiyor. Ama devletin kusuru yokmu açısından bakarsak, evet devletin pozitif sorumluluğu varki o da aile hayatını sağlama sorumluluğudur.”