'İmamın Ordusu kitabı paralel devleti anlatıyor'

'İmamın Ordusu kitabı paralel devleti anlatıyor'

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosu Savcısı Tekin Küçük, Eski İstihbarat Daire Başkanı Ömer Altıparmak’ın da aralarında bulunduğu 18 polis hakkındaki iddianamedi “İmamın Ordusu” kitabının paralel devleti anlattığını belirtti.  Savcı Tekin Küçük, eski İstihbarat Daire Başkanı Ömer Altıparmak, polis şefleri Lokman Kırcılı, Hasan Ali Okan, 22 Temmuz’da İstanbul’da gözaltına alınan ve halen tutuklu olan Erol Demirhan’ın da aralarında bulunduğu 18 kişi ilgili hazırladığı iddianamede, Altıparmak’ı “örgüt liderliği” ile suçladı. İddianamede, İstihbarat Daire Başkanlığı bünyesinde yapılan bazı dinlemeler “paralel devlet faaliyeti” olarak tanımlandı. Altıparmak’ın hiçbir belgede imzası olmadığını belirten Savcı, yönetildiği örgüt liderliği suçlamasının konumu gereği Altıparmak’tan habersiz bu tür işlemlerin mümkün olmamasına dayandırdı. Örgütün kurucusunun da Altıparmak olduğunu iddianamede ifade etti.

Örgüt kurmak ve yönetmek ile casuslukla suçlanan Ömer Altıparmak hakkında, 100 yıldan 273 yıla kadar hapis cezası istendi. Şüphelilere yöneltilen casusluk suçlaması, “Güdümlü mermiler projesi” TÜBİTAK görevlilerinin dinlenilmesine dayandırıldı. Soruşturmanın İçişleri Bakanlığı müfettişlerince yapılan suç duyurusu ile başladığının anlatıldığı 29 sayfalık iddianamede, Gazeteci Ahmet Şık’ın yazdığı “İmamın Ordusu” isimli kitabın paralel devleti anlattığı ileri sürüldü. İddianamede, söz konusu tespit özetle şöyle anlatıldı: “Paralel Devlet Yapılanmasının Emniyet Teşkilatı içindeki faaliyetleriyle ilgili olarak 'İmamın Ordusu' isimli kitabı yazdığı sırada Oda TV soruşturması kapsamında tutuklanan gazeteci Ahmet Şık'ın eşi Yonca Şık hakkında yeterli şüphe bulunmamasına, dinlenilmesine esas gösterilen örgütlerle irtibatlı olmamasına ve düzenlenen bilgi notlarında da adı geçmemesine karşın, PKK güdümünde faaliyet gösteren bazı kişilerle irtibatlı olduğu gerekçesiyle usulsüz biçimde 7 kez 3'er aylık süre ile dinleme kararı alındığı…”

Eski emniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın “Haliç'te Yaşayan Simonlar” isimli kitabı için de “Paralel Devlet Yapılanmasının Emniyet Teşkilatı içindeki faaliyetleriyle ilgili olarak yazılan kitap” tanımlaması yapıldı. Avcı'nın kitabı yazmasından kısa bir süre sonra Devrimci Karargah Örgütü soruşturması kapsamında tutuklandığı, avukatı Refik Ali Uçarcı'nın da hakkında yeterli şüphe olmamasına karşın, ihaleye fesat karıştırma iddiasıyla usulsüz biçimde 1 kez 3 aylık süre dinlenildiği belirtildi. İddianamede sanık olarak sıralanan polislere ayrıca, Hava Kuvvetleri Komutanlığı (HKK), TÜBİTAK ve BİLGEM'in ortak yürüttüğü “Güdümlü Mermilere Karşı Savunma Projesi'nde (GMKS-2)” çalışan görevlileri, ihaleye fesat karıştırdıkları iddiasıyla dinlendiği ifade edilirken, dinlenen görevlilerin ihale aşamasında yer alan isimler olmadığına dikkat çekildi. İddianamede, GMKS-2 projesnde yer alan görevlilerin “casusluk” amacıyla “içeriği sahte resmi belgeler” üretilerek yasadışı bir biçimde 1 kez 3'er aylık süre ile dinlemeye alındıkları kaydedilerek, bu dinlemeleri askeri casusluk amacıyla yaptıkları öne sürüldü.

 

Kılıçdaroğlu’nun danışmanları dinlendi

 

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun danışmanları Ali Kılıç ve Recep Cengiz'in, DHKP-C üyesi kişilerle irtibatlı oldukları gerekçesiyle yasadışı biçimde dinlendiklerinin öne sürüldüğü iddianamede, Kılıç ve Cengiz'in 1'er kez 3'er aylık süreyle dinlemeye alındıkları anlatılırken şöyle denildi: “CHP Milletvekili Mehmet Haberal'ın oğlu Erkan Bülent Haberal ile MHP Genel Sekreter Yardımcısıyken 2011 Genel Seçimleri öncesinde bazı parti yöneticileri ile birlikte maruz kaldığı kaset komplosu sonucunda milletvekilliği adaylığından çekilmek zorunda kalan Mehmet Taytak'ın, haklarında yeterli şüphenin bulunmamasına, dinlenmesine esas olan örgütlerle irtibatları olmamasına karşın, Türk Kürt çatışması çıkarmaya yönelik eylem ve faaliyetlerin önlenmesi gerekçesiyle usulsüz biçimde 2'şer kez 3'er aylık süre ile hukuka aykırı bir şekilde iletişimlerinin tespitinin sağlandığı.”

 

Paralel devletin hedefi olan kişiler dinlendi

 

İddianamenin sonuç kısmında, yer alan değerlendirmede dinlene kişilerin paralel devletin hedefine koydukları isimler olduğu ifade edildi: “şüphelilerin devlet hiyerarşisinin dışına çıkarak, İDB içersindeki bir suç örgütünün amaçları doğrultusunda ve devletin imkanlarını kullanarak faaliyet gösterdikleri, örgütlü bir şekilde hareket ederek gerçekçi bir sebebe dayanmadan mağdur ve müştekilerin iletişimlerinin tespiti için içeriği itibarıyla sahte olan resmi belgeleri düzenleyerek, bu belgelerle talepte bulundukları mahkemeleri yanılttıkları, hedef aldıkları kişilerin dinlenmesine kendi aralarında karar verdikleri, böylece paralel devlet yapılanmasının hedefi haline gelen kişilerin yakınlarının ve avukatlarının iletişimlerini tespit ederek, hukuka aykırı olarak kişisel verilerini kaydettikleri, haberleşmelerinin ve özel hayatlarının gizliliğini ihlal ettikleri…”

“Haberleşmenin Gizliliğini İhlal, Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Etmek, Kamu Görevlisinin Resmi Belgede Sahteciliği, Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurmak, Devletin Gizli Kalması Gereken Belgelerini Casusluk Amacıyla Temin Etmek, Hukuka Aykırı Olarak Kişisel Verileri Kaydetmek” ile suçlanan Altıparmak hakkında her bir eylem için ayrı ayrı hapis cezası istenen iddianamenin kabul edilmesi durumunda Altıparmak, 100 yıldan 273 yıl 7 ay 15 güne kadar hapis cezası ile yargılanacak. Diğer şüpheliler için de örgüt üyeliği ve benzer suçlamalardan rekor hapis cezası talep edildi.