İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Alevi vatandaşların Muharrem matemi lokmasına ortak oldu. Cemevlerinin ibadethane olduğunu söyleyen İmamoğlu, “Alevi vatandaşlarımızın en candan, en birinci hakkı olan ibadetlerini yaptıkları ibadethanelerimizdir. Başka hiçbir tanıma ve tarife muhtaç, asla değildir” dedi.
Ekrem İmamoğlu, Muharrem orucunun 5’inci gününde, Tuzla’daki Aydınlı Hakev Vakfı Cemevi’nde Alevi vatandaşlarla bir araya geldi. Muharrem matemi lokması, Alevi Dedesi Hüseyin Tepe’nin duasıyla dağıtıldı.
Vatandaşların lokmasını paylaşan İmamoğlu, yaptığı konuşmada, matem aylarının insanlık açısından önemli dersler barındırdığını belirtti. Alevi vatandaşların, tarih içinde uğradıkları zulümlere rağmen, benzer duygular beslememelerinin önemine dikkat çeken İmamoğlu, “Bütün kötülüklere, bütün sıkıntılı hallere rağmen, içimdeki umudu besleyen damarın bu olduğunu itiraf etmeliyim. Bütün sıkıntılı anlardan ders çıkarıp, mutlaka insanların ve yaşayan her canlının iyiliğine dönük mücadeleyle aslında insanoğlunun hak ettiği bir ortamı var etme mücadelesinden vazgeçmemek duygusu. Ben, Muharrem ayında bu hissettiğim duyguyu sizlerle paylaşmak istedim” dedi.
Cemevlerinin ibadethane olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “Alevi vatandaşlarımızın en candan, en birinci hakkı olan ibadetlerini yaptıkları ibadethanelerimizdir. Başka hiçbir tanıma ve tarife muhtaç, asla değildir. O bakımdan İBB olarak, kurumsal anlamda üzerimize hangi vazife düşüyorsa, bu güzel kentimizde yaşayan milyonlarca Alevi vatandaşımızın her türlü inancına dair hizmetlerimizi sonuna kadar yapmakla yükümlüyüz” diye konuştu.
Son dönemde yaşanan yangın ve sel felaketlerine de değinen İmamoğlu, çok sayıda vatandaşımızı kaybetmekten dolayı duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Yaşanan sürece “yangın, sel, doğa felaketi” demenin kolaycılık olacağını vurgulayan İmamoğlu, “Üzerimize bunu vazife edinmezsek, buradan ders çıkartmazsak dua ederiz, ‘Allah beterinden korusun’ diye; ama beterinin bizi bulması çok kolay olur, sadece dua edersek. Çünkü Yaradan bize akıl vermiş” dedi.
Dünyanın en derin probleminin iklim değişikliği ve küresel ısınma olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, “Yaşadıklarımız, aslında doğaya verilen zararın karşılığı olarak, doğanın dengesini bozan insanoğlunun hayatını zorlaştıran olaylar. Bu yönüyle biz ve bizim gibi yöneticiler, ülkemizin neresinde olursa olsun, insanlarımızın hayatlarını kolaylaştıran, doğayı koruyan, insanlarımızın eşit bir biçimde yaşamlarının sağlanmasına fırsat tanıyan işler yapmak zorundadır” diye konuştu.
Bu kapsamda insanların ortak masalarda, ortak akılla çözüm üretmesi gerektiğine vurgu yapan İmamoğlu, şunları söyledi:
“Kibirden uzak, ‘sadece ben bilirim’ anlayışından uzak, aklıselim, hangi konunun uzmanı varsa o insanların aklına başvuran bir yönetim anlayışı, bu tür durumların olmamasına dönük tedbirler alır. Hem İstanbul’un hem bütün şehirlerimizin hem de ülkemizin bu tür bir anlayışa sahip yönetimlerle ve yöneticilerle buluşması için de dua ediyorum. Çünkü önümüzdeki yıllar bu şekilde yaşadığımız coğrafyaya, alanlara, ormanına, suyuna, denizine, havasına zarar vermeye devam edersek ne yazık ki bizleri daha kötü vakalar, daha kötü olaylar beklemektedir. Bize emanet edilen bu toprakları hep beraber korumayı, birinci vazife olarak kabul etmeliyiz.”