İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, pek çok tiyatro sanatçısının yetişmiş olduğu Muammer Karaca Tiyatrosu'nun aslına uygun olarak yenileneceğini duyurdu.
Ekrem İmamoğlu, tiyatronunun yenileneceğini sosyal medya hesabından duyurdu:
"Muammer Karaca Tiyatrosu İBB uhdesinde aslına uygun olarak yenilenecek, Beyoğlu’nun kültür ve sanat dolu günlerine geri dönmesi adına bu süreci yakından takip edeceğim."
1954 yılında Muammer Karaca’nın yerleşik ve düzenli bir tiyatro kurma ihtiyacıyla temellerini atmaya giriştiği Muammer Karaca Tiyatrosu, 1955 yılının mart ayında açılır. Burası, cumhuriyet devrinde artık devletten ve belediyeden ümidini kesmiş tiyatrocuların özel teşebbüsüyle hayata geçirdikleri önemli salonlardan biridir. Aynı zamanda İstanbul’un ilk döner sahnesini de içinde barındırmasıyla meşhurdur.
Gülriz Sururi, Adile Naşit, Ziya Keskiner, Selim Naşit Özcan, Müşfik Kenter, Yıldız Kenter, Şükran Güngör, Kâmran Yüce, Lale Oraloğlu, Sadri Alışık, Cahit Irgat, Münir Özkul gibi birbirinden değerli isimlerin sahneye çıktığı, dönemin ve aslında günümüzün de en önemli sahnelerinden biri olmuştur Muammer Karaca Tiyatrosu. Genco Erkal’ın 1960 yılında profesyonel olarak ilk kez sahneye çıktığı bu önemli salon, 1979 yılında yıkılma tehlikesiyle baş başa kalır. Burası yıkılacak ve yerine Sular İdaresi Genel Müdürlüğü yapılacaktır. Ancak bu karar üzerine tiyatronun önünde toplanan içlerinde Müşfik Kenter, Yıldız Kenter, Toto Karaca, Gülriz Sururi, Engiz Cezzar, Savaş Dinçel, Ali Taygun’un da bulunduğu sanatçılar yıkıma karşı direnirler. Direniş işe yarar ve Karaca Tiyatrosu yıkılmaktan kurtulur. Ancak bu da çok uzun sürmez. Yaklaşık 10 sene kadar tiyatro olarak kullanılmaya devam edilir ve bu süre içinde bir yandan da Sular İdaresi’nin yemekhanesi olarak kullanılır.
1990 yılına gelindiğindeyse Gülriz Sururi’nin çabalarıyla belediye tarafından onarılır ve tekrar hayata döndürülür. Birçok tiyatroya ve sanatçıya ev sahipliği yapmış olan Muammer Karaca Tiyatrosu, yine ödenek ve personel yetersizliği yüzünden verimli bir şekilde çalıştırılamaz ve giderek yıpranır.
1999 depreminde de hasar görür. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür İşleri Daire Başkanlığı’na, daha sonra 2005 yılında Beyoğlu Belediyesi’ne bağlanır. Ancak her iki belediye de gerekli ilgiyi göstermez. Aylık 10-15 bin lira gideri olan tiyatro, verimli işletilemediğinden ve gerekli olan ödenek sağlanamadığından eski parlak günlerinden uzaklaşır.
2013’te İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) mayıs ayında yapılan oturumunda, Beyoğlu’ndaki Muammer Karaca Tiyatrosu’nun deprem riski nedeniyle yıkılması tartışılır.
Hukuk Komisyonu ile Altyapı, Mesken ve Kentsel Yenileme Komisyonu’nun müşterek teklifiyle hazırlanan rapor, iktidar ve muhalefet partili meclis üyelerini karşı karşıya getirir.
Muammer Karaca Tiyatrosu’nun 15 yıl süre ile Beyoğlu Belediye Başkanlığı’na tahsis edilen kullanma hakkı, deprem riski taşıdığı gerekçesiyle kaldırılır.
Sosyal kültürel tesis alanında bulunan tiyatronun turizm alanına dönüştürülmesi için yapılan görüşmelerde konuşmaların ardından oylama yapılır ve plan değişikliği oy çokluğuyla kabul edilir.
İBB Ak Parti Grup Başkan Vekili Ergün Turan, binanın eski ve depreme dayanaklı olmadığını belirterek yıkılması gerektiğini savunur. Kararın iki ay içinde kurul onayına sunulacağını kaydeden Turan, “Binanın güvenli olmadığına dair raporlar var. Mevcut bina yerine aynı ölçekte yeni bir bina yapılacak. Bina kapsamına turizm fonksiyonu da eklendi. Otel olabilir, kültür tesisi olabilir. Tiyatro yer alabilir ama olmayabilir de. Tiyatronun eklenip eklenmeyeceği sonraki karar. Ama Muammer Karaca ismi aynı yerde olmasa da yaşatılmak zorunda” diye konuşur.
Kararın siyasi olduğunu öne süren CHP’li meclis üyeleri, Büyükşehir Belediyesi tarafından 15 yıllığına Beyoğlu Belediyesi’ne devredilen Muammer Karaca Tiyatrosu’nun “deprem riski” gerekçesiyle yeniden İBB’ye devrilmesini, “1950 yılında açılan Muammer Karaca Tiyatrosu’nun bulunduğu binanın, kültür ve sanat alanından çıkarılması gayreti” olduğunu ifade eder. Ancak CHP’nin itirazına rağmen karar, AKP’li meclis üyelerinin oy çokluğuyla onaylanır.
Atatark’ün Darülbedayi sanatçılarının bir gösteriminden sonra Ankara’da yaptığı şu doğru konuşmayı hatırlatalım: “Efendiler… Hepiniz mebus olabilirsiniz… Vekil olabilirsiniz… Hatta Reisicumhur olabilirsiniz… Fakat sanatkâr olamazsınız. Hayatlarını büyük bir sanata vakfeden bu çocukları sevelim…”