İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 3 yılda yaptıkları hizmetleri anlattı. İmamoğlu, "Siz bizi bir de Millet İttifakı iktidarında görün" dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi “Hizmette 3. Yıl” Sunumu'nda konuştu. İmamoğlu, "İstanbul'un çok büyük ve ağır sorunlarını çözmenin uğraşı içinde bulunan belediye yönetimine destek olmak hiç kuşkusuz merkezi yönetimin görevidir. İstanbul'un geleceğini karartacak politikalardan bir an önce vazgeçilmelidir. Merkezi hükümet İBB'ye adeta politik terör uygulamıştır diye başlayan cümle.. O cümleler bugüne nasıl da cuk oturuyor. Nasıl da bugünü anlatıyor, sanki bugünü anlatıyor, sanki ben demişim gibi. O cümlelerin sahibi ben değilim. O cümleleri 1995'in Mayıs ayında kuran kişi bugünün cumhurbaşkanı sayın Erdoğan. Bugün ben ne desem inanın az gelir." dedi.
İmamoğlu şu ifadeleri kullandı:
İBB'ye yönelik hukuk ve edep dışı uygulamaların haddi, hesabı yok. Yaptıklarını saymaya başlasam burada başka bir şey konuşmaya vaktimiz kalmaz. Ülkemiz adına hüzünleniriz. Onun yerine ben bütün bu hukuk dışı, baskıcı uygulamaları yapanlara bir soru sormak istiyorum. Bütün bu zorbalıklarınız ve ayak oyunlarınız işe yarıyor mu? Ne yaparsanız yapın, bizim daha iyi hizmet sunmamızı, yeni yatırımlar yapmamızı, kangren haline getirdiğiniz sorunlara çözüm üretmemizi engelleyebiliyor musunuz? Asla, asla.
Biz, kamu yatırımlarını bir avuç insanın zenginleşme aracı olarak görmüyoruz. 3 yıldır tüm harcamalarımızı şeffaf, katılımcı ve yalnızca kamu yararı gözeterek yapıyoruz. Hizmet kalitemizi ve çeşitliliğimizi sürekli geliştiriyor ve bu kriz koşullarında bile yatırımlarımızı istikrarlı bir şekilde artırıyoruz.
23 Haziran 2019'da yüzde 11 olan belediyemizdeki kadın yönetici oranı bugün yüzde 22'ye çıktı. Yüzde 15 olan kadın çalışan oranımızı yüzde 18'e çıkarttık. Bunlar inanın basit birer sayı değil. Kadının ekonomik ve toplumsal hayatta eşit olarak yer alması için atılmış adımlardır bunlar. 2021'de yüzde 277 artışla 125 bin dar gelirli birey ya da aileye nakit destek sağladık.
İstanbulkart ile 206 bin aileye ihtiyaç durumuna göre 100, 200, 400 lira arasında değişen miktarda aylık nakit destek verdik. İstanbul Vakfı aracılığıyla 231 bin aileye kurban eti dağıttık. 3 binden fazla aileye yenidoğan paketi ulaştırıyoruz. Askıda fatura kampanyamızla 100 binden fazla ihtiyaç sahibi ailenin 356 binin üzerinde su ve doğalgaz faturasının ödenmesine yardım ettik. Halk Ekmek aracılığıyla 45 binden fazla aileye ekmek desteği sunuyoruz. Özkaynaklarımızla finanse ettiğimiz çok değerli bir tesisi bitirip hayata geçirdiğimiz İstanbul'daki Halk Ekmek Fabrikamızın ismini de Ahmet İsvan Halk Ekmek fabrikası olarak hizmete açıyoruz.
Bizim belediyecilik modelimizde insana yardımın en önemli boyutunun eğitime yatırım olduğunun bilincindeyiz. Bugüne kadar 32 yuvamız hizmette. 30 tanesi daha eylül ayında hizmete giriyor. Biz bu kreşlerimizin sayısını 150'ye çıkarıyoruz.
75 bin üniversite öğrencisine yıllık 4 bin 500 burs vereceğiz. 'Yıllardır partimizi üniversite öğrencilerine burs veremiyoruz çünkü bu iptal edildi AYM'de CHP tarafından' dediler ya. Nasıl çatır çatır verildiğini gösterdik. Niyetiniz vermekse bunu verirsiniz, kimsede bize hesap sormadı. Başkasına vermeyi tercih ediyorsanız o da sizin tercihiniz. Biz gençlere verirken gururla veriyoruz.
Belediyemiz tarihinde ilk kez üniversiteler için 622 yatak kapasiteli 3 kız öğrenci yurdunu açtık. Bir erkek öğrenci yurduda açılışta. Eylül ayında üniversite öğrencilerimizin karşısına tam 2 bin 700 yatak kapasitesi ile çıkıyoruz. Seneye bunu 5 bin yatak kapasitesine çıkaracağız.
Pandemi döneminde online eğitim sürecine yönelik duyarsız kalmadık ihtiyaç sahibi tam 40 bin öğrencimize tablet dağıttık. Dezavantajlı semtlerimize ilgi gösteriyoruz.
İnsan ayrımcılığını, partizanlığı bu süreçlerin içerisinden söküp attık. Sosyal yardımları siyasi istismar alanı olmaktan çıkarttık. Bu sosyal destek ve yardımları ülke bu kadar kötü yönetildiği için yapmak mecburiyetinde kalıyoruz. İnsanların yardımı ve destekle hayat sürdürmesine dayalı bir sistem uzun süre ayakta kalamaz.
İstanbul İstihdam Ofisleri ile bugüne kadar 50 binden fazla İstanbullunun özel sektörde işe girmesine aracılık ettik. Hedefimiz 5. yılın sonunda 200 bin kişiye istihdam yaratmaktır. Bundan sağlanacak toplumsal ve ekonomik faydayı hiçbir sosyal yardım bütçesiyle sağlamamız mümkün değildir.
Çok yakında Millet İttifakı ve 6’lı masanın genel seçim zaferiyle bütün Türkiye tam da bu anlayışla yönetilecek. Tam da o zaman bizler de İstanbul’da çok daha büyük başarılar imza atacağız.
Kent ormanlarını faaliyete açtık. Toplam yatırım bütçemizin yaklaşık yarını raylı sistem yatırımlarına harcıyoruz. Harcamak zorundayız. Çünkü raylı sistemin ulaşımdaki payını artırarak trafiği rahatlatmak istiyoruz. İş başı yaptığımız plansızlık ve finansman yokluğundan iki yılın üzerinde durmuş olan metroların yapımına öncelik verdik. Bugün dünyada aynı anda 10 metro inşaatını yönetebilen yegane şehiriz.
Bizden önceki 25 yıl boyunca 5 kilometrenin altında kalmış olan bir ortalama yıllık raylı sistem inşaatını tam 2,5 katına katladık. Bu 25 yıllık ortalamanın ilk 4 yılını söylesem birilerinin çok ağrına gider, o yüzden söylemeyeceğim. 1994-1999 arasında 1 kilometrenin altında.
'Bazı ulaşım projelerimiz merkezi yönetiminin kararsızlığı nedeniyle uygulamaya konulamadı. Oysa bunun projesi, kredisi hazır. Merkezi yönetim bizim gösterdiğimiz kararlılığı gösteremiyor.' Cumhurbaşkanına bu konuyu açtığımızda hepsi kaçıyor. Siz anladınız kimin söylediğini. Tarih 1996'nın Mayıs'ı. Yaşadıklarından dert yananlar iktidar gücüne sahip oldular ve yaşadıklarının misli misli fazlasını yaşatmakta bir beis görmüyorlar. Neresinde adalet var, neresine kalkınma var? Ama her şey çok güzel olacak hiç endişe duymuyorum.
Deniz ulaşımında yüzde 19’luk artış gerçekleştirdik. Deniz taksileri üreten olmaktan gurur duyuyoruz.
İstanbul ulaşım sorununda her alanda çok önemli adımlar attık ama maalesef yeni taksi sistemini hayata geçiremedik. Sebebi malum UKOME’nin yapısı. Tam bir Temel fıkrası.
UKOME’deki çoğunluk sayımızı değiştirmek adına bakanlıklardan temsilci atayarak 5 yeni üyeyle beraber İstanbul’un UKOME’si ele geçirme hamlelerinin altında ne yaptığını biz anlayamadık, zaman geçtikçe anlıyoruz. Bu kadar, şeytanın aklına gelmeyecek şeyleri hesap eden bir akla sahip bir mekanizmayı biz çözemiyoruz.
Şeytanın aklına dair de hesaplar yapmak zorunda olduğumuzu da buraya yazayım, marifeti olan herkesi desteğe davet ediyoruz.
Gerçekten benim aklım almıyor. Depremi, afeti önemsiyoruz. Riskleri en aza indirmek için çalışıyoruz. Binaların risk değerlendirmesinin yapılması için, stoğun yenilenmesi, güçlendirilmesi için bilimsel projelerini başlattık. Bir kişinin binası geçmişte imarlı, ruhsatlı, iskanlı ise tekrar dönüşüm hakkına sahip olmaları için 39 ilçede plan revizyonu sürecini hayata geçirdik. Buradan Tayfun Kahraman’ı selamlıyorum, bir an önce özgürlüğüne kavuşmasını diliyorum. Hukuksuzluğa karşı da mücadelemizi verirken o kardeşlerimiz için de İstanbul’a hizmet etmeye devam edeceğiz.
İstanbul'u odağına alan, politika önerileri sunan çok alandaki birçok raporu 170'in üzerinde istatistik bültenini kamuoyu ile paylaştık. Kurduğumuz etkin yönetim mekanizmasıyla iştirak şirketlerimizin kârını da arttırdık.
Pandemi, ekonomik kriz yükünün bütün ağırlığıyla devam ettiği bir dönemde her zamankinden daha fazla ve daha kaliteli hizmet ürettik. Çok daha doğru yatırımlar yaptık. Bir yandan bizden önceki 25 yıl ortalamasından daha fazla metro inşa ederken, insanlara yardımımızı 5 katına çıkarttık. Bizim İstanbul'da elde ettiğimiz sonuç, iktidarın çökerttiği her alanı... İstanbul'un her yerini sel alıyordu, iki yıllık çalışmayla şimdi almıyor. Bu çökerttiği her alanın Millet İttifakı'nın yeniden ayağa kaldırabileceğinin en açık ispatıdır.
Bizim üzerimizde 23 Haziran seçiminin ve Millet İttifakı'nın sorumluluğu vardır. Her zaman söylüyorum; beni bu güzel yolculuğa çıkaran saygıdeğer Genel Başkanım Kemal Kılıçdaroğlu'na yürekten teşekkür ediyorum. Beni bu güzel yolculukta hiçbir anımda yalnız bırakmayan saygıdeğer İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'e teşekkür ediyorum.
Bizim Millet İttifakı'na sorumluluğumuz var çünkü 16 milyon vatandaş 31 Mart'ta sandıktan çıkan iradeyi hiçe sayanlara demokrasi nedir, millet iradesi nedir gösterdi. Hem de bir kere değil, bin kere değil, 806 bin kere gösterdi. Bizce 23 Haziran demokrasi zaferi 16 milyonun bu ülkenin yöneticilerine verdiği bir demokrasi muhtırasıdır.
Milletin vicdanı ve iradesi karşısında haddinizi bilin dedi vatandaş. Artık bu tarihten sonra hiç kimse Türkiye Cumhuriyeti demokrasisine bu zulmü yapamayacak. Özgür ve eşit insanlar olarak bu ülkenin sahibinin kim olduğunu gösterdi. Bu ülkenin sahibi, bu şehrin sahibi 16 milyon İstanbullu. Bu ülkenin sahibi 86 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Bu gerçeği kabullenmek istemeyenler, kendilerini herkesin üstünde görenler için yolun sonuna geldik. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına doğru giderken, önümüzü büyük bir uzlaşmanın ışığı aydınlatıyor.
Tüm CHP'nin iradesinin Millet İttifakı ve 6'lı masadaki temsilcisi, sözcüsü ve lideri genel başkanımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'de değişim isteyen, farklı kesimlerin birleştirilmesine liderlik ediyor. Millet İttifakı ve 6'lı masa bu ülkede adalet, eşitlik, huzur, refah ve değişim isteyen herkesin en büyük umududur. Millet İttifakı'nın iktidarında İstanbul'un sorunlarının çok daha hızlı çözüleceğini görebiliyorum.
Üç yılda çok büyük başarılara imza attık. Bütün engellemelere rağmen bunları başardık. Siz bizi bir de Millet İttifakı iktidarında görün. Çok değil geçende söyledim 'Allah'a havale ediyorum sizleri' dedim sonra durdum lafımı geri aldım. Allah'a havale ediyordum ama uyarıyorum bir yılınız kaldı, ondan sonra sizi Allah'a da havale edemeyeceğiz. Seneye bu zamanlar çok güzel günlerde hizmetlerimize devam etmek dileğiyle."