İmamoğlu: İstanbul, kültür ve sanatın dünyadaki başkenti olmaya aday

İmamoğlu: İstanbul, kültür ve sanatın dünyadaki başkenti olmaya aday

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Başkanı Ekrem İmamoğlu, şair Nazım Hikmet ve yazar Ahmet Ümit’in hayatlarından uyarlanan “Merhaba Güzel Vatanım” filminin galasına katıldı. Usta şairin şiirlerini okudu.

Galada İmamoğlu’na, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve büyük oğlu Mehmet Selim İmamoğlu da eşlik etti. İBB’nin destekçileri arasında bulunduğu, yönetmenliğini belgeselci Cengiz Özkarabekir’in üstlendiği filmin galası, Harbiye’deki Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda gerçekleştirildi. İmamoğlu, gala öncesinde, oyuncu ve yönetim kadrosuyla birlikte kameraların karşısına geçti.

İmamoğlu: Ben Nazım'ı Dilek'le tanıştıktan sonra tanıdım

“Ben, Nazım’la geç tanıştım. Ben, Nazım’ı sevgili eşim Dilek’le tanıştıktan sonra tanıdım. Dilek, Nazım hayranıydı. Ben de başka boyutlarda geziyordum. Açık söyleyeyim, biraz kıskanarak Nazım okumaya başladım” diyen İmamoğlu, usta şairin dizelerini sahneden okudu.

İstanbul’un, kültür ve sanatın bütün dünyadaki başkenti olmaya namzet bir kent olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “Biz, sanatın her alanında, bu şehrin şehriemini olarak ve kadim yönetimi olarak, belediyesi olarak bu değerli yapıtların, eserlerin, sanatın her alanında var olacağız, lokomotif olacağız. İnşallah o başkent olma kimliğini bu kente yaşatmak istiyoruz” dedi.

Filme katkı sunan çok sayıda kişi ve kurum olduğunu belirten İmamoğlu, “Biz de sadece bir tanesiyiz. Katkısı olan herkese teşekkür ediyoruz. Bu aslında muazzam bir buluşma. Nazım’ın ruhu, Ahmet Ümit’in yaşamı ve kalemiyle hayat bulmuş bir senaryo. Çok değerli Cengiz Özkarabekir’in yönetmenliğindeki bu değerli sanatçılarla bence çok heyecanlı bir akşam yaşıyoruz. Seyirciler çok keyif alacak. Nazım’ı hissedecek, Ahmet Ümit’i hissedecek ve aynı zamanda, o yaşananlardan bugüne dolu dolu mesajlar içinden çıkacak. Ben öyle hissediyorum ve bunu da yaşayacağız diye düşünüyorum. Herkesin emeğine sağlık” dedi.

“Daha işin başındayız”

İmamoğlu, kendisine yöneltilen, “Bugünden sonra neler değişecek sanatla ilgili İstanbul’da” sorusuna şu cevabı verdi:

“Aslında bir başlangıç anı. Daha işin başındayız. İstanbul, kültür ve sanatın bütün dünyadaki başkenti olmaya namzet bir kent yetenekli insanlarıyla, sanatçılarıyla, edebiyatçılarıyla, şairleriyle, yazarlarıyla, sinema üreten insanlarıyla, yönetmenleriyle, oyuncularıyla. İnşallah o başkent olma kimliğini bu kente yaşatmak istiyoruz. Zor değil. Birkaç sene sonra, belki yine bu platformda bambaşka şeyler konuşuyor olacağız. Bunu elbette ki İstanbullular yapacak. Ben, sadece onlara moderatörlük yapacağım. İşim kolay.”

Ümit: Sanatla iç içe yaşayan bir başkanımız var

Filmin senaryosunu yazan Ahmet Ümit de projenin yaşama geçme sürecini şu sözlerle dile getirdi:

“Cengiz de burada. Ekrem Başkan da burada. Bu fikir ilk aklımıza geldiği zaman Ekrem Başkan Beylikdüzü’ndeydi. Bir masada oturuyorduk ve böyle başladı. Böyle bir film yapmak istiyoruz. Yapalım mı? Yapalım. Ekrem Başkan, ‘Elimden gelen her türlü desteği veririm. Sanat olmadan bir belediyecilik hizmeti, sanat olmadan İstanbul’un olması mümkün değil’ dedi. O fikir, bugün ete kemiğe büründü bir film olarak. Bugün sevgili oyuncularımızın önemli bir çabalarıyla, inanılmaz güzel oyunculuklarıyla bir yarattık biz. Bugün, onu izleyeceksiniz. Hakikati anlatan, namuslu bir film yarattık. O gözle izlemenizi ve değerlendirmenizi rica ediyorum. Bizim yeni filmlerimiz olacak ama biliyorum ki artık İstanbul’da sanata değer veren, sanatı destekleyen, sanatla iç içe yaşayan bir başkanımız var. Dolayısıyla sadece bize değil, her türlü kıymetli filme destek olacak bir başkanımız var. Bu da İstanbul için bir şans.”

Özkarabekir: Yaşanmış hikayeler üzerine kurgulanan bir film

Filmin yönetmeni Cengiz Özkarabekir ise, “Bizim çektiğimiz film, gerçek, yaşanmış hikayeler üzerine kurgulanan bir film, bir kurmaca değil. Bu filmi, 30 yıl sonra raftan çıkartıp tekrar izlediğimizde, izleyen insanlar, eminim birçok şey alacaktır. Ben bunu çok değerli buluyorum. Sinema dünyasına eğer reel anlamda belgesel katkı sunabiliyorsa ve sinema dünyasına hakikatle ilgili bir şeyler yansıtabiliyorsak, ben bundan çok gurur duyarım. Çok teşekkür ederim” diye konuştu.

Dikiciler: Nazım, beni bir kere daha çağırdı

Filmde Nazım Hikmet’i canlandıran oyuncu Yetkin Dikiciler, ikinci kez usta şairi canlandırma şansı bulduğunu belirterek, “Nazım, beni bir kere daha çağırdı. Benim davetimi, kendi şiirindeki gibi yaptı: Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine. Aktör olarak da insan olarak da hayatıma böyle devam etmeye çalışıyorum” dedi.

Batu: “Tarihimizi bilirsek, hatalarımızı tekrarlamayız”

Ahmet Ümit’in gençliğini canlandıran oyuncu Serkan Altıntaş da duygularını, “Ben, yaşayan bir efsaneyi canlandırıyorum. O yüzden daha da çok heyecanlıyım. İlk onayı verecek olan kendisiydi, sağ olsun kendisinden onayı aldım. Şimdi sıra seyircide. Seyirciyle buluşmasını bekliyoruz. Bakalım. Ben de çok heyecanlıyım. Hiç izlemedim. Burada izleyeceğim” sözleriyle dile getirdi.

Filmin başrol oyuncularından Pelin Batu, Nazım Hikmet’in hayatını değiştiren bir şair olduğunu vurgulayarak, “Geçen hafta da Ahmet Ümit’le de söyleşirken şunu merak ediyordum ve soruyordum: Neden bu ülke sanatçılarına bu kadar gaddarca davranıyor ya da bu kadar acılar çektiriyor? Değişik dönemlerde benzer benzer şeyler yaşıyorlar. Ama tarih bilmek şu açıdan çok önemli: Tarihimizi bilirsek hatalarımızı tekerrür etmeyiz diye düşünüyorum. Bu filme bence, ülkemizin sanatçılarının yaşadığı dramı, bütün çıplaklığıyla, bütün yalınlığıyla yansıtacak. Ümit ediyorum seyirciler de hem Nazım’ın hem de Ahmet Ümit’in hayatından, o gerçekliklerden ilham alacaklar ve kendileri de güzel, kalıcı bir şeyler yaratmak için dolup taşacaklar” dedi.

Dikiciler’in Nazım Hikmet’ten şiirler okuduğu galanın sunucusu Osmantan Erkır, İmamoğlu’yla ilgili bir anısını paylaştı. İmamoğlu ile Beylikdüzü Belediyesi’nin düzenlediği Sahaf Festivali’nde tanıştıklarını belirten Erkır “O zaman kendisine, ‘İnşallah İBB Başkanı olursunuz’ demiştim. Allah gönlüme göre verdi” dedi.

İmamoğlu: Cesur demokrasiye ihtiyacımız var

“Bizim aslında her işimiz imeceyle” diyen İmamoğlu, “Başından beri toplumsal bir iş yaptığımızın farkında olan birisi olarak, her hususta azami insan katılımıyla kararlar aldık. Bu karar veriş biçimi, bizim hata yapmamızı çok engelledi. Bizim bu ülke adına cesur demokrasiye ihtiyacımız var. Cesur demokrasi önemli. Kararlar alırken demokrasinin en uç noktasını hissettirmeye ihtiyacımız var” şeklinde konuştu.

İmamoğlu’ndan barış, özgürlük ve Haydarpaşa vurgusu

“Hiç yapmadığım bir şey yapacağım” diyen İmamoğlu, “Nazım’ın birkaç duyguma tercüman olan mısralarını sizinle paylaşacağım” diyerek Nazım Hikmet’in “Davet”, “Barış” ve “Özgürlük” şiirlerinden mısralar okudu.

“Nazım Hikmet, bütün duyguları yansıtır. Ama bazen de bugünü yansıtır” diyen İmamoğlu, bir de usta şairin ““Haydarpaşa Garı’nda 1941 baharında saat on beş / Merdivenlerin üstünde güneş, yorgunluk ve telaş / Bir adam merdivenlerde duruyor / Bir şeyler düşünerek” mısralarını okudu ve “Onun için bazen de bugündür, Haydarpaşa’yı anlatır” dedi.

T24 haber bülteni Manşet’te 25 Ekim 2019; Türkiye ve dünyada günün gelişmeleri