İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İSKİ Genel Müdürlük Yerleşkesi'nde inşa edilen 'Yuvamız İstanbul Kreşi’ni hizmete açtı. Ülkedeki tüm çocukların okul öncesi eğitim alması konusunun bir devlet politikası olması gerektiğini vurgulayan İmamoğlu, "Bu, ülkemiz adına çok önemli, çok dev bir proje olur. Bu, gerçekten çok değerli bir hedefi ülkemizin önüne koyar. Hiçbir şeyle kıyaslanmaz. Yani 10 milyarlarca liralık ‘Kanal İstanbul’ yapsanız, bir anlam ifade etmez. Siz, nesli iyi bir eğitimle geleceğe hazırladığınızda, oradan gelecek yaratıcı fikirler, oradan gelecek olan Türkiye'yi ve dünyayı değiştirecek yatırımcı, üretken nesiller, ülkemizi bambaşka bir boyuta kavuşturur” dedi.
İBB'nin “150 Günde 150 Proje” maratonu kapsamında Yuvamız İstanbul Kreşi’nin açılışı yapıldı. Eyüpsultan’daki İSKİ Genel Müdürlüğü Yerleşkesi içinde yer alan kreş; İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP milletvekilleri Özgür Karabat ve Turan Aydoğan ile İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa’nın katıldığı törenle hizmete girdi. İBB Başkanı İmamoğlu, törende bir konuşma yaptı.
İmamoğlu, açılış konuşmasında şunları söyledi:
İstanbul’un her köşesinde her gün farklı bir hizmeti vatandaşlarımıza sunuyoruz ve farklı bir soruna bir ihtiyaca çözüm buluyoruz. Kabiliyetleriyle, liyakate dayalı bir yönetimle, hiçbir siyasi hesabın, hiçbir çıkar odağının asla kirletemediği ve kirletemeyeceği, tertemiz ve de inanınız ki çok bereketli bir bütçeyle iş yapıyoruz. Bütün bu yaptığımız işler içerisinde, her işin kendine has bir kıymeti, o çevreye kattığı bir değer var. Ama kreşin yeri apayrı. Benim için, benim gözümde çok özel, çok manevi bir boyutu var. Açtığımız kreşler sayesinde binlerce çocuğun, binlerce ailenin nasıl büyük bir zorluğu aştığını ve de özellikle çocuklarımızın okul öncesi aldığı eğitimle hayata kaç kat daha fazla hazır bir biçimde başladığını tarif bile edemem. Şehrimizde ihtiyaç bulunan mahallelerde açtığımız kreşlerle, çocukların arasındaki eşitsizliği de ortadan kaldırmanın mücadelesini vermiş oluyoruz.
Bizden önceki dönemde İBB’nin kreş sayısı kocaman bir sıfırdı. Okul öncesi eğitimin o fırsatını yakalayamayan bir çocuk, ömür boyu o eşitsizliğin aslında cezasını çekmiş oluyor, o eşitsizliğe maruz kalıyor. Ve inanınız ki buradan mezun olan çocuklarımız; iyi bir eğitimci, iyi bir bilim insanı, iyi bir iş insanı, iyi bir insan, farklı bir konuda kabiliyeti olan bir insana dönüşecek. Bu konuda hep birlikte çaba sarf edeceğiz. Ama fırsat eşitliğini vermediğimiz bir çocuğun ortaya koyacağı trajik bir durum, bu ülkeye, hatta dünyaya vereceği zararı varın siz hesap edin. Eğer bir ülkeye, bir topluma yatırım yapmak istiyorsanız, maddi anlamda da manevi anlamda da en büyük yatırım, çocuklara yapılan eğitim yatırımıdır.
Ülkemizde tüm çocukların okul öncesi eğitim alması konusunun bir devlet politikası olması gerekiyor. Bu, ülkemiz adına çok önemli, çok dev bir proje olur. Bu, gerçekten çok değerli bir hedefi ülkemizin önüne koyar. Hiçbir şeyle kıyaslanmaz. Yani 10 milyarlarca liralık ‘Kanal İstanbul’ yapsanız, bir anlam ifade etmez. Siz, nesli iyi bir eğitimle geleceğe hazırladığınızda, oradan gelecek yaratıcı fikirler, oradan gelecek olan Türkiye'yi ve dünyayı değiştirecek yatırımcı, üretken nesiller, ülkemizi bambaşka bir boyuta kavuşturur. Türkiye’den Almanya’ya gidip, Covid-19 aşısını geliştirme başarısı gösteren Özlem Türeci ve Uğur Şahin örneğinde olduğu gibi bizim insanımıza fırsat verildiğinde, önünde hiçbir engel duramaz. Bizim insanımıza gerçek anlamda ilim ve bilim, eğitim verilirse, inanın onun karşılığını misli misli bu millete, bu topluma ve bütün dünyaya kazandırabilecek kabiliyete sahiptir. O bakımdan bu sürecin devlet politikası, milletimize sunulan en önemli proje diye tariflenmesi sürecinde, bugünkü hükümetten açıkçası ve net ifade edeyim ki; benim hiçbir beklentim yok. Dolayısıyla yıllardır İstanbul'u yöneten kişilerin o sürece bakışının, bizim böylesi bir süreçte karşımıza böyle bir imkânı sunmasını ben bekleyemiyorum. Keşke olsaydı.
Bu güzel devletin, bu güzel memleketin güzel insanlarına fırsat verildiğinde, eğitim sürecinde katkı sunulduğunda neler olduğunu görmek için işte bir örneği de burada. Ben de bu ülkenin bir köyünde, bir coğrafyasında doğmuş, eğitim almış bir insan olarak, dünyanın en önemli kentine belediye başkanı olabiliyorsam, şunu unutmayın ki bu nimetin temelinde bir de Cumhuriyet yatar. Cumhuriyet’i alkışlamak zorundayız. Cumhuriyet, bu topraklarda yaşayan herkese eşit fırsatı tanımak demektir. Cumhuriyet bu ülkedeki her bireye, eşitlik fırsatı tanımayı onurlu bir görev olarak görmek demektir. Cumhuriyet’imizin 100’üncü yılına giderken, bu sorumluluğu her birimizin hatırlaması ve bunu temsil etmesi gerektiğinin altını çizelim.
Liyakatli, işini iyi yapan insanlarla yol almaktan büyük memnuniyet duymaktayım. İş yapma hızımız ve becerimizle, fark yaratmaya devam edeceğiz. 16 milyon insanımıza, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına girerken, onur ve umutla yeni adımları atmaya devam edeceğiz. Ve şunu ifade edeyim; gerçekten bereketi bol bir bütçe bu şehre var etmek adına, bütün kaçakların olduğu yerleri kapattık, kapatmaya devam ediyoruz, kolay değil. İnsanlarımızın çıkarının önüne hiçbir kişinin, bireyin çıkarını koymayacağız. Bir grup insanın ya da bir avuç insanın mutluluğu değil, bu ülkenin, bu milletin mutluluğu esastır. Bu yolculukta buna çok hassas davranacağız. Ve bu büyük bir iyileşme dönemi olacak. İstanbul'un bu iyi hali, bu iyileşme hali, göreceksiniz ülkemize de iyi gelecek. Biz, sorumluluğumuzun farkındayız. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde bu dönem almış olduğumuz görevin, altılı masanın, orada bulunan, başta Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve diğer liderlerin ortaya koyduğu iş birliğinin başarıya kavuşması, İstanbul'daki becerinin, başarının ve iyi iş örneklerinin başarılı olması, onların işini ne denli kolaylaştıracaktır; tam da bunun farkındayız. Allah mahcup etmesin. Hep güzel işler var etmeyi bize nasip etsin.”
İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa da İSKİ Yuvamız İstanbul Kreşi ile ilgili şu bilgileri paylaştı:
"İSKİ tarihinin izlerini içinde barındıran, yaklaşık 130 yıllık geçmişe sahip Kağıthane Su Dağıtım Yapısı, ne yazık ki göreve geldiğimizde metruk bir durumdaydı. Kültür varlığı olarak tescillenmiş söz konusu yapının, kaderine terk edilmesine gönlümüz razı olmadı ve hiç vakit kaybetmeden düzenleme çalışmalarına başladık. Çalışmalarımız sonucunda, özgün mimarisini koruyarak, restorasyonunu gerçekleştirdiğimiz bu yapıyı, burada çalışanlarımızın da önerisiyle ‘Su Kafe’, ‘Su Müzesi’ şeklinde hem idaremiz çalışanlarının hem de buraya gelen değerli misafirlerimizin yararlanabileceği bir sosyal alana dönüştürdük. Yuvamız İstanbul projesi kapsamında, İSKİ Genel Müdürlük Kampüsü içerisinde inşa ettiğimiz İSKİ yerleşkesi Yuvamız İstanbul Kreşi binasından, Eyüpsultan ilçemizde yaşayan hemşerilerimiz ve kurum çalışanlarımızın çocukları faydalanabilecek. Yuvamız İstanbul'u kurumumuzda görmekten kıvanç duyuyoruz. Artık İSKİ kampüsünden cıvıl cıvıl çocuk sesleri yükseliyor. Bu da bizleri oldukça mutlu ediyor. İSKİ Su Kafe için 9 milyon 615 bin lira, Yuvamız İstanbul projesi için ise, 16 milyon 225 bin lira bir harcama yapmış bulunuyoruz.”
İSKİ Genel Müdürlük Yerleşkesi’ndeki 650 metrekarelik kapalı alan, 900 metrekarelik açık alana sahip Yuvamız İstanbul Kreşi, 80 kişi kapasiteli. Kapasitenin 34 kişilik kontenjanı İSKİ personeline, 46 kişilik kontenjan ise, ihtiyaç sahibi vatandaşlara ayrıldı. Korunması gerekli kültür varlığı olarak tescilli olan, yeniden revize edilerek kurum çalışanları ve ziyaretçileri hizmetine sunulan Su Kafe ise 65 metrekarelik kapalı ve 170 metrekarelik açık alana sahip. Kültürel miras bilincinin desteklenmesi amacıyla, özgün mimarisi korunarak restorasyonu yapılmış olan Kâğıthane Su Dağıtım Yapısı, tarihin izlerini de içinde barındıran müze formu ile hayata geçirildi. (ANKA)