İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ulaştırma Bakanı Cahit Turhan'ın Kanal İstanbul projesiyle ilgili olarak "İBB ile protokol yaptık” sözlerini değerlendirdi. "Talihsiz bir açıklama" diyen İmamoğlu, "Kaldı ki 23 Haziran 2019’da geçmişe dönük bu ve bu tür bütün anlaşmaları halk iptal etti zaten” ifadelerini kullandı.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, canlı yayınlanacak Meclis toplantısı öncesinde MHP, İYİ Parti ve CHP gruplarına ziyaretlerde bulundu. Her partiyle ortak konularının “İstanbul” olduğunu vurgulayan İmamoğlu, ziyaretlerin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. İmamoğlu, Ulaştırma Bakanı Mehmet Cahit Turhan’ın, Kanal İstanbul projesine yönelik, “İBB ile protol yaptık” sözleriyle ilgili soruya, “2012, 2014, 2015, 2016 hatta 2018’de de o dönemin yetkilileri ile aralarında yapılmış protokoller var kurum içinde. Ama protokol deyince Sayın Bakan, zannedersiniz ki, imzayı attık iş bitti. Eğer Sayın Bakan’ı bir imza kurtaracaksa ya da İstanbul’u bir imza mahvedecekse, hiç kusura bakmasın yani bu konuda da araştırma yapmamış. Sayın Bakan’ı hep uyarıyorum, araştırarak ve süreci derinlemesine analiz ederek beyanatta bulunması konusunda. Ama ne yazık ki talihsiz bir açıklama. Kaldı ki 23 Haziran 2019’da geçmişe dönük bu ve bu tür bütün anlaşmaları halk iptal etti zaten” yanıtını verdi.
TIKLAYIN - Ulaştırma Bakanı'ndan Kanal İstanbul açıklaması: İBB ile protokol imzalandı
İmamoğlu, Meclis oturumu öncesinde sırasıyla MHP, İyi Parti ve CHP’li üyeleri, Saraçhane merkez binadaki grup salonlarında ziyaret etti. Ziyaretlerde İmamoğlu’na, CHP Grup Başkanvekili Doğan Subaşı da eşlik etti. İmamoğlu, ilk ziyareti MHP grubuna yaptı. Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz ve MHP’li üyelere başarılar dileyen İmamoğlu, “Bu hafta, yoğun bir hafta. Bütçe haftası. Bir nevi 2020’yi konuşacağız. Umarım hayırlı bir netice ile oluşsun. Birkaç aylık yoğun geçiş döneminden sonra sizi ziyaret edelim dedik. Hem de bu haftanın önemine binaen varsa uyarılarınız ya da ifade etmek istediklerinizi onları duymak isteriz” dedi. Yılmaz da MHP grubu olarak İmamoğlu’nun ziyaretinden duydukları memnuniyeti dile getirerek, “Her birimizin bu kadim şehre bir borcu var. Biz, İstanbul’un hayrına olacak her şeyde varız. İstanbul’un hayrına olacak çalışmalarınızda MHP olarak hem İstanbul’a olan borcumuzu hem de bu ülkeye olan borcumuzda sizlerle birlikte olacağız. Bunu da bilmenizi isteriz” diye konuştu.
İmamoğlu’nun ikinci durağı, İyi Parti grubu oldu. İyi Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu da partili arkadaşlarına eşlik etti. İmamoğlu, buradaki konuşmasında, “Meşakkatli bir yıl geçirdik. 2020’ye hazırlık dönemindeyiz. Stratejik plan ve bütçemiz gündemde. Dolayısıyla yoğun bir içerik var. Farklı bir dönemi geçirdiğimizi düşünüyorum, özellikle stratejik plan hazırlığında. Daha kapsayıcı ve toplumun içinde olduğu bir süreç oldu. Sağ olsunlar İyi Parti de katılım gösterdi bize. Mecliste de yine aynı dille insanlara anlatacağız ve inşallah iyi bir başlangıç olsun 2020 diye umut ediyoruz. Uyumlu bir süreç yönettiklerini görüyorum. Yanı sıra İyi partinin teklifleri de bize yön verici oluyor. O konuda arkadaşlarımıza hem il başkanımızın huzurunda teşekkür ediyorum” diye konuştu.
İmamoğlu, son ziyaretini CHP grubuna gerçekleştirdi. Yoğun geçen seçim süreçleri nedeniyle görevlerine 3 ay gecikmeli başlamak zorunda kaldıklarını vurgulayan İmamoğlu, “3 ay geç başladığımızdan ötürü, stratejik plan olsun, bütçe olsun üst üste binmiş şekilde Aralık ayında önümüze geldi. İnşallah bu hafta ikisi ile ilgili süreci en sağlıklı şekilde istişare ederek, beraber 2020’yi planlayacağız. Aynı zamanda bir 5 yıllık stratejik planı da hep beraber planlamış olacağız. Önceliğimiz İstanbul ve İstanbul’un geleceği. Hepimiz partilerimizi temsil edebiliriz ama meclise girildiği andan itibaren toplumun çıkarı ve bu şehrin geçmişine saygı duyarak, geleceğe hazırlanmasını başarma duygusuyla hareket etmemiz gerektiğini sizler en az benim kadar iyi biliyorsunuz. Dolayısıyla gerçekten seçkin bir tavırla, örnek bir tavırla, diyalog tavrı ve çabasıyla umuyorum en doğru kararı verebiliriz diye çalışırız” dedi.
“Türkiye’nin başka bir süreç yaşadığı ortadır” diyen İmamoğlu, “İBB, farklı bir iktidar süreci yaşıyor. 25 yıllık bir süreçten sonra geldiğimizde her şeyin bir anda normalleşmesini beklemekte normal değil. Bir gün, 3 ay, 5 ay sonra her şeye alışılsın diye beklemek de doğru değil. İnsani değil. Yani iktidar olmuşsunuz, kaybetmişsiniz… İster istemez bir alışma süreci geçecek. O bakımdan bu süreci en makul tavırlarla, en uzlaşmacı ve ‘Sizi anlıyoruz’ diyerek, “Haklısınız ama durum böyle. Gelin hep birlikte İstanbul için birlikte çalışalım” diyebilmelisiniz. Bu önemli bir şey. Normalde 3 derin nefes alıp konuşuyorsanız, 13 derin nefes alıp konuşmalısınız. Bu tavrın İstanbul’a faydası vardır. İstanbul çok derin nefes alıp doğru işlerin yapılması gereken bir şehirdir. Eksikliklerin ve yanlışlıkların bedeli çok ağır ödüyor. Ve ne yazık ki bir siyasi partinin ya da birisi dedi diye yanlışı savunmaktan sakınmayan ve onun peşinden koşan birçok insanı görüyoruz. Üzülüyorum. Yanlışı savunan insanlar görüyorum hem devletin üst kademelerinde hem de burada. Ama bizler toplumu ve süreci rehabilite etmeliyiz. Umuyorum iyi bir günle başlayan ve iyi bir haftayla bitireceğimiz bir dönem olsun” şeklinde konuştu.
İmamoğlu, parti ziyaretlerinin ardından kameraların karşısına geçip, gazetecilerin sorularını yanıtladı. İmamoğlu, “AKP grubuna neden ziyaret gerçekleştirilmedi” sorusuna, “AK Parti’den de randevu istedik ancak bugün grup toplantılarını kendi il binalarında yapacaklarını ifade ettiler. Ancak meclise yetişeceklerini söyledikleri için uğrayamadık ama aynı fikirlerimi meclis kürsüsünden de yine AK Partili meclis üyelerine de ifade edeceğim” yanıtını verdi.
İmamoğlu’na, “Bütçe görüşmeleri yapılacak. Nasıl bir meclis bekliyorsunuz” sorusu da yöneltildi. İmamoğlu, bu soruyu, “Elbette tartışmalar olacaktır. Mühim olan İstanbul halkının kazanması için ortak akılda buluşabilmek. Bazı siyasi cümleler söylenebilir belli kesimler beni duysun diye. Her siyasi parti için bu geçerli. Ama orası gerçekten bu halka ait bütçenin yönetimine dair kararların alındığı yer. O bakımdan günün sonunda gerçekten ortak akılla, sağ duyuyla ve bu şehirde yaşayan 16 milyon insan için, en doğruyu nasıl yapabiliriz kaygısı ile hareket edip, karar verilmeli. Cumaya karar süreceği için belki bugün bütçenin detayları görüşülmez, başka bir gün görüşülür. Kararlar alınacak. Neticede önemli bir hafta geçireceğiz. Hem stratejik plan, ki neredeyse 250 bine yakın insanın etkileşimi ile oluşmuş belki de dünya tarihinde de çok rastlanılmayan bir kapsayıcılıkla oluşmuş bir stratejik plan gündeme olacak. Yine bütçe ve 2020’nin yol haritası inşallah İstanbul için hayırlı olur” şeklinde yanıtladı.
İBB Başkanı, “Ulaştırma Bakanı, Kanal İstanbul projesiyle ilgili uygulama noktasında İBB ile ilgili bakanlıklar arasında işbirliği protokolleri bulunduğunu söyledi. Yeni bir protokol mü söz konusu? Önceki dönemlerde imzalanmış protokoller var ise akıbeti ne olacak, fesih söz konusu olacak mı” sorularına ise şu yanıtı verdi:
“2012, 2014, 2015, 2016 hatta 2018’de de o dönemin yetkilileri ile aralarında yapılmış protokoller var kurum içinde. Ama protokol deyince Sayın Bakan, zannedersiniz ki, imzayı attık iş bitti. Eğer Sayın Bakan’ı bir imza kurtaracaksa ya da İstanbul’u bir imza mahvedecekse, hiç kusura bakmasın yani bu konuda da araştırma yapmamış. Sayın Bakan’ı hep uyarıyorum, araştırarak ve süreci derinlemesine analiz ederek beyanatta bulunması konusunda. Yine uyarımı yapmış olayım. Ama ne yazık ki talihsiz bir açıklama. Kaldı ki 23 Haziran 2019’da geçmişe dönük bu ve bu tür bütün anlaşmaları halk iptal etti zaten. Yeni bir dönem başladı. Yani sesini çıkarmayan, ilgilenilmeyen değil, yeni bir dönem başladı. O bakımdan biz, 2019 23 Haziran itibari ile İstanbul’un konularına başka bir gözle bakıyoruz. Toplumun faydasını mı, bu şehrin faydasına mı? O gözle baktığımızda da Kanal İstanbul ile ilgili fikrimiz nettir. Bu netliğimizi Sayın Bakan 16 milyon insan nezdinde hala hissedememiş diye anlıyorum. Anlayacaktır. Hiçbir hukuki geçerliliği olmayan anlaşmalar. Örnek X yılında, 2014’te 2015’te neyse, bütün anlaşmalar var. ‘Şu planını sizin Bimtaş şirketiniz yapsın. Şu plan sürecini kurumununuz şu birimi tamamlasın’ diye karşılıklı protokoller… Onlar öyle bağlayıcılığı ve geçerliliği olan işler değildir. Bakanlık yazar ama o tebliği alan ve yorumlayan buradaki kurumlar var. Arkadaşlarım zaten gerekli cevapları yazacaklar. Niçin geçersiz olduğu ya da hangi işlemin yapılması gerektiği konusunda. Ki altını çiziyorum bakın bu tür meseleler protokol ile olmaz. Yani sanki İBB olarak bir yeri sattık, bakanlık da aldı, iş bitti… Böyle bir şey değil ki. 16 milyon insanın yaşamından bahsediyoruz. Yani bu şehri tehdit eden unsurlardan bahsediyoruz. Yine söylüyorum. İçeriği boş, talihsiz bir Ulaştırma Bakanı açıklaması daha.”
İmamoğlu, “Devlet bankalarıyla ilgili sorun hala devam ediyor mu? Dış kaynak arayışınız var mı şu aşamada” sorusuna, “O bitmeyecek, hep olacak dış kaynak arayışımız. Devlet bankalarında bir değişim olduğunda yine ilk sizi keyifle bilgilendireceğim. ‘Bak ne güzel kredileri açmışlar, veriyorlar yardımcı oluyorlar’ diyeceğim. Hiç kuşkunuz olmasın” yanıtını verdi. İmamoğlu, Haydarpaşa ve Sirkeci garlarıyla ilgili dava sürecini soran gazetecileri, “Dava devam ediyor. Son itiraz süresinin dolmasına bir gün kala Devlet Demiryolları savunmasını verdi. Mahkemenin kararını bekliyoruz. Hukukun, toplumun vicdanını ahlakını koruyucu bir karar almasını bekliyoruz. Bu konuda hukukun tüm süreçlerini analiz ettiğimizde, hukukçu görüşlerini aldığımızda da böyle bir ihalenin tamamlanmasının mümkün olmadığı yönünde. Hukukun en doğru kararı vermesini bekliyoruz” şeklinde yanıtladı.
İmamoğlu, “Personel servisleri ihalesi sonuçlandı mı” sorusuna, “Henüz sonuçlanmadı bildiğim kadarıyla. Araştırıyor arkadaşlarım, inceliyorlar. Tabi ihalede bakılan şey, en uygun ihaleyi kimin aldığı ve almadığı arasında bakılan şey ve onun denetlenme süreci. Biz, sürece öyle bakıyoruz. Geçmişte ihaleyi o aldı, şimdi o alıyor gibi olaya sığ bakmaksınız. Olaya şöyle bakıyoruz: Haksızlık ya da usulsüzlük var mı? Ya da orda yine bir haksız rekabet oluşmuş mu? ‘Onu inceleyin’ dedim arkadaşlarıma. Onu inceliyoruz. Ben, bir belediye başkanı olarak isimlerle, şahıslarla ilgilenmiyorum. İlgileri devam ediyor, görüyorum. Ama ben ilgilenmiyorum o tarafla. (Bazı medya gruplarını kast ederek) Onların ilgileri bize devam ediyor. Biz, birçok insana ve birçok kuruma ahlaklı davranış konusunda da ders vermek zorundayız. Çünkü ülkenin iyi örnekleri görmesi lazım. Biz, bu makamlara kin duymak için gelmedik, nefret duymak için gelmedik. Adaletli bir süreci yönetmek için geldik. O anlamada da yolumuza devam ediyoruz. Ama yine de bir haksız rekabet oluşmuşsa, ‘Bunu inceleyin analiz edin’ talimatını verdim. ‘O gözle bakın’ dedim. Ama günün sonunda biri hak etmişse, ondam sonra da sıkı bir denetimle işini yapacak. Sıkı denetim ona ait bir sıkı denetim değil. Herkes için aynı şey geçerli” yanıtını verdi.